Uyku düzeninin bozulması, sabahları uyanamama veya yorgun uyanma, halsizlik, iştah açılmasına bağlı gelişen kilo alma, hayattan tat almama hissi gibi şikayetlerle, kış aylarında hastanelere müracaatlar artıyor. Bu şikayetler, çoğu zaman, mevsimsel şartlara bağlı olarak yaşanan kış depresyonunun belirtileri olarak değerlendiriliyor.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak yaptığı açıklamada, hastalığın belirtilerini, tedavisini ve korunma yöntemlerini anlattı. Albayrak, depresyon hastalığında mevsimsel özelliklerin önemli bir belirleyici olduğunu söyleyerek, “Mevsimsel özellikli dediğimiz depresyonda ayrı bir grup var. Özellikle mevsim geçişlerinde ve kış aylarında depresyon şikayetlerinde artış görülüyor ve bize müracaatlar artıyor. Kış mevsimlerinin uzun olduğu ve gün aydınlanma sürelerinin farklı olduğu yerlerde depresyonun arttığı bilimsel bir gerçek. Bunun kanıtı olarak da İskandinavya ülkelerinde intihar ve depresyon oranları gösterilebilir. Kış aylarında özellikle gün ışığı ve güneşten insanların daha az faydalandığı ve bundan dolayı da kapalı ortamları tercih ettiği, bunun yanı sıra soğuk havalarda egzersiz faaliyetleri az yapıldığı için depresyon rahatsızlıkları artıyor” dedi.
Albayrak, depresyonunun hastalarda ciddi yeti kaybına neden olabileceğini ifade ederek hastalığın belirtilerine dair şunları paylaştı:
“Depresyon, günlük işleyişi bozan bir tablo. Bu sebeple, kişiler kışın özellikle kendilerini çok hüzünlü hissettiklerinde, hiçbir şeyden zevk almadıkları zamanlarda, uyku -uyanıklık dengelerinde bozukluk olduğu zamanlarda, özellikle mevsimsel özellikli depresyonlarda uykusuzluktan ziyade çok uyumaya meyilli olunur, iştahsızlıktan ziyade fazla yeme içme gibi durumlar olabilir. Bunun yanı sıra sürekli olumsuz düşünceler kendisi tarafından hissediliyorsa veya başkaları tarafından gözlemleniyorsa mutlaka bir psikiyatri kliniğine başvurmaları gerekir”
Söz konusu şikayetler ile hastanelere müracaat eden herkese depresif bozukluk tanısı koyulmadığını ifade eden Albayrak, şikayetlerin hastalık olarak değerlendirilmesi için gerekenleri ve hastalığın tedavi sürecine dair şunları aktardı:
“Bu şikayetler ile bize gelen vatandaşlara tam depresyon tanısı koyabilmemiz için, hastaların normalde, rutinde yapması gereken işlerde önemli bir bozulmalar olması gerekiyor. Biz tam depresyon kriteri ile mevsimsel özellikli depresif bozukluk tanısı koymadığımız hastalarda ilaç tedavisi önermiyoruz. Gerekli tavsiyelerde bulunuyoruz ve bu tavsiyeler sonucunda da hastaları takipte bulunuyoruz. İskandinav ülkelerinde bazı şeyler yapılıyor, mesela ışık tedavisi gibi Bizim ülkemizde bunun yapılmasına çok gerek yok, vatandaşların günlük rutin hayatlarına devam etmeleri ve rutinlerini aksatmamaları gerekiyor. Tam olarak depresif bozukluk tanısı koyulan hastalarda ise, bazı durumlarda rahatsızlık, psikoterapi ile çözülebiliyor, bazen ilaç tedavisiyle de bu durumu çözmek gerekebiliyor.”
Son olarak Doç. Dr. Albayrak, kış depresyonundan korunmak için yapılması gerekenlere değinerek, “Özellikle kış depresyonundan korunmaları için güneşin olduğu zamanları iyi değerlendirmek gerekiyor. Her ne kadar hava soğuk olursa da olsun yine çıkıp, en azından yarım saat ya da ne kadar mümkün olursa egzersiz yani tempolu bir yürüyüş yapmak gerekiyor. Vatandaşlarımızın özellikle uyku döngülerine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Tabi sabah uyanmak zor oluyor ama bu uyku döngüsünü iyi korumak gerekiyor, çünkü uyku bozukluklarında da kış depresyonu görülme olasılığı çok artıyor” tavsiyelerinde bulundu.