Filistin’in işgaline karşı çıplak ayaklarıyla, yaşadıkları büyük kıtlığa rağmen karşı çıkan Yemen halkı, halleri ve tutumlarından da anlaşılacağı gibi Arapların en onurlu kavimlerinden bilinirler. Tarih, asla işgal edilememiş bir ülke olarak yazar Yemen’i. Buna dağlık ve zorlu coğrafyası, yetersiz su kaynakları da etki eder ama asıl nedeni, korkusuz ve güçlü savaşçılarıdır. Türkülerin, edebi eserlerin vazgeçilmez konusu, Melike Belkıs’ın Saba’sı, Veysel Karani’nin yurdu, sahillerinden aden incileri ve dağlarından eşsiz akikler çıkan, gidenin gelmediği Yemen, kızıl toprak sıvalı ve nakış nakış evleriyle de dünya güzeli bir coğrafyadır. 2015’ten beri ambargo altında olması nedeniyle on binden fazla çocuğun açlık ve hastalıktan öldüğü, adı çokça anılmayan bu coğrafya, yokluk günlerinde de insan onuruna sahip çıkıp Filistin’e yardım edebilmek için bombaları göze aldı. Tarih Yemen’e bu onuru binlerce kez yaşatmıştır. Efendimiz (sav) Yemen halkı hakkında şöyle buyurmuştur: “Size Yemenliler geldi. Onlar, ince ruhlu ve yufka yürekli insanlardır. İman Yemenlidir, hikmet de Yemenlidir. Böbürlenme ve kibirlenme deve besleyenlerdedir. Sükûnet ve vakar ise koyun besleyenlerdedir.”
Milattan Sonra 540’larda Marib Barajı’nı Kur-an’da da bahsi geçen Arim seli yıkana kadar Saba’nın dünya güzeli bahçeleri her meyvenin, sebzenin yetiştiği yerlerdi. Fakat sel, Yemen’in yeşil dokusunu aldı götürdü. Bugün mutfak kültürü, deniz kıyısında olmanın da etkisiyle kıyılarda balık, iç kesimlerde küçükbaş hayvan hakimiyetindedir. Ülkenin büyük sulama sorunu verimli topraklarını yeterince işleyememe nedeni olarak mutfağa da şekil vermiştir. Kendine özgü aroma kombinasyonları, baharatların güçlü tat ve kokuları, ustaca pişirilmiş Yemen lezzetlerinin dünyada da oldukça popüler olmasına neden olmuştur. Yayla ve dağların yüksek bölgelerinde yetişen kahve, elbette Yemen’in en ünlü lezzetidir. Rivayetler Yemen kahvesini Hz. Süleyman’a kadar götürse de, 16. yüzyılda yayıldığı düşünülüyor. Önce Etiyopya’da bulunan ve oradan Yemen’e gelen kahve fidanları, Yemen’de tarikat ehlinin gece ibadetlerinde tüketilince, bütün Arap Yarımadası’na, ardından Osmanlı’ya yayılıyor. Gece ibadetini uykuyu açarak kolaylaştıran kahvenin bu özelliği sevilip benimsenmesine etki ediyor. Taş tencerelerde kaynar kaynar sofralara getirilen et yemekleri, baharatlı acı sosları, ekmekleriyle Yemen, bugün kıtlık ve ambargoya rağmen hâlâ güzel, hâlâ eşsiz. Filistin’le birlikte özgür ve mutlu olduğu günleri olsun ki, bize de gidip doya doya görmek nasip olsun dilerim. Bugün Yemen mutfağından iki tarif paylaşmak istiyorum. Sağlıklı, huzurlu pazarlar dilerim.
MALZEMELER:
l5 su bardağı un
l2 bardak ılık su
l2 tatlı kaşığı maya
l2 yumurta
l1 yumurta sarısı
l1 yemek kaşığı şeker
l1 yemek kaşığı tuz
l1/3 bardak tereyağı
lÜstüne serpmek için çörek otu
lAralara sürmek için tereyağı
lÜzeri için süzme bal
YAPILIŞI:
Mayayı ılık suda eritelim ve kabartalım. Köpük köpük olmuş mayayı, yumurta, şeker, tuz ve eritilmiş tereyağı ile karıştıralım. Üzerine yavaş yavaş unu ekleyelim. Hamuru yoğurup 10 dakika dinlendirelim. Ardından 8-10 eşit parçaya bölüp yumak yapalım elimizi yağlayarak yassılayalım ve kabarması için ılık bir yerde üzeri örtülü olarak bekletelim. Her bir hamuru mantı hamuru kalınlığında açıp yuvarlak bir tepsiye yerleştirelim. Her bir katı koymadan önce aralarını iyice tereyağıyla yağlayalım. En üste yumurta sarısı sürüp çörek otu serpelim ve 180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirelim. Pişirdiğimiz hamurun üzerine süzme balı dökerek dilimleyelim ve servise alalım. Afiyet olsun.
MALZEMELER:
l5 su bardağı un
lYarım çay kaşığı tuz
l5 yemek kaşığı tereyağı
l1 yumurta
l1 bardak ılık su
lYarım çay kaşığı karbonat
İçi için:
l200 g. kıyma
l1 kuru soğan
lYarım çay kaşığı taze zencefil rendesi
l1 diş sarımsak
lBir fiske zerdeçal
l1 çay kaşığı kırmızı biber
l1 çay kaşığı kimyon
lBir fiske kişniş
l1 yumurta
YAPILIŞI:
Yağı eritelim. Tuz ve un ilave edelim. Yumurtayı çırpalım ve hamura ekleyelim. Karbonatı su ile karıştırıp ekleyelim ve bir hamur yoğuralım. Hamurun üzerini nemli bir mutfak beziyle örtüp 40 dakika dinlendirelim. Sarımsağı ezelim, soğanı rendeleyelim. Bir tavaya az sıvı yağ ekleyelim ve sarımsak ile soğanı kavuralım. İçine kıymayı, baharatları ve tuzu ekleyelim. Suyunu çekince ocaktan alalım. Elde ettiğimiz hamuru 5 dakika yoğurup 4-5 parçaya ayıralım. Her bir bezeyi mümkün olduğunca ince açalım. Ortasına kıyma harcını koyalım. Varsa taze kişniş ve doğranmış arpacık soğanını da çiğden ekleyelim. Ardından hamuru zarf gibi kapatalım. Çok az yağ ile silinmiş bir tavaya koyup her iki yüzünü de orta ateşte pişirelim. Servise alalım. Afiyet olsun.