Okuyucularımızdan gelen sorunları gündeme getirdikçe onların adeta sesi olmaya başladık. Bu yazımızda da okuyucularımızın sorunlarını ve taleplerini gündeme getirmeye çalışacağız.
Bir takipçimiz; “Yıllardır sosyal güvenlik önlisans öğrencileri olarak atama bekliyoruz alım ya hiç olmuyor ya da olunca bizim hakkımız sosyal hizmet mezunlarına veriliyor lütfen gündeme getirebilir misiniz?” ifadelerini kullanarak seslerinin duyurulmasını istiyor.
Yıllar önce Sosyal Güvenlik Kurumu’nun talebi üzerine üniversitelerde Sosyal Güvenlik Önlisans Programı bölümleri açıldı. Buradan mezun olanların SGK’nın ihtiyaçları doğrultusunda aday yetiştirilmesinin sağlanmasıydı. Mezunlardan SGK’ya yerleşenler aldıkları eğitim nedeniyle önemli katkılar da sağladılar.
Sosyal Güvenlik Önlisans Programı, sosyal güvenlik sisteminin işleyişi, sigorta mevzuatı, sosyal yardım programları ve sosyal hizmetlerin yönetimi gibi konuları içeren bir eğitim programıdır. Öğrencilere sosyal güvenlik kurumları, sigorta sistemleri, emeklilik, iş kazaları ve meslek hastalıkları, işsizlik sigortası gibi konuları öğretmektedir.
Bunlar eğitim süresince doğrudan SGK mevzuatı ve uygulamaları üzerine eğitim almaktadırlar. Bu mezunların, kurumun ihtiyaç duyduğu bilgi ve beceriye sahip olması hem hizmet kalitesi hem de kamu kaynaklarının etkin kullanımı açısından büyük önem arz etmektedir.
Böyle olunca da bu mezunların Sosyal Güvenlik Kurumu’nda göreve başlamaları halinde ciddi bir sinerji oluşturacağı açıktır. Bu nedenle SGK’nın bu bölüm mezunlarına alımlarda yer vermesi kurumsal açıdan faydalı olacaktır. Bunlar aldıkları eğitim nedeniyle ilave bir eğitime ihtiyaç duymadan öğrendiklerini SGK’da uygulamaya geçirecek donanıma sahiptirler.
Türkiye genelinde yaklaşık 2700 SGK Denetmeni yaşadıkları sorunların gündeme getirilmesini istiyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde görev yapan Vergi Denetmenlerinin Vergi Müfettişi kadrolarına atanması sonrasında haklı olarak birçok taşra teşkilatında denetim elemanı olarak görev yapanlar benzer bir uygulamanın kendileri hakkında da uygulanmasını talep ediyor. İşte bunlardan birisi de SGK Denetmenleridir.
SGK Denetmenleri tarafından gönderilen bilgi notunda şu ifadelere yer verilmiştir; “Kamu Personeli Seçme Sınavı-Kurum yazılı ve sözlü sınavları gibi gerek mesleğe alınma usulü gerek yazılı yetki, yeterlilik ve sözlü sınavları gibi meslekte devam edebilme şartları müfettiş, kontrolör, denetçi gibi merkezi kadrolar ile aynı ve/veya benzer olan Sosyal Güvenlik Denetmenleri, “Eşit İşe Eşit Ücret” vaadiyle çıkarılan, fakat “Eşit Unvana Eşit Ücret” şeklinde uygulanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile özlük hakları konusunda aynı ve/veya benzer işi yapanların çok gerisinde kalmıştır. Merkezi kadrolarda bulunan müfettiş, denetçi ve kontrolörlerin ek göstergesi 4200, makam tazminatı 2000, görev tazminatı 8000 ve özel tazminatı %125-%180 arasında değişirken; Sosyal Güvenlik Denetmenlerinin ek göstergesi 3600 ve özel hizmet tazminatları %92-%125 arasında değişmekte olup makam ve görev tazminatları bulunmamaktadır. Bu durum Sosyal Güvenlik Denetmenleri ile yukarıda belirtilen diğer A grubu merkezi kadrolarda yer alanlara nazaran özlük haklarında ciddi farklara sebebiyet vermekte olup özveri ile çalışmakta olan Sosyal Güvenlik Denetmenlerinin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca yukarıda sayılan sebeplerle, Sosyal Güvenlik Denetmeni ve/veya Denetmen Yardımcılarından şartları uygun olanlar tekrar KPSS sınavlarına girerek 4200 ek göstergeli (Müfettiş, Denetçi, Kontrolör) kariyer mesleklere geçiş yapmakta bu durum Sosyal Güvenlik Kurumu açısından yetişmiş iş gücü kaybına neden olmaktadır.”
