Bol ‘mesajlı’ resmigeçit

04:0026/08/2025, Salı
G: 26/08/2025, Salı
Ali Saydam

Türkiye, hafta sonunda tarihinin en dikkat çekici ‘ seremoni ’lerinden birine ev sahipliği yaptı… Türkiye’nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu, TEKNOFEST Mavi Vatan kapsamındaki geçit töreni için Karadeniz açıklarından İstanbul Boğazı’na doğru hareket etti. Boğaz’da seyir yapan donanma unsurları arasında, onarımı tamamlanan TCG Savarona ile TCG Oruçreis, TCG İstanbul, TCG Heybeliada, TCG Kalkan, TCG Alanya, TCG Sancaktar ve TCG Hızırreis denizaltısı da yer aldı… Filonun geçişini izleyenlerin başında

Türkiye, hafta sonunda tarihinin en dikkat çekici ‘
seremoni
’lerinden birine ev sahipliği yaptı…
Türkiye’nin en büyük askeri gemisi
TCG Anadolu, TEKNOFEST Mavi Vatan
kapsamındaki geçit töreni için Karadeniz açıklarından İstanbul Boğazı’na doğru hareket etti. Boğaz’da seyir yapan donanma unsurları arasında, onarımı tamamlanan
TCG Savarona
ile TCG Oruçreis, TCG İstanbul, TCG Heybeliada, TCG Kalkan, TCG Alanya, TCG Sancaktar ve TCG Hızırreis denizaltısı da yer aldı…
Filonun geçişini izleyenlerin başında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Hanımefendi
de vardı. Gemilerdeki askerî mürettebat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Dolmabahçe’de 21 pare top atışı ve denizcilere özgü
çimariva
(askerî personelin selamlama töreni için küpeşte boyunca belirli aralıklarla dizilmesi) ile selamladılar. Geçit töreni sırasında TCG Anadolu’daki Deniz Kuvvetleri Komutanı
Oramiral Ercüment Tatlıoğlu
ile telefonda görüşen Erdoğan, “Savunma Bakanım, bütün Kuvvet Komutanlarım, hep birlikte şu anda sizleri selamlıyoruz” dedi…
Bunlar hiç de sıradan olmayan ayrıntılardır… Her biri ülkenin gücü, itibarı, sahip çıktığı miras, gelecek vizyonu adına
mesajlar
taşırlar… O nedenle seremoniler, devlet törenleri yalnızca birer etkinlik değil, ülkelerin mesajlarını taşıyan en önemli ‘
araç’lardır

Dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu çatışma ortamı düşünüldüğünde millî savunma sanayimizin bu çok önemli mesajının ‘dışarıdan’ gayet iyi okunduğuna eminiz…

Bu arada ‘içeriye’ verilen bir mesaj daha vardı… İşte onun da taşıyıcısı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’
ün yatı olan
TCG Savarona
idi…

Genç Cumhuriyet’in, millî bağımsızlığın, bölünmez bütünlüğün, emperyalizmle mücadelenin simgesi bu geminin çok önemli bir özelliği de Atatürk’ün güldüğü nadir fotoğraflardan birinin güvertesindeki salıncakta sallanırken çekilmiş olmasıdır…

Pazar günü Büyükadalı
Fıstık Ahmet’
in mekânından, onun anıları eşliğinde önümüzden süzülerek geçişini izlediğimiz
Savarona
, Atatürk’ün siyasi, askerî ve beşerî mirasının bir ifadesidir ve hafta sonu verilen görüntü, bu ifadeye Sayın Cumhurbaşkanı nezdinde kimin sahip çıktığını gayet güzel ortaya koymaktadır…
Vay,
CHP’nin
hâline… Bu şerefe taraf, sahip ve talip bile olmamaları ne acıdır!..
Tahta arabalarla ben de yarıştım

Rize’nin Ardeşen ilçesine bağlı Tunca beldesinde bu yıl 15.’si düzenlenen Red Bull Formulaz, Migros’un partnerliğinde hayata geçirilmiş. Yalnızca el yapımı tahta arabaların yarıştığı etkinlik, Karadeniz’de 1900’lü yılların başlarına kadar uzanan tahta araba geleneğine dayanıyormuş.

