Abdulhamit Güler Yazıları – Abdulhamit Güler Kimdir?

13.07.2025, Pazar
21:40

Abdulhamit Güler

98 yazı listeleniyor

Neyi unuttuğunu hatırla…

12 Temmuz 2025, Cumartesi

Sinemanın bir misyonu da hatırlatmaktır. Geleceğe değil sadece, bugüne de… Geçmişi değil sadece, yarını da hatırlatmaktır… Neyi unuttuğumuzu hatırlamamız için sinemaya tutunmak gerek. Yani ben öyle yapıyorum (Genel manada olumsuz olacak her şeye karşı sinemaya tutunuyorum ama neyse…). İnsanoğlunun umudunun tükendiği anda, her şeyin bittiğini ya da bitmesi gerektiğini düşündüğü esnada tutunması gereken dal vardır. Evet, o dal hep vardır. Bazen ararsınız ve bulursunuz. Bazen dal sizi bulur. Bu dallardan

Bu sahneden bir Goncagül geçti

14 Haziran 2025, Cumartesi

Türk tiyatrosu ve sanatının yakın tarihte mücadele alanı olduğu hepimizin malumu. Tiyatroda bu mücadeleyi mütedeyyin kesim adına veren simge isimlerden biri Hüseyin Goncagül idi. Evet. Kendisinden bahsederken artık geçmiş zaman eki kullanıyoruz. Çünkü Hüseyin Goncagül, güler yüzlü Hüseyin Abimiz vefat etti. Yaklaşık 20 yıldır tanırdım kendisini. Sinema alanında vermeye çalıştığımız mücadelenin tiyatro alanındaki neferi olduğunu çok iyi bilirdim. 90’larda zirveye ulaşan, 2000’lerde ise başka bir

Cannes, Gazze ve ‘mağruriyet edebiyatı’…

24 Mayıs 2025, Cumartesi

Modern insana mı özel, Batılıların kanında mı var, bilmiyorum. Kederleri de sahici değil. Yakın tarih yaşanmışlıklarından olsa gerek gözyaşlarına inanamıyor, timsahın karnının doymasını hatırlıyorum. Gazze’de soykırım, ateşkese rağmen devam ediyor. İsrail, tamamen işgal ve hatta ilhak peşinde. Dünyanın süper güçleri pazarlık peşinde… Halklar Gazze’den yana… Peki, aydınlar? Toplumun önde gelenlerinin sınıfı olan “aydınlar”, genellikle uzaktan sever. Çünkü kendi gibi olamayanla yaşama tecrübesi yoktur.

Sinemaya şiir yazan, sinemada şiir yazan

03 Mayıs 2025, Cumartesi

Sinemanın popüler yanı ile romantik dokusu bir araya geldiğinde ilginç bir manzara ortaya çıkıyor: Sinemayı romantikleştirip ekmek kapısı oluşturmak. Netameli bir konu. Yanlış anlaşılmaya açık. Romantizm silahşörlerinin olduğu kadar karşıtlarının da hücumuna mazhar olabiliriz. Öncelikle belirtmek ve kabul etmek gerekir ki sinemayı duygudan ve düşünceden (felsefeden) ayıramayız. Hangisinden uzaklaşırsa eksik kalır. Her ikisinden uzaklaşıp tüketim aracı haline geldiğindeyse zaten yok olmuştur. Artık

Mahmud’un annesine sarılan kolları olmalıyız

19 Nisan 2025, Cumartesi

Gazze’de yaşanan soykırım dünyanın gözleri önünde devam ederken bir fotoğraf karesi silkelenip kendimize gelmemiz sağlayacak derecede güçlü bir etki oluşturdu. New York Times fotoğrafçısı Samar Abu Elouf’un, savaşta kollarını kaybeden Mahmoud Ajjour fotoğrafı 2025 yılı için "Dünya Basın Fotoğrafı Ödülü"nü elde etti. Jüri, 2025 yılının kazanan fotoğrafı için, "Bu, yüksek sesle konuşan sessiz bir fotoğraf" yorumunu yaptı. "Aged Nine" (Dokuz Yaşında) isimli fotoğraf duygusal olarak derin etki etmesinin

Biz bitti demeden bitti mi yoksa?

