Küllerinden doğan tatlar

Ülkü Menşure Solak
04:009/11/2025, Pazar
G: 9/11/2025, Pazar
Yeni Şafak
Kalburabastı
Kalburabastı

Binlerce yıllık bir yöntem yeniden mutfaklarda. Hititler’den Orta Asya’daki Türklere, oradan Osmanlı sarayına kadar uzanan küllü su geleneği bugün yeniden keşfediliyor. Dünyanın en iyi şefleri külü yemeklerinde kullanırken, biz de ninelerimizin izinden gidiyor ve sizlerle bu eski ama bir o kadar da özel küllü çörek ve küllü su ile kalburabastı tariflerini paylaşıyoruz.

Bütün bir dünya aynı şeyi konuşuyor: Kıtlık tehlikesi. Neredeyse tüm ülkelerde gıdanın azalması, fiyatların artmasına neden oluyor. Savaşlar, kirlilik ve su kaynaklarının hor kullanımı, küresel bir gıda krizine yol açıyor. Kriz her gün derinleşirken, gastronomi, tarım uzmanları ile şefler, öğrenciler ve hocalar her gün atıksız, tasarruflu beslenmenin yollarını arıyorlar. Köklerden yapraklara kullanılabilecek her şeyi yemeğe dönüştürme çabasında tanıdık bir öge var: Kül. Aslında binlerce yıllık kültür hafızamıza başvurmak gerekiyor. Bu yazı, sizi eski günlere çağıracak, köylere, tandır ve ocak başlarına…


Hititler’den Orta Asya’ya dek kullanılırdı

Hatırlıyor musunuz, ninelerimiz köylerde küllü su yaparlardı. Kül, meşe, huş, fındık, asma gövdesi ve gül ağacından elde edildiğinde hoş bir koku ve aroma bırakır. Temiz odun küllerini suyla karıştırırlar, dinlendirirler ve suyu süzüp hamur yoğururken kullanırlardı. Böylece daha çıtır, daha gevrek ve kabarmış bir hamur elde ederdik. Bu yöntem muhtemelen Anadolu’da Hititler’den, Orta Asya’da ise Türklerden beri kullanılıyor. Osmanlı saray mutfağında da küllü su ile yapılan bir ekmek vardı. Hatta bazı köylerde kuru fasulye ve nohut, düdüklü tencerenin olmadığı zamanlarda külle ıslatılır, böylece daha hızlıca ve yumuşak pişmesi sağlanırdı. Yine Güneydoğu Anadolu’da pekmez yaparken asma külü katılıp pekmezin asitliği kırılır, daha dayanıklı hale getirilirdi. Dünyanın farklı yerlerinde de eski topluluklar, külü yemek yapmada kullanmışlar. Aztekler ve Mayalar, mısırı odun külleriyle pişirerek kabuğunu yumuşatmışlar. Aslında “gerçek bir tortilla lezzetini bu odun küllerine borçludur” diyebiliriz. İskandinav halklarıysa odun külleriyle balık marine ederlermiş. Çin ve Japonya’da, susam ve yonca külleriyle alkali bir su olan “kansui” yapılmış. Bu alkali su da ramen ve udon eriştelerinin sarı rengini ve elastik dokusunu veren şeydir.


Kül yine zirvede

Bugün, dünyanın en iyi restoranlarında kül yine zirvede. Şef René Redzepi, odun, arpa maltı, saman ve deniz yosununu küle dönüştürüp soslara ekliyor. Kül yemeklere, dumanlı, odunsu bir umami katıyor. 3 Michelin yıldızlı Grant Achatz ise külü çikolata yapımında kullanıyor. Peru’da Virgilio Martinez, Amazon Ormanları’ndan elde ettiği küllerle balıklarını marine ederken, Ana Ros mantarla külü birlikte kullandığı tarifler pişiriyor. Türkiye’de de külü yemek yapmada kullanan birçok ödüllü restoran var. Ama biz evlere dönelim ve kül suyunu nasıl yapacağımıza bakalım. Bir avuç temiz meşe külünü, 1 litre kaynar su ile 24 saat demleyelim, süzelim. Eğer kül suyu yapma imkânımız yoksa, yerine karbonat ta kullanabiliriz. Gelin şimdi tariflere geçelim. Sağlıklı, mutlu haftalar.


Küllü su ile kalburabastı

MALZEMELER:
l 1 su bardağı zeytinyağı l 1 su bardağı küllü su l 1 yemek kaşığı yoğurt l 1 çay kaşığının ucu kadar tuz l 3-4 su bardağı un l 3 su bardağı şeker l 3 su bardağı su l Yarım limon l 1 bardak ceviz l İsteğe bağlı tarçın
YAPILIŞI:
Su ve şekeri kaynatıp, kaynayan şerbete limon suyunu ekleyelim ve şerbeti yapalım. Ceviz içini hafif irice dövelim. Küllü su, zeytinyağı, yoğurt ve tuzu karıştıralım. Yavaş yavaş un ekleyerek yoğuralım. Yarım saat üzeri örtülü şekilde dinlendirelim. Dinlenmiş hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alalım ve kalbur veya rende üzerinde mümkün olduğunca ince açalım. (Yapışmaması için hafifçe yağlayabiliriz ama dikkatli olmalıyız.) İçine tarçın serpilmiş ceviz koyup kapatalım ve rende veya kalbur üzerinde yuvarlayalım. Fırın tepsisine bir pişirme kağıdı serelim ve kalburabastılarımızı dizelim. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 20 dakika kadar pişirelim. Şerbet soğuksa, sıcak kalburabastı üzerine dökelim. Kalburabastı soğuksa, şerbet sıcak olmalı. Afiyet olsun.

Küllü çörek (Ankara)

MALZEMELER:
l 500 g. un l 1 su bardağından biraz eksik kül suyu l 1 su bardağı ılık süt l 1/2 su bardağı sıvı yağ veya eritilmiş tereyağı l 1 tatlı kaşığı tuz l İsteğe göre iç: Ceviz içi veya peynir (katmanlar arası) l Üzeri: Yumurta sarısı, susam
YAPILIŞI:
Kül suyunu süt, yağ ve tuzla karıştıralım. Unu azar azar ekleyerek yumuşak bir hamur yoğuralım. Hamuru bir saat kadar üzeri örtülü dinlendirdikten sonra, bezelere ayıralım ve üç-dört adet iki el büyüklüğünde yufka açalım. Her yufkanın üzerine ceviz veya peynir koyup üstüste dizelim ve kenarlarını içe doğru katlayarak çöreği tamamlayalım. 15 dakika dinlendirelim. 200°Clik önceden ısıtılmış fırında altın sarısı olana dek pişirelim. Afiyet olsun.

#Sofranın Dilinden
#mutfak
#Türk
#Osmanlı