SGK Denetmenleri yaptıkları işler itibarıyla SGK Müfettişlerinin aşağı yukarı aynısı yapmaktadırlar. Böyle olunca da haklı olarak SGK Denetmenleri müfettişlerin özlük haklarının kendilerine de verilmesini talep ediyorlar.
Yıllardır sözlü sınavlarda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini yazıyorum. Çözüm üretileceğine yönelik resmi açıklamalar yapılmasına rağmen hala somut bir adım atılmadı. İzmir Büyükşehir Belediyesinde yaşanan grev sonrasında belediye iştiraklerine personel alımında neler yaşandığını yapılan açıklamalarla öğrenmiş olduk.
Başkan Tugay, belediyede yaşanan grev sonrasında fazla işçiler dahil olmak üzere sendika yöneticilerinin yakınlarının işten çıkarılacağını açıkladı. Bizler Başkanın açıklamaları sonrasında sendika yöneticilerinin belediye iştiraklerine sınavsız olarak nasıl yerleştirildiğini de öğrenmiş olduk. Belediyede grev kararı alınmamış olsaydı Başkan Tugay, sendika yöneticilerinin akrabalarını işten çıkaracak mıydı doğrusu merak ediyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan özellikle geçen 5 yıl içerisinde işe alınmış olan sendika yöneticilerinin yakınlarının da tamamı işten çıkartılacak.
Belediyedeki grevin sona ermesinden sonra Başkan Tugay, Belediye iştiraklerinin mali durumunun iyileştirilebilmesi için yüksek maaşlı 1030 personelin fazla olduğu gerekçesiyle işten çıkarılacağını duyurdu. Bunun yanında Tugay, bazı sendika yöneticilerinin belediyede çalışan 50’den fazla akrabasının da işine son verileceğini açıkladı.
Anlayacağınız belediye iştiraklerinde zirve yapan nepotizm, yaşanan grev sonrasında su yüzüne çıkarıldı ve şimdi de kısmen de olsa çözüm üretilmeye çalışılıyor.
Son verilere göre belediye iktisadi teşekküllerinde 645.617 işçi istihdam edilmektedir. Bunların işe alımında hiçbir kural olmaması buraları partilerin istihdam merkezi haline getirmiştir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yaptığı açıklamalar bizim yıllardır yazdıklarımızı doğrulamıştır.
Tugay; “2019’da Sayın Aziz Kocaoğlu görevi (Tunç Soyer’e) bıraktığında 26 bin 500 civarında çalışan vardı, 2024’te görevi ben devraldığımda 37 bin 700 çalışan vardı” dedi. Bu açıklamalar işçi alımındaki yaklaşımı gözler önüne sermiştir.
Tugay bu sayıyı ilk aşamada 34 bin 200’e düşürmüş ancak buna rağmen sistem sürdürülemez halde. Bir Başkan için en kötü şey personelin işten çıkarılmasıdır. Ancak Belediye aşırı personel istihdamı nedeniyle oluşan personel giderleri nedeniyle rutin görevlerini dahi yapamaz hale gelmiş. Temmuz ayında Hazine ve İller Bankası’ndan 3,8 milyar lira ödenek gelmişken temmuz ayında 3,5 milyar lira işçilerin maaş, prim ve vergi ödemelerinde, 850 milyon lira da memur ödemelerinde kullanılmış. Anlayacağınız belediye mevcut gelirleriyle işçi ve memur harcamalarını dahi karşılayamıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.