Okuyucularımızdan gelen sorunları gündeme getirdikçe onların adeta sesi olmaya başladık. Zaman zaman kızdırdığımız kesimler olsa da genel olarak okuyucularımızın memnuniyeti bizleri de sevindirmektedir. Bu yazımızda da okuyucularımızın sesi olmaya çalışacağız.
H. Türeli isimli bir mühendis okuyucumun göndermiş olduğu e-postada sitem yüklü mesajlar yer alıyor. Sözü şimdi küçük ilave ve değişikliklerle okuyucumuza bırakalım.
Emeklilikte maddi güvence sağlaması açısından Emekli Sandığı memur maaşlarından emekli keseneği alır. Yani ben de ek göstergem ve aldığım maaşla orantılı bir kesintiye tabi tutuldum. Benden kesilen miktar, aynı Kurumda çalıştığım idari personelin ya da bir öğretmenin ya da bir hemşirenin en az 1,5 katıydı ve doktorlarla aynıydı. Çabalarımla mühendislik kazandım, emeğimin karşılığını aldığımda ailemi de gururlandırmıştım. Yine Devletimizin onlarca fabrikası olan en saygın kurumlarından birisinde 29 yıl çalıştım. Şu an emeğimin olduğu her bina ayakta, her tesis bu ülkeye para kazandırıyor. Ben de artık beni rahatça geçindirecek maaşımla emekli olayım dedim. Ne de olsa emekli kesenekleriyle mali standartlarımı sürdürebilirdim. İş yerine gitmenin getireceği giyim, yol, yemek gibi masraflar olmadığında bu mümkündü.
Sonra bir gün birileri senin herkesten fazla yatırdığın emekli keseneğinin olduğu fondan senin gösterdiğin çabaları göstermeyenleri yararlandıracağız onlara piyango vurdu dedi. Ben bir fona 10 yatırıyorum diğeri 6, doktor 10; emeklilikte diğeri 10, doktor 20 alıyor. Her daim torpilli “bürokratları” saymıyorum. Zira ek göstergemizin aynı olduğu bürokratlara 600 artış yapmak ayıp olur dediler ve onlar da emekli fonuna yatırdıklarının 2 katına yaklaştılar. Doktor emeklisine peş peşe iyileştirmeler yapıldı ve şu an mühendisin 2 katı emekli maaşı alıyorlar.
Doktora yapılan emekli maaşı iyileştirmesinin gerekçesi neydi? Eğer yapılmasaydı ön lisans mezunu hemşireyle aynı maaşı alacaklardı. Böylesi çarpık bir yapı ve adaletsiz-mesnetsiz uygulamanın dünyada başka bir örneği daha yok. Olayı anlatsanız şaka mı yapıyorsun derler. Sonuç olarak emekli maaşları doğrudan kesenekle orantılı olmalı. Böylece emekli öncesi ve sonrası yaşam standardı arasında böylesi bir uçurum olmaz. Bu ülkenin gurur duyduğu yatırımlarda her türlü risk ve sorumluluğu almışken ve emekli olsam da yasal olarak hala imza attığım proje ve yatırımların sorumluluğunu taşırken mali olarak eşimle eli yüzü düzgün bir lokantaya gidemeyecek hale geldim. Bütün çabam ve emeklerim yok sayılmak ve tasarruf kaygısı için miydi?
Hangi mesleğin emeklisi attığı imzanın ölünceye kadar sorumluluğunu taşır? Biz hem bu sorumluluğu taşıyacağız hem de hiyerarşik olarak dibe çöktürüleceğiz...Bir kuyuya taş atıldı ve kırk akıllı çıkaramaz hale geldi. Mühendislik mesleğini bitirdiler. Oysa mühendisin ve mühendisliğin önem ve değerinin artması gereken bir zamandayız.
Sonuç olarak son düzenlemeyle ülkede eğitim ve emek cezalandırıldı. Açık Öğretimi bitir; torpille atan ve 6 ay üst düzey yöneticilik yap, ömrünün sonuna kadar devlet hazinesi sana hizmet etsin. Mühendis ve akademisyenler bu anlamda en mağdur kesimdir. Ek gösterge sil baştan akılcı ve somut ölçeklerle düzenlenmeli; emekli maaşı ve kesenek arasında oransal ilişki kurulmalı ve yaşanılan adaletsizlikten bir an önce dönülmelidir.
