Facebook’un eski çalışanı Frances Haugen’ın ifşaladığı kurum içi yazışmalar, dijital diktatörlüğün kirli yüzünü gözler önüne serdi. CNN’in ulaştığı Facebook iç yazışmalarına göre, platformun algoritması, nefret söylemlerinin ve yalan haberlerin önüne geçmek yerine, etkileşimin fazla olması nedeniyle bu içerikleri ödüllendiriyor. Belgelerde “platformun, mali açıdan büyümeyi engelleyeceği için tarafsız olamayacağı” belirtilirken, Facebook’un bilindik kimselere ait hesapların paylaşımları etkileşim sağladığı için, ne olursa olsun görmezden geldiği ifade edildi. Ayrıca yazışmalardaki raporlarda sosyal medya şirketinin şiddeti teşvik eden hesapların sadece yüzde 1’ine yaptırım uyguladığına vurgu yapıldı.
İçeriklerle ilgili şikayetlere nasıl yaklaşım sergilendiğine dair raporların yer aldığı bir belgeye göre, Facebook, nefret söylemlerinin geçtiği gönderilerin yüzde 5’inden azına, şiddet veya şiddete teşvik olarak kabul edilen içeriklerin ise yüzde 1’inden daha azına yaptırım uyguladığı belirtildi. Bunun nedeni olarak ise, etkileşim hacminin çok fazla olması sonucu, Facebook’un algoritmasının içeriği “değerli” olarak sınıflandırdığı ve kaldırmadığı vurgulandı. Şirketin kârı önceleyen bu politikasının toplum üzerinde yıkıcı bir etkisi olduğu düşünülüyor. Aynı belgede, tanınmış kişilerin etkileşim sağladığı için ayrıcalıklı tutulduğu ve yalan haber yaysa dahi uygulamanın “XCheck” veya “Cross-Check” gibi kontrol sistemlerinin bu hesaplara müdahale etmediği vurgulandı.
Dünyanın en çok kullanılan arama motoru olan Google’ın kullanıcıların yaptığı arama sonuçlarını mahkeme kararına göre ABD hükûmetiyle paylaştığı ortaya çıktı. Forbes’da yer alan habere göre, ABD’de savcılığın Google’dan belirli anahtar kelimeleri arayan kişileri ve tarihleri istediği belirtildi. Google’a gönderilen mahkeme emrinde ABD’nin Wisconsin eyaletindeki bir kayıp vakasının soruşturulduğu ortaya çıktı. Kayıp genç kızın kaçırılmış olma ihtimaline karşın, Savcılık mahkeme emri çıkartarak Google’dan genç kızın adını soyadını ev adresini ve ailesinden birinin adını arayan kişilerin listesini istedi. Forbes’daki bilgilere göre Google mahkemenin bu talebine yanıt verdi. Ancak kaç kişinin bilgilerinin paylaşıldığı öğrenilemedi. Bu uygulama insan hakları savunucuları tarafından eleştirildi.