Yıllar boyunca çocuk oyunu olarak yaşatılan, 2009’da ise festival formatına kavuşturulan yarış, hem bölgeye katkı sağlayan turistik bir etkinliğe dönüşmüş hem de geleneklerin sürdürülmesi için önemli bir fırsat olmuş…

Yarışlarda keçi yününden yapılan kıl çoraplar, kara lastikler ve start işareti olarak bölgede geleneksel olarak kullanılan ‘xaşattule’nin (patlama sesi çıkaran, iple örgü yapılarak oluşturulan geleneksel gereç) yer alması, işin kültür boyutunun önemli bir parçası…

Çocukluğumuzda mahalledeki tüm arkadaşlarım bu oyuna katılırdı… Kendi oyuncağını yapmaya alışkın bir nesil olarak taşı, çekici elimize almayı bilirdik. Böyle böyle tahta arabalarımızı hazırlar, sonra da Selamiçeşme Köprüsü’nden aşağı kayarak yarışırdık… Tahta tekerlekler, takılı oldukları tahta millere sürttükçe ısınıp yanmaya başlarlardı… Arabalarımızın kül olmasından endişe ettiğimiz için sonraları tahta millerin etrafına gres yağı sürmeyi dahi akıl etmiştik…

Çocuklar için biraz tehlikeli bu oyunun yetişkinlere emanet edilerek kültürümüzün ikonik bir parçası olarak yaşatıldığını görmek, bunun bir de markanın vaadine ve ruhuna uygun bir biçimde hayata geçirildiğine tanık olmak memnuniyet verici…

Başarı bunu gerektirir…

Statista verilerine göre, dünya genelinde reklam harcamalarının 2025 yılı sonuna kadar 390 milyar dolara ulaşması öngörülüyormuş. Pazarın yıllık büyüme oranı yüzde 8,17 olarak belirtilmiş. 2029 yılına kadar ise pazar hacminin 533 milyar dolara yükselmesi bekleniyormuş. Uygulama içi reklamcılık pazarında mobil internet kullanıcı başına ortalama reklam harcamasının da 2025 yılında 59 dolar seviyesine çıkacağı tahmin ediliyormuş.

Bugünün ve geleceğin yatırım alanının teknoloji olduğunu söylemenin pek de şaşırtıcı bir yanı yoktur herhâlde… Sanal uygulamalar, dijital araçlar, inovatif ürünler, hayatımıza bir girdi pir girdiler…

Yukarıdaki cezbedici verilere onlarca yenisini eklemek de mümkün…

İrili ufaklı yatırımcılar, iş insanları da elbette ki bu alanlarda var olmak ve yükselmek istiyorlar… Peki ama sadece yatırımları buralara yöneltmek, dijitalleşmeyi firmalara adapte etmek yeterli mi?

Hayır…

Eğer hedef ‘başarılı’ olmak, aynı ortamda liderliği hedefleyenler arasından sıyrılarak öne çıkmaksa işte orada klasikleşmiş, kural hâline gelmiş adımlardan şaşmamak gerekir…

Bu da ancak stratejik bir yaklaşımla mümkündür… Yani, ölçümlemelere dayanan kısa, orta ve uzun vadeli planlarla, ‘konu yönetimi’ ve ‘gündem belirleme’ye odaklı itibar yükseltme faaliyetleriyle, ana stratejiye uygun iş ve iletişim hedeflerine ne kadar yaklaşıldığını gösteren araştırmalarla ve bu yeni sonuçlara hızla adapte olarak gerekirse yön değiştirebilecek çeviklikteki ekip ve karar vericilerle…

#Siyaset
#Politika
#Ali Saydam