
Yatsı namazı vaktine az bir süte kala ezanın saat kaçta okunacağı sorgulanıyor. Güneşin hareketlerine göre belirlenen ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı namaz vakitlerine göre yatsı namazına kaç dakika kaldığı anlık olarak takip ediliyor. İllere göre farklılık gösteren yatsı namazının tam olarak saat kaçta okunacağı da bu bağlamda değişmektedir. Peki bugün İstanbul'da yatsı namazı saat kaçta? Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana ve diğer tüm illerde yatsı namazı kaçta okunacak? İşte 18 Ağustos 2025 tarihli il il yatsı namazı saatleri.
Yatsı namazına az bir süre kala, ibadetlerini yapacak olanlar da ezan saatlerini araştırmaya devam ediyor. Beş vakit namazdan biri olan yatsı namazına kalan süre, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı takvimde yer alıyor. Buna göre, Ankara, İzmir, İstanbul ve Türkiye'deki diğer tüm illerin yatsı namazı vakti de dakika dakika paylaşılıyor. Peki yatsı namazına kaç dakika kaldı? Yatsı ezanı saat kaçta okunacak? İşte il il yatsı namazı vakitleri.
İSTANBUL'DA YATSI NAMAZI SAAT KAÇTA?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı namaz vakitleri tablosuna göre, İstanbul'da 18 Ağustos 2025 tarihli yatsı namazı saat 21.35'te.
ANKARA'DA YATSI NAMAZI SAAT KAÇTA?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı namaz vakitleri tablosuna göre, Ankara'da 18 Ağustos 2025 tarihli yatsı namazı saat 21.16'da.
İZMİR'DE YATSI NAMAZI SAAT KAÇTA?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı namaz vakitleri tablosuna göre, Ankara'da 18 Ağustos 2025 tarihli yatsı namazı saat 21.34'te.

YATSI NAMAZI NE ZAMANA KADAR KILINABİLİR?
Yatsı namazının vakti, akşam namazının vakti çıktıktan sonra başlar, “imsak” vaktine (tan yerinin ağarmaya başlamasına) kadar devam eder (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, 1/159 [957-959]). Yatsı namazı bu süre içinde herhangi bir vakitte kılınabilir. Bununla birlikte bazı âlimler, bütün farz namazlarda olduğu gibi yatsı namazını da vaktinin ilk diliminde kılmanın Hz. Peygamber’in (s.a.s.) tavsiyesi gereğince daha faziletli olduğunu söylemişlerdir. Buna karşılık yine bazı rivâyetlere dayanarak yatsı namazını gecenin biraz ilerleyen diliminde kılmanın daha uygun olduğunu söyleyen âlimler de vardır (İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/278).
Şâfiî mezhebine göre yatsı namazının vakti batı ufkundaki kızıllığın kaybolmasıyla başlar, tan yerinin ağarmasına kadar devam eder. Ancak bu mezhebe göre yatsı namazının vakti kendi içinde “faziletli”, “ihtiyârî”, “cevâz” ve “özür” olmak üzere dörde ayrılır. Faziletli vakit, vaktin başında kılınmasıdır. İhtiyarî vakit, gecenin ilk üçte bir vaktidir. Bundan sonra fecre kadarki vakit ise cevaz vaktidir. Bu vakitte yatsı namazını kılmak caiz ise de mekruhtur. Özür vakti ise yatsının cem-i takdim ile kılınacağı akşam namazı vaktidir (Nevevî, el-Mecmû’, 3/31).

NAMAZ VAKİTLERİNİN OLUŞMADIĞI BÖLGELER İLE YATSI NAMAZI VAKTİNİN GEÇ OLUŞTUĞU BÖLGELERDE NAMAZ VAKTİNİN TESPİTİ
Din İşleri Yüksek Kurulu, 31/05/2007 tarihinde Kurul Başkanvekili Mehmet Kaya KURT’un başkanlığında toplandı.
“Namaz Vakitlerinin Oluşmadığı Bölgeler ile Yatsı Namazı Vaktinin Geç Oluştuğu Bölgelerde Namaz Vakitlerinin Tespiti” konulu ilgi Kurul Kararı görüşüldü ve yapılan müzakereler sonucunda;
a. Söz konusu Kurul Kararının 2. maddesinde geçen “güneşin batışıyla doğuşu” ifadesinin “güneşin batışıyla fecrin doğuşu” ve “yatsının hakiki vaktinin” ifadesinin “şafağın kaybolmasının” şeklinde değiştirilmesine,
b. İkinci maddesinden sonra “Fecrin oluşmadığı dönemlerde, en son oluşan vaktin, tekrar fecir oluşuncaya kadar dondurulmasına” paragrafının eklenmesine, karar verildi.
İKİNDİ NAMAZININ SÜNNETİ İLE YATSI NAMAZININ İLK SÜNNETİNİN BİRİNCİ OTURUŞLARINDA NİÇİN 'SALLİ' VE 'BARİK VE ÜÇÜNCÜ REK'ATINDA 'SÜBHANEKE' DUALARI OKUNUR?
Hanefîlerde öğle ile cuma namazlarının ilk sünnetleri hariç genel olarak nâfile namazların her iki rek'atı müstakil bir namaz sayıldığı için ilk oturuşlar da son oturuş konumunda olur. Bunun için ikindi ile yatsı namazlarının farzlarının öncesinde kılınan nâfile namazların ilk oturuşlarında “Salli” ve “Bârik” duaları okunur. Aynı gerekçe ile ilk oturuştan kalktıktan sonra başlanacak rek'atta da “Sübhâneke” okunur (Bilmen, İlmihal, 141-142).