Müslüman genç kızların rehberi

Dilber Dural
Dilber Dural
04:0027/04/2025, Pazar
G: 27/04/2025, Pazar
Yeni Şafak
Elif Büşra Memmi
Elif Büşra Memmi

Elif Büşra Memmi’nin “Müslüman Genç Kızın Hayata Tutunma Rehberi” adlı kitabı, genç kızların eğitimden sosyal hayata maruz kaldığı görünmez baskılara mizah ve cesaretle yanıt veriyor. “Bu kitabı yalnız olmadığımızı göstermek için kaleme aldım” diyen Memmi, Müslüman kimliğini saklamadan var olma mücadelesi veren genç kızlara umut ve dayanışma sunuyor.

Elif Büşra Memmi’nin kaleme aldığı “Müslüman Genç Kızın Hayata Tutunma Rehberi”, Aşina Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluştu. Günlük hayatta karşılaşılan küçük problemleri mizahi ve yaratıcı bir dille ele alan kitap, okurlarına sıra dışı bakış açıları sunuyor. Memmi, tarihten teknolojiye, süper güçlerden matematiğe kadar geniş bir perspektiften genç kızların karşılaştıkları zorluklara eğlenceli ve özgün çözümler getiriyor. Kadınların en büyük ihtiyaçlarından birinin “anlaşılmak” olduğunu vurgulayan yazar, yaşanan sıkıntılara gülerek yaklaşmanın onları hafifleteceğine inanıyor. Elif Büşra Memmi ile “Müslüman Genç Kızın Hayata Tutunma Rehberi” üzerine konuştuk.



Öğretmenlerim başımı açmam için beni ikna etmeye çalıştı

“Müslüman Genç Kızın Hayata Tutunma Rehberi” kitabı yalnızca bir rehber niteliği taşıyor, ancak içindeki mesajlar ve verdiğiniz tavsiyeler, aslında toplumsal bir sorunun çözümüne nasıl katkıda bulunmayı amaçlıyor?

Şu anda 32 yaşındayım. Ben lisede okurken hem liselerde hem de üniversitelerde tesettürle okumak yasaktı. Fen lisesinde okumama rağmen, o dört yıl boyunca “Üniversiteye gitme imkânım olacak mı?” sorusuyla yaşadım. Diyelim ki başımı açıp okudum; peki sonra? O zamanlar başörtüsüyle birçok meslekte çalışmak da neredeyse imkânsızdı. Yani, hayal kurmaya bile cesaret edemiyorduk. 2007 yılında, lise 1. sınıftayken TÜBİTAK Matematik Olimpiyatları’nda Türkiye üçüncüsü oldum. Ankara’da düzenlenen ödül töreninde, diğer gençler sahneye çıkıp alkışlanırken ben sahneye çıktığımda ortam buz kesti. Ödülümü başörtüsüyle almak istediğim için… Kimileri şaşkın, kimileri öfkeli bakıyordu bana. İçimde sevinç, korku ve hayal kırıklığı birbirine karışmıştı. O an, başörtüm kıyafetim olmaktan çıkmış ödülümden daha büyük bir mesele haline gelmişti. Dönemin Milli Eğitim Bakanı’nın beni kınadığına dair gazete haberleri çıktı, devlet tarafından hakkımda soruşturmalar açıldı ve okuldan uzaklaştırma cezası aldım. Ortaokul, lise ve üniversite yıllarım boyunca birçok öğretmenim başımı açmam için beni ikna etmeye çalıştı.

Tüm bunlar tesettürün kimliğimdeki yerini daha da sağlamlaştırdı. Kendimi tanıdığım bu yıllarda, sürekli bir seçime zorlanıyordum: Ya istediğin gibi giyinirsin ya da istediğin eğitimi alırsın. İkisi aynı anda olmaz. Okumayı ve yazmayı çok seven birçok arkadaşım, bu sebeple eğitim hayatını bırakmak zorunda kaldı. Biz, bu yasakları en ağır şekilde yaşayan son kuşaktık. Bizden sonra gelenler, en azından eğitim hakkı konusunda daha özgür oldular. Tabii yeni sınavlarımız başladı. Çok şükür artık okullara girebiliyor, çalışabiliyoruz. Ama bu, her şeyin tamamen çözüldüğü anlamına gelmiyor. Şimdi de çevremizle olan sınavımız başladı. Girdiğimiz ortamlarda kendimizi kabul ettirmek, sevdirmek istiyoruz. Sadece başörtüsüyle ilgili değil; oruç tutan, namaz kılan, yani bir şekilde Müslüman kimliğini gösteren genç kızlar da çevresinden tepki alma korkusuyla yaşıyor. Ben de kitabı tüm bu zorluklara göğüs geren kardeşlerim müslüman oluşundan utanmadan, kendini sevdirmek için olmadığı biri gibi davranmaya çalışmadan, aslında hoşlanmadığı şeylerden hoşlanıyor gibi yapmadan kendini ifade edebilsin diye çizdim. Yani bu kitabı, kendini yalnız hisseden bütün Müslüman genç kızlar için çizdim. “Yalnız değilsiniz” demek istedim. Yalnız olmadığımızı bilmek, başlı başına bir güç kaynağı. Birbirimizi gördükçe, sesimizi duyurdukça, birbirimize sahip çıktıkça daha da güçleneceğiz.


