
Gazeteci-yazar Taha Kılınç, Doğu Türkistan’a yaptığı ziyaretin ardından kaleme aldığı “Kayıp Coğrafyanın İzinde: Doğu Türkistan Seyahatnamesi” adlı kitabında, bölgedeki Müslümanların yaşadığı baskı ve asimilasyon politikalarını tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Gözlemlerini Yeni Şafak'a anlatan Kılınç, Çin tarafından tüm engellemelere rağmen Ketebe çıkarılan seyahatnamesinde karşılaştığı durumu “doğrudan doğruya yaşanan bir soykırım” olarak nitelendiriyor.
“Bu insanlara ne oldu?”
Kılınç, gözlemlediği değişimi şu sözlerle dile getiriyor:
Yazar, bölgede kadınların örtünmesinin yasaklandığını ve dini sembollerin kamusal alandan tamamen silindiğini belirtiyor.
Cuma namazı öncesi yaşlı cemaate ‘bağlılık yemini’ ettirildi
Kılınç’ın kitabında anlattığı en çarpıcı sahnelerden biri ise, Hoten bölgesindeki İydigah Camii'ndeki cuma namazı öncesinde Uygur erkeklerine yaptırılan bağlılık yemini. O anı şöyle aktarıyor:
Kılınç, bu sahnenin fotoğraflarını da kitabında paylaşıyor. Yazar, o karelerin “bir halkın inancını, kimliğini ve direncini bastırma çabasını” en çıplak haliyle yansıttığını söylüyor.
“Kayıp coğrafyanın izinde”
Taha Kılınç, Kayıp Coğrafyanın İzinde: Doğu Türkistan Seyahatnamesi kitabında yalnızca tanıklıklarını değil; unutulmaya yüz tutan bir coğrafyanın hafızasını da yeniden canlandırmayı hedefliyor. Kılınç’a göre, Doğu Türkistan artık sadece haritalarda değil, vicdanlarda da “kayıp bir ülke”.