Sivas Numune Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde görev yapan ve 11 Eylül'de "mavi kod" sorumlusu olan 33 yaşındaki anestezi uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu, pandemi servisinde kalbi duran bir hastaya müdahale ederken Kovid-19'a yakalandı.
Yoğun geçen tedavi sürecinin ardından görevinin başına dönen Gündoğdu, Kovid-19 ile mücadelede yeniden ön saflarda yerini almaya devam ediyor.
Kalbi duran bir hastaya siperliksiz şekilde müdahale edince anestezi teknikeri arkadaşıyla birlikte Kovid-19'a yakalandığını söyleyen Gündoğdu, boğaz ağrısıyla güne uyandığını ve sonrasında terleme ve kas ağrısı şikayetleri yaşadığını anlattı.
İlk testi negatif ikinci testi de pozitif çıkan Gündoğdu, hastalığının dördüncü gününde tat ve koku kaybı yaşamaya başladığını söyledi.
Hastalığı şiddetli geçirdiğini ve vücut ağrılarının çok olduğunu belirten Gündoğdu, Kovid-19'u atlatmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Vücudundaki yorgunluğun devam ettiğini anlatan Gündoğdu, "Hastalığın üzerinden bir ay geçti. Kovid-19'dan önceki tempo beni yormuyordu ama şimdi yoruyor. Yoğun bakımlarda yoğun şekilde çalışıyoruz. Yoğun bakımlarda Kovid-19 hastalarını görüyoruz ve onları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.
Yoğun bakımlık Kovid-19 hastalarının bilinçlerinin açık olduğunu vurgulayan Gündoğdu, şunları kaydetti:
Bilinci açık hastanın genellikle yoğun bakımdan çıkabildiğini söyleyen Gündoğdu, Kovid-19 hastalarında bu durumun tersi olduğunu vurgulayarak, bunun üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti.
Maske takmayan ve hijyen kurallarına uymayan insanların kendilerini düşünmüyorlarsa bile birlikte yaşadıkları ailelerini düşünmeleri gerektiğine dikkati çeken Gündoğdu, şöyle devam etti:
"Bana bir şey olmaz, diyen insanlar daha çok genç insanlar. Yoğun bakımlarda artık ilk döneme göre daha genç insanları da görmeye başladık. Genellikle 70-80 yaş üstü yoğun bakımlık olurken bugün 35 yaşında yoğun bakımda yatan hastamız var. Yaş ortalaması yoğun bakımlarda açıkçası ilk baştaki gibi değil. Dolayısıyla gençlerin bu şekildeki yaklaşımını doğru bulmuyorum. İnsanlar maskelerini takmalılar, mesafeye dikkat etmeliler. Hayatını kaybeden doktorlarımız, hemşirelerimiz ve personel arkadaşlarımız var. Tedbirlere uymayarak bu insanları riske atarsak bu insanların görevini yapamaz hale gelmesi sağlık sisteminde çöküntüye neden olacaktır. Kurallara uymayan insanlar bizi de riske sokuyor, yakınlarını da riske sokuyor ve sağlık çalışanlarının görevini yapamaz hale gelmelerine neden oluyor."
Hematoloji uzmanı 35 yaşındaki Dr. Ahmet Şeyhanlı ise diğer meslektaşları gibi pandemide en ön saflarda mücadele ettiklerini söyledi.
Şeyhanlı, yoğun çalışma temposu yaşadıkları eylülün 14'ünde Kovid-19'a yakalandığını, özellikle eklem ve baş ağrısı şikayeti yaşadığını ifade etti.
Kovid-19'un her kişide farklı seyrettiğini dile getiren Şeyhanlı, "Çok ciddi eklem ve kas ağrıları, 3 gün 3 gece uyutmayacak şekilde baş ağrısıyla atlattım" dedi.
Hastalığın can sıkan tarafının sevdiklerine bulaştırmak olduğunu belirten Şeyhanlı, "Aynı zamanda bir hekim olan ve gebeliği nedeniyle izinli olan eşime de 7 yaşındaki çocuğuma da bulaştırmış oldum. Yani hastalıkta sorun bir iken bir anda yüz veya bin olabiliyor" diye konuştu.
Hastalığın genç-yaşlı ayırt etmediğini vurgulayan Şeyhanlı, şöyle devam etti:
Sağlık çalışanlarının aldığı onlarca tedbire rağmen hastalığın bulaşma riski olduğuna da dikkati çeken Şeyhanlı, "Hastalandığımda ve hastalığı eşimle çocuğuma bulaştırdığımda vicdanen beni en çok rahatlatan şey, keyfi bir iş sonrası bana bulaştı ihtimalinin hiç olmaması. Yani keyfi olarak bir düğün salonuna gitmedim, arkadaşlarımla herhangi bir ortamda bulunmadım. İşin doğası olarak bize bulaştı, bu vicdan rahatlığı insanı pozitif yönde etkiliyor. Diğer türlü keyif almak amaçlı yapmış olduğum bir hatadan dolayı böyle bir hastalığa yakalansaydım ve sevdiklerime bulaştırsaydım olay çok daha farklı bir boyut kazanabiliyor" değerlendirmesinde bulundu.