3600 ek gösterge ve EYT düzenlemesiyle ilgili olarak çok sayıda yazı kaleme aldım ve gücüm yettiği kadar öneri ve eleştirilerimi açıkladım. Ancak gelinen noktada 3600 ek gösterge ve EYT düzenlemesinin ortaya çıkardığı sorunlar bir bir ortaya çıkmaya başladı. Okyucumuzun belirttiği üzere ödenen primin karşılığı olması gereken emekli maaşı maalesef adeta sosyal yardım uygulamasına döndürüldü. Yapılan düzenlemenin sonuçları analiz edilmeden kervan yolda dizilir mantığı ve sonuçlarını hep birlikte görüyoruz.
Henüz 5510 sayılı Kanuna tabi olan memurların durumu hiç analiz edilmedi. Onlar açısından durum hiç içaçıcı değil. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Keşke acı gerçekle yüzleşmeden zamanında tedbirler alınabilseydi.
Bir okuyucumuzun gözünden personel alanında yaşanan sorunlara aşağıda yer veriyoruz.
1- Bu çağda sendika üyelik ve istifa işlemleri kesinlikle e - devlet üzerinden olmalı
21 yy. teknoloji çağında sendika üyelik ve istifa işlemleri kesinlikle e-devlet üzerinden olmalıdır. Mevcut prosedürde üyelik ve istifa işlemi 1 ay sonra yürürlüğe girebilmektedir. Ayrıca sendika üyesi olan memurlara verilen toplu sözleşme ödeneği kaldırılmalıdır. Bu uygulama kişilerin sendikaya olan bilinç ve aidiyetini düşürmektedir.
Bu konuda köşede yer verdiğimiz yazılar etkisini göstermeye başlamıştır. Nitekim büyük sendikalar da biraz çekingen olarak da olsa bu konuya sıcak bakmaya başlamıştır. İşçi sendikalarının yıllardır uyguladığı bir yöntemin memur sendikacılığında hayata geçirilmemesi izah edilemez bir hal almaya başlamıştır. Hele hele bu işi sosyal taraflara havale etmek devlet ciddiyetine yakışmamaktadır. Ne yani sendikalar biz e-devlet uygulmasına karşıyız dediklerine bu ilkel yönteme devam mı edilecek?
Memurların maaş ödeme sisteminde bir çok ödeme kalemi vardır. (Ek gösterge, taban aylığı, Brüt Aylık vs gibi) Bunların sadeleştirilmiş bir şekilde yeniden düzenlenmesi daha anlaşılır olacaktır. Ayrıca aynı unvanda işe ilk başlayan memur ile 15-20 yıllık memur arasında maaş farkı da çok azdır. Bunun düzeltilmesi gerekir.
Ocak ayında göre başlayan üniversite mezunu evli ve eşi çalışmayan bir memur 44.163,61 TL maaş alırken 20 yıllık bir memur ise 48.862,19 TL maaş almaktadır.
Tüm kamu kuruluşlarında görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı merkezi bir sınav ile tek sınav şeklinde olmalı ve belli periyotlar ile yapılmalıdır. Unvan değişikliği sınavında mülakat uygulaması kaldırılmalıdır. Yükselme sınavındaki mülakatın subjektif değerlendirme olması nedeniyle kamera ile kayıt altına alınması uygun olacaktır.
Yine yönetici olmak için gerekli olan hizmet süresi şartları da objektif bir şekilde tekrardan düzenlenmelidir.
657 sayılı DMK’da yer alan Hizmet Sınıfları ve içinde yer alan kadrolar günümüz şartlarına göre tekrar güncellenmelidir. Nitelik gerektiren hizmet sınıfları ile gerektirmeyenler arasındaki ücret farkı %25-30-40 şeklinde olmalıdır.
Bundan sonraki yazılarımızda da okuyucu taleplerini gündeme getirmeye çalışacağım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.