Güldürüyü bir terapi gibi görüyorum

Kitabınızda, günlük hayatta karşılaşılan zorlukları eğlenceli bir şekilde ele alarak çözüm bulmayı öneriyorsunuz. Bu yaklaşım, genç kızların karşılaştığı zorluklarla başa çıkmalarına nasıl yardımcı olabilir?

Problemi yaşayan başkalarının varlığını görmek, yalnız olmadığını bilmek, en güzel rahatlatıcılardan biri olabilir. Bazen bir problemin sadece fark edilmesi ve dile getirilmesi de yeter. Zaten kadınlar olarak, en çok istediğimiz şey anlaşılmak değil mi? Anlaşıldığımızı, yalnız olmadığımızı hissettiğimizde, durumumuzu kabullendiğimizde şikayet etmeyi bırakıp hemen çiçek açtırırız. O olayın eğlenceli tarafını, komik tarafını görmeye başlarız. Kitaptaki çözümler de çoğunlukla problemi çözmektense daha da beter ediyor ama problemlerimize gülmemizi sağlıyor. Amacımız da bu, bir şeye gülmek onu zihnimizin artık problem olarak görmemesini sağlıyor. Travmaları çözmek için oyun terapisinde kahkahanın kullanılması gibi aslında. Güldürüyü bir terapi gibi görüyorum. Problemine güven o artık problemin olmasın. Kızartma yaparken sıçrayan yağdan elim yandığında, ben bu işi beceremiyorum diye ümitsizliğe düştüğümde eskiden savaşlarda giyilen o ağır çelik zırhlardan giydiğimi hayal ediyorum. Surlardan kızgın yağ döken düşman kuvvetlerine karşı gelen askerlere kendimi benzetip gülüyorum. Artık kızartma yapmak o kadar zor değil. Topuklu ayakkabılar ayağımın arkasını vurduğunda hemen açılıp yaralanmalardan koruyacak bir airbag sistemini düşünüp gülüyorum. Günlük yaşamın ayrıntılarıyla boğuşan kızlara kimi zaman güç kalkanı oluşturmasını, kafasına anten takmasını, evde bulaşığı gelinlikle yıkamasını tavsiye ediyorum. Yani aslında gerçekten tavsiye ettiğim tek şey bakış açısını değiştirmek olabilir. Rüzgarlı havada başa geçen başörtü, eve gelen erkek misafire görünmeden ev içinde gezinmek, sınavın namaz vaktine denk gelmesi, camilerdeki kadın bölümünün küçüklüğü, denizde tesettürlü mayoların zorluğu gibi problemler.


Mizahla cevap verebilen bir nesiliz

Annenizin kitabınızı beğenmesi, eserinizin aileler ve özellikle anneler için de ne kadar anlamlı olduğunu gösteriyor...

Kitapların arkasında genelde önemli kişilerin kitapla ilgili yorumları olur. Ben de annemin yorumunu koydum. Daha önemli kimi bulayım? Benim annem de birçoğumuzun annesi gibi başörtü mücadelesi vererek üniversiteyi tamamlamış. Okuldan atılmış, geri dönmüş, mahkemelerle hakkını aramış. Türkiye’de İslam’a uygun yaşamaya çalışan kadınlar çok zor dönemlerden geçtiler. Yasaklarla, zorbalıklarla, fiziksel ve psikolojik şiddetle karşı karşıya kaldılar. Zor zamanlar çok şükür yaşanıp bitti ve hatta unutuldu ama okuldan atıldığı için tüm hayatı etkilenen ablalarımız haklı olarak bu hikâyeyi öfkeyle, hüzünle anlatıyorlar. Anlatmaya da devam edecekler.

Bizden önceki nesil bu zorlukları yaşarken birbirlerine destek olarak, kendi aralarında gülüp eğlenerek hayatta kaldıysa bile, yaşadıklarını mizahi bir dille anlatamazdı. Buna uygun bir ortam yoktu. Ama biz annelerimizi, ablalarımızı okullarına almayan zorbalara mizahla cevap verebilecek bir nesiliz. Onlara artık ciddi ciddi sinirlenmemize bile gerek yok. Onların karikatürlerini çizeceğiz Komedisini yapacağız. Onlara gülüp geçeceğiz. Dolayısıyla sadece benim annem değil genel olarak kitabı “anneler” de beğendi. Şimdi tabii ki başörtüsünü gururla taşıyan, Müslüman olduğundan utanmayan, zalimlere boyun eğmeyip, onlara gülen bir kitabı ve böyle gençleri görmek onları sevindiriyor. İnşallah bunun gibi daha çok eserler göreceğiz.


#tesettür
#Elif Büşra Memmi
#Müslüman Genç Kızın Hayata Tutunma Rehberi