ahar etkinlikleriyle geldi. 4 Mayıs'ta İstanbul’da, Milli Eğitim Bakanlığı’nın meslek liseleri yiyecek içecek hizmetleri alanı öğrencileri arasında düzenlediği yöresel yemek yarışmasının finali yapıldı. Daha önce bölgeler arasında düzenlenip 28 bölge birincisinin belirlendiği yarışmanın final etabında Ege’den Doğu Anadolu’ya, Türkiye’nin dört bir yanından genç aşçı adayları, kendi şehirlerinin ünlü yemeklerini sergiledikleri harika bir organizasyonun en önemli karakterleri oldular. Hepsi çok heyecanlı ve başarılıydı. Elbette yerel tatlar söz konusu olduğunda coğrafi işaretli ürünler ve kültüre özgü pişirme teknikleri de öne çıkıyor. Şanlıurfa’nın trüfü keme, bir kurutulmuş yoğurt çeşidi olarak bildiğimiz kurut, Konya mönüsünde yer alan tarhun, Diyarbakır’ın özel pişirme kabı “üsküre”de yapılan üsküre kebabı, Çorum’un, Enes Aydoğdu tarafından pişirilen, kökeni Orta Asya bozkırlarına dayanan ve çadırı ayakta tutan direkten adını alan “çatal aşı”, Tahsin Aşkın’ın dillere destan bir maharetle açıp pişirdiği kabarık, beyaz lüle baklavası ve Çetin Kanbur’un çok kültürlü Türkiye mutfağının birbirine ahenkle geçmesinin simgesi Türk ve Boşnak mantısının karışımı bir tarif olan kuru mantısı… Her biri tek bir mönüde Türk mutfağının muhteşem renklerini sunuyordu ve yemeklerin yan yana geldiği stand bir şölen sofrasını andırıyordu.
Gençlerimizin çok emek verdiği yarışmanın birincisi, perde pilavı, pırtike çorbası ve varak keek ile Siirt Zübeyde Hanım Mesleki Teknik Anadolu Lisesi oldu. Kız öğrencilerden oluşan bir takımın birincilik alması, ödülü ayrıca güzelleştirdi. İkinci olan Edirne’nin Dr. Sadık Ahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ydi, mönülerinde bakla çorbası, ciğer sarma ve bal helvası vardı. Yarışmanın ödüllerini Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin verdi. Çok kısa bir zamanda, ülkenin dört bir yanından 407 ekip, bin 221 öğrenciyle, bu ekip ve yarışmaları koordine eden öğretmenlerin, bakanlık görevlilerinin işbirliği, takım çalışması mucizeleri imar etti. Bütün ekiplerin, öğretmen ve öğrencilerin adlarını tek tek anıp, hepsine emekleri için teşekkür etmeyi çok isterdim. Gerçek şu ki bilimin ve kültürün en önemli ayağı okullardır. Gelecek nesillere iyi, güzel ve doğruyu, çalışmanın ve işini iyi yapmanın yüceliğini öğretebildiğimiz kadar mutluluğa ve refaha ereceğiz. Bütün bu lezzetli reçetelerin bulunduğu bir Türk mutfağı kitabının okul kütüphanelerini süslemesi dileği de gönlümden geçiyor. Ülkemizin aydınlık geleceği, pırıl pırıl çocuklarımızın her bir meslekte yeteneklerini sergilediği nice güzel etkinlikler dileklerimle bugün, Siirt ve Edirne’den ödüllü tarifler paylaşmak istiyorum. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.