Yüzyılın hayali gerçek oluyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kazakistan'da işaret ettiği ortak Türkçe alfabe konusunda çok ciddi bir adım atıldı. Türk Akademisi, Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) oluşturduğu Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu'nun 34 harfli Ortak Türk Alfabesi önerisinde ortak bir görüş birliğine vardığını açıkladı. Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Şahin Mustafayev, Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu'nun üçüncü toplantısında 14 harfin onaylandığını bildirdi.
Bakü'deki toplantının başarılı bir şekilde tamamlandığı vurgulandı.
Toplantının ana hedefinin, önceki iki yıllık süreçte edinilen bilgi ve deneyimlerden faydalanarak Türk dilleri için ortak alfabe projesinin çalışmalarını sonuçlandırmak olduğu belirtildi.
Toplantıda, 1991 yılında bilim insanları tarafından önerilen Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi projesinin detaylı bir şekilde ele alındığı ve komisyon üyelerinin bu alfabenin geliştirilmesi gereken yönleri belirledikleri ifade edildi.
Sonuç olarak, 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi önerisi üzerinde ortak bir görüş birliğine varıldığı ve her harfin Türk dillerindeki çeşitli fonemleri temsil ettiği kaydedildi.
Açıklamada, toplantının başarıyla sonuçlanmasının tarihi bir öneme sahip olduğu ve Ortak Türk Alfabesi'nin geliştirilmesinin, Türk halkları arasında anlayış ve işbirliğini artırırken dil mirasını da koruyacağı vurgulandı.
Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu, süreçteki katkılarından dolayı Türk devletlerinin hükümetlerine ve komisyon üyelerine teşekkür etti ve tüm ilgili kurumları önerilen Ortak Türk Alfabesi'nin etkin bir şekilde uygulanmasını desteklemeye davet etti.
Mert, "Tarih bize bu sorumluluğu yükledi ve biz daha kararlı olmalıyız. Ortak bir Türk alfabesi oluşturalım ve isimlerimizi tarihe yazalım" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kazakistan'da "Türk Devri" temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi'nde bir süredir çalışmaları devam eden 'ortak Türkçe alfabe' ile ilgili değerlendirmeleri heyecan yaratmıştı.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde, Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri henüz bağımsız birer ülke değildi ve bu dönemde Türk boylarının Kiril alfabesine geçiş süreci başlatıldı.
Ruslar, her bir Türk boyuna farklı Kiril alfabesi oluşturdu. Bu alfabe; dil, edebiyat, ticaret, ekonomi gibi alanlarda Türk dünyasının iletişimini aksattı.
Alfabede önemli bir değişikliğe giden son Türk Cumhuriyeti ise Özbekistan oldu. Bu kararla birlikte Türk Cumhuriyetleri içinde alfabe değişikliğine gitmeyen tek ülke Kırgızistan kaldı.
Azerbaycan bugün, 34 harf içinden seçilmiş 32 harfli Latin alfabesini kullanıyor.
1993 yılında Türkmenistan ve Özbekistan, 1994 yılında Karakalpakistan da Latin alfabesine geçti fakat bu ülkelerin alfabelerinde çerçeve alfabeden yani ortaklıktan sapılma görüldü. Son zamanlarda Özbekistan’da bazı iyileştirmeler yapılmaya başlandığı gibi artık hayatın her safhasında da Latin harflerinin kullanılması kararı alındı.
Türk bilim insanları “bir ses bir harf” önerisinde bulundu ve 28 Ocak 2021’de, Kazakistan’da yeni alfabe tanıtıldı.
Kırım Türkleri ile Gagavuz Türkleri de Latin alfabesi kullanırken, Irak Türkleri de kısıtlı yayınlarında Arap alfabesi yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin Latin alfabesini kullanıyor.
1991 yılından itibaren Türk dünyası yeni bir süreç içine girdi. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) 5 bağımsız Türk cumhuriyeti daha eklendi ve bağımsız Türk dünyası yeryüzünde 7 cumhuriyetle temsil edilmeye başlandı. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, TRT Haber’e alfabe değişikliğinin önemine ilişkin açıklamalarda bulundu:
“Sovyetlerden ayrılarak bağımsız olan Türk cumhuriyetleri için Kiril’den Latin’e geçmek, siyasi bağımsızlığın yanında kültürel bağımsızlığın da bir simgesi.”
Prof. Dr. Ercilasun’a göre alfabe değişikliğinin birinci önemi; Stalin döneminde Türklere baskıyla kabul ettirilen Kiril alfabesi "Rusya’ya bağımlılığı" temsil ederken, Latin alfabesi ise "hür ve medeni dünyaya açılışı" temsil ediyor.
İkinci olarak ortak bir alfabe, Türk dünyasındaki yakınlaşma ve iş birliği arzusunu ortaya koyuyor. 7 cumhuriyette ve Kırım, Gagavuz Yeri, Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Kosova, Batı Trakya, Irak, Suriye gibi ülkelerdeki Türk topluluklarında ortak bir alfabenin kullanılması; bu ülke ve topluluklar arasında büyük bir kültürel temas imkanı sağlıyor.
Türkmenistan Latin harflerinden oluşan alfabe ile yazılan metinler yayınlamıştı.
"Ortak Türkçe Alfabe" üzerine ilk girişimler 1991 yılında başlamıştı. Türk dillerindeki temel seslere dayanan bu sistemin geliştirilmesi, o dönemde "Türk Şûrası" olarak bilinen Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk-Kardeşlik ve İş Birliği Kurultayı'nda da sürdürüldü. 21-23 Mart 1993 tarihlerinde Antalya'da düzenlenen toplantıda, Türk Cumhuriyetleri alfabelerine Q, X, W, ?, ve Ä harflerinin eklenmesi kararı ortak bir şekilde alındı.
1930'ların başında, Sovyetler Birliği içindeki Türk topluluklarının alfabelerini ortak bir yazı sistemiyle Latin alfabesine dönüştürmeyi hedefleyen Ortak Türkçe Alfabe çalışması, bu alandaki ilk önemli girişimlerden biri olarak kabul ediliyor.
Sibirya'daki Türk topluluklarından Sahalar, 1917 yılında Latin alfabesini kullanan ilk topluluk olmuştu. Aynı bölgede yaşayan Tuvalılar ise uzun bir süre Moğol alfabesini kullanmış, 1930 yılında Latin alfabesine geçmişti. Ancak, Tuvalılar daha sonra Kiril alfabesini tercih etti.
Azerbaycan ve Türkmenistan’ın alfabe değişikliklerini benimseyip uygulamaya koymalarında, uzun yıllardır Latin alfabesini kullanan Türkiye Türklerinin önemli bir rolü oldu. Azerbaycan Türkçesi, Türkmen Türkçesi ve Gagavuz Türkçesi, dil bilgisi kuralları ve söz varlığı açısından birbirine oldukça yakın diller olup, Latin alfabesiyle yazılmaya başlanmaları, ortak alfabe konusunda önemli bir temel oluşturdu.