Sinemanın popüler yanı ile romantik dokusu bir araya geldiğinde ilginç bir manzara ortaya çıkıyor: Sinemayı romantikleştirip ekmek kapısı oluşturmak.
Netameli bir konu. Yanlış anlaşılmaya açık. Romantizm silahşörlerinin olduğu kadar karşıtlarının da hücumuna mazhar olabiliriz.
Öncelikle belirtmek ve kabul etmek gerekir ki sinemayı duygudan ve düşünceden (felsefeden) ayıramayız. Hangisinden uzaklaşırsa eksik kalır. Her ikisinden uzaklaşıp tüketim aracı haline geldiğindeyse zaten yok olmuştur.
Artık sinema değildir.
Bir düşünme aracı ve yöntemi olarak sinemanın kutsanması halinde izleyiciden uzaklaşma ihtimali var. Fekat sanatkar bunu düşünmez. Düşünmemeli. Daha doğrusu önceliği olmamalı. Kendi özgün anlatımı ve ifadesi olan sanat eserini ürettikten sonrası yapımcının ya da dağıtımcının işi.
Duygu oluşturma ve aktarma aracı olarak da sinema kutsanmamalı. Zira bu durumda da ilginç şekilde ticari metaya dönüşüyor. Satan satana… Ve sadece satılmak için çabalayan sinemacıya…
Gündemleri gündem dışına, önlemleri gözlem altına, söylemleri sümen altına, duyguları tahrif safına, anlamları duman altına iten sinemadan kimseye hayır gelmez. Tüketilen herhangi bir şeyden, tükenen herhangi bir şeyden farkı kalmaz…
Sinemanın “yüksek sanat” niteliğini insandan çok uzağa koyarak anlam tahakkümü oluşturmaya çalışan…
Sinemanın duygu oluşturmaktan veya bunu pazarlamaktan başka işlevi yokmuş gibi hareket eden…
Sinema eserinin anlaşılmasını zirvede gezdirmekle kalmayıp, üretiminin neredeyse imkansız olduğunu ima eden ve herkesin sinema yapmaması gerektiğini savunan…
Yani sinemayı insandan uzaklaştırandan daha
zalim kim vardır?
İroni de sanattır. Yazdıklarımızın üslup olarak öyle alınması gerekir. Ancak mana ve meram noktasında çok netiz: Sinemayı insandan uzaklaştırmayın!
“Yüksek sanat” diyerek ‘anlam’a sınıf belirlemekle “herkes sinema yapmasın” diyerek üretime sınır belirlemek aynı şey.
Zaten “yapamayan”ın yapamadığı, yapamadığında görülecek. Bunun ötesinde daha yolun başında film yapmak isteyenlere sınır konulmamalı. Bu durum sinemayı insandan, anlamdan, duygudan ve en önemlisi gelişimden uzaklaştırır.
Bırakınız yapsınlar, bırakınız anlamaya çalışsınlar… Benim sinemacım işini bilir…
Ezcümle…
Sinemayı özgün anlatım alanı olarak kendince kullanarak şiir yazanla, sinemaya şiir yazıp bunu da kendi sınırlı zirvesine hapsetmeye çalışanı aynı kefede değerlendirmeyelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.