Yeni Şafak Gazetesi'nin 30. yaş gününü Rami Kütüphanesi’nde “Türkiye’nin Birikimi” sloganına yakışır bir şekilde kutladık. Geçmişten ve günümüzden bizimle yol yürüyen siyaset, kültür sanat ve fikir dünyasından önemli isimler, çağrımıza eşlik etti. Bu davetin en önemli özelliği, kuruluşundan itibaren Yeni Şafak’la bir şekilde yolu kesişenlerin bir araya gelmesiydi. Eski dostlar özlem giderdi, hatıralar yad edildi, birlikten doğan kuvvetin vücut bulmuş hali gibiydi. Yeni Şafak bu camianın hep amiral gemisiydi ve bu misyonunu 30. yaşıyla taçlandırdı.
Yeni Şafak’ın okul olma özelliği her yerde konuşulur. Evet, bir okuldu ve vefasıyla ülkenin her tarafına yayılan öğrencilerini unutmadı. Şüphesiz bunda Genel Yayın Yönetmenimiz Hüseyin Likoğlu’nun payı büyük. “Yeni Şafak’tan yolu geçenleri davet edelim” dediğinde 30 yıllık birikimi toparlamanın hiç de kolay olmadığını biliyorduk. Vefat edenlerin aileleri başta olmak üzere, daha önce gazetemizde çalışanların isimlerini bir bir çıkartıp, elimizden geldiği kadarıyla bir liste hazırladık. Yetmedi, kurulduğu günden bugüne kadar bir şekilde yanımızda durmuş, bizimle yürümüş siyaset, ilim ve kültür insanlarına ulaştık. Gönlü bizde olup da unuttuğumuz dostlarımızın affına sığınmayı da bir borç biliriz.
Onca yıl satırlarından feyz aldığımız Hayrettin Karaman, Gökhan Özcan, Ömer Lekesiz, Mehmet Şeker gibi yazarlarımızın davetimize icabet etmesi ve çalışanlarımızın etrafında hale olup fotoğraf çekilme isteklerini kırmamaları ne kadar muazzam bir şey. Fikir dünyamızın kıymetli isimlerinden, bazıları da kuruluşunda gazetemize katkı sunanlardan Hüseyin Besli, Ahmet Kot, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Dursun Gürlek, Ebubekir Erdem, Cevat Özkaya ve Hüsnü Tuna gibi isimleri yanımızda görmek ise hem duygulandırdı hem mutlu etti. İsmini anmaya satırların yetmeyeceği o kadar güzel isimler davetimize icabet etti ki, bir gazeteden çok büyük bir dostluk köprüsü gibiydi. Yıllar sonra hatırlandıkları için çok mutlu olanlar, başka başka şehirlerden gelip Türkiye’nin birikimine eşlik edenler olmasaydı, yarım kalırdık.
Şunu da anmadan geçemeyeceğim; eski CEO’muz yeni Ticaret Bakanı Ömer Bolat salona girdiğinde, bütün çalışanlar adeta abileri gelmiş gibi hissetti. Herkesle selamlaşması, özlemini
dile getirmesi, Yeni Şafak’ın güçlü bağlarına en güzel örnek. Bakan da olsa o bizim Ömer abimiz.
Yeni Şafak’ın 30. yıl dönümünde kuruluşundan itibaren hiç ara vermeden heyecanla bizi okuyan okuyucularımıza “En Eski Okurlarımız” kategorisinde plaket verilmesi, gecenin en duygulu anlarındandı. 30 yıldır gazetemizde yazan yazarlarımıza “Çınarlarımız” kategorisinde ve ilk günden itibaren gazetede çeşitli görevlerde çalışan görünmeyen kahramanlarımıza, “Emektarlarımız” kategorisinde vefa ödülleri takdim edildi.
Gecede eski dostlar birbirini bulmuş, gençler gazetenin çınarlarıyla tanışmanın heyecanını yaşayıp, anılar havada uçuşurken, davetimize icabet edenler ne kadar kıymetli bir iş yaptığımızı hatırlattı. 30 yılın önemli olaylarının derlendiği manşetler de ülkenin hassas dönemlerinde Yeni Şafak’ın yol gösterici ve dik duruşunu gözler önüne serdi. Albayrak Yönetim Kurulu Başkanımız Ahmet Albayrak’ın her zaman dediği gibi, “Biz yazmazsak kimse yazmaz.” Muallakta kaldığımız her haber için bunu düşünüp yolumuzu belirliyoruz. O zaman nice 30 yaşlara diyerek, yazmaya devam.