12 Nisan 2025, Cumartesi

Sloganlar dünyasında yaşıyoruz. Özellikle sosyal medya sayesinde/sebebiyle slogan atmayanımız kalmadı. Hepimiz dünyayı yerinden edecek özgüvene sahibiz. Ait olduğumuz toplum/yönetim dünyanın en güçlü organizasyonu… Biz bir sahaya insek var ya, karşımızda duracak kimse olamaz! Öyle böyle güçlü değiliz! Ecdadımızın yaptıkları sayesinde aleme korku salmışız. Ya sonra? Tamamen insani bir sorgulamadır, bu; gerçekten çok güçlü müyüz? Gazze’de yaşananları herhangi bir şekilde nitelememek için sıfat kullanmıyorum.

Yanlış çocuk mu, yalnız çocuk mu?

22 Mart 2025, Cumartesi

Çağımızın en temel sorunlarından biri ebeveyn-çocuk ilişkisi olsa gerek. Zira sosyoloji ile birlikte psikoloji de değişiyor. Yalnızlık ya da ilişki kavramları yeniden tanımlanıyor. Sosyal medya çocukların yeni ebeveyni. Ve bu durumdan anne-babalar memnun mu? Zemin oluşturması açısından ortaya koyduğumuz bu soruları sosyal medyanın da gündemine getiren şey Netflix’in yeni dizisi Adolescene (ergenlik) dizisi oldu. Dört bölümlük mini dizi, 13 yaşında bir çocuğun akranı bir kızı öldürmesi hikayesini

Trump’ın zorunlu izleyicileri

15 Mart 2025, Cumartesi

İletişimin bu denli güçlü, görüntü ile her şeyin delilinin bu kadar net ve yaşanan her şeye bu kadar doğrudan şahit olduğumuz bir dönemde aklımıza mukayyet olmamız daha da zorlaşıyor. He türlü bilgi yük haline geliyor. En önemlisinden saçmasına, inanamadığımızdan normal karşıladığımıza kadar tarihi ya da sıradan anların izleyicisiyiz. Zamane insanı, her an izlemeye mahkum edilmiş bir geçmiş zaman yolcusu gibi… Mecburen izliyoruz. Kaçışımız yok… ABD Başkanı Donald Trump’ı da bir film gibi izliyoruz.

Görünmeyen elleri görünür kılmak

08 Mart 2025, Cumartesi

Film ve dizilerin ülkemizde son yıllarda yakın tarihe yönelmesi toplumsal dönüşümün etkili aktörlerinden biri haline geliyor. Cumhuriyet’in kuruluş döneminden darbe süreçlerine, kriz aşamalarından toplumsal değişimlere kadar geniş yelpazede bir sayfa daha açıldı. 28 Şubat Post Modern Darbesi’nin 30. yıl dönümüne merdiven dayamışken, bu konuyla ilgili en çarpıcı çalışma TRT Tabii’de gösterime girdi. “Yankı: Görünmez El” dizisi, geçtiğimiz hafta izleyici ile buluştu. 10 bölüm olarak Tabii’de yayınlanan

Aileler ve öğretmenler…

22 Şubat 2025, Cumartesi

Çağın en etkili kitle iletişim araçlarından biri olduğu dillendirilen (kimsenin de itiraz etmediği) sinema, çağı olduğu kadar geleceği de temsil eden gençlerle ne kadar buluşuyor? Sonda söyleyeceğim cümleyi en başta dile getireyim: Liselerde yeterince önem verilmediği için sinemada yetenekli gençler başka kanallara yöneliyor. Son yıllarda gençlerle çokça hemhal oluyoruz. Başlarda sadece üniversite çağında olan muhataplık artık liseye indi. Çok sayıda liseli sinemaya olan ilgisine muhatap arıyor.