Gazze’de ateşkesin başlamasıyla birlikte Suriye’de terör örgütü SDG unsurları yine harekete geçti. Uzmanlara göre daha önce Dürzileri harekete geçirmeye çalışan İsrail, bu sefer de terör örgütü SDG üzerinden Şam’ın istikrarını bozacak 5’inci kol faaliyetleri ile SDG ile Şam güçleri arasında gerilim yaratacak dezenformatik algı operasyonlarına imza atıyor. 6 Ekim sabahında çatısını PKK/YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) unsurları Eşrefiyye ve Şeyh Maksud mahallelerinde, İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik güçlerinin kontrol noktalarını hedef aldı. Terör örgütü, onlarca ailenin yerinden edilmesine neden oldu. Bunun üzerine Şam güçleri devreye girdi ve çatışmalar yaşandı. İlerleyen saatlerde ateşkese varıldı. Uzmanlara göre Şam yönetimine dahil olmayı reddeden SDG, İsrail’in güdümünde hareket ediyor.
Ancak yine de karşımızda hukuk tanımayan terörist bir devlet var. Bu nedenle ihtiyatlı hareket edilmesi gerekir zannımca! Zira SDG unsurları Esad sonrasında birçok kez Şam yönetimine karşı Halep’teki gibi kışkırtmalara soyundu. Şam yönetimine bağlı güvenlik güçleri çatışmaların büyümesini engelledi. Uzmanlara göre SDG önümüzdeki günlerde de yine İsrail’n yönlendirmesi ile kirli oyunlara ve örtülü provokasyonlara girişebilir. Suriye’deki SDG-YPG’yi ve daha önce yaptıkları gibi Dürzileri kışkırtmaya devam edebilir” iddiasını dilendiriyorlar. Zira İsrail yönetimi, Suriye’nin toprak bütünlüğünü engellemek istiyor. Diri içte biriik ve beraberliği sağlamış toprak bütünlüğünü koruyan tek bayrak tek vatan düsturu ile hareket eden bir Suriye’yi İsrail’in güvenliği için hala tehdit olarak algılayan terörist İsrail’in nasıl hareket edeceği sanırım bir muamma!
SDG ile Şam arasındaki entegrasyon süreci tıkanmış durumda. SDG, süreci 2026’ya erteletmek isterken, Şam son tarihi 31 Aralık olarak belirledi. Çekişme sahada çatışmaları körüklüyor; ABD ve Batı ise süreci kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor.
Türkiye her platformda Suriye’de istikrarsızlığa izin vermeyeceğini ve toprak bütünlüğünün korunacağını dile getiriyor. Ankara gelişmeleri yakından izliyor ve SDG’nin mutabakata uymazsa sonuçlarına katlanacağını belirtiyor. Şam da Türkiye ile hareket edeceklerini söylüyor. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani günler öncesinde Türkiye’yi ziyaret etmişti. Halep’te Suriye güvenlik güçleri ile SDG arasında yaşanan çatışmalar sırasında siviller büyük panik yaşadı. Arap aşiretleri sık sık SDG’nin işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmesi gerektiğini savunuyor. Bölge halkı SDG’nin işgalinin son bulmasını istiyor.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, terör örgütü PKK/YPG elebaşlarından Ferhat Abdi Şahin ile 10 Mart’ta bir anlaşma imzalamıştı. Anlaşma Kürt toplumunun devletin ayrılmaz bir parçası olduğunu öngörüyor. Ancak SDG 10 Mart şartlarını yerine getirmedi ve Şam yönetimi bu yılın sonuna kadar süre tanıdı. Halep’teki çatışmalara rağmen Şara ile Abdi dün Şam’da bir kez daha bir araya geldi. Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile SDG’nin elebaşlarından Abdi’nin dün yaptığı görüşmeye ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da katıldı.
Barrack önceki günde SDG Terör örgütünün elebaşları ile görüşmüştü. Eğer yerseniz!!! ABD yönetimi birçok kez Suriye’de Federal yapı olmayacağını ve SDG’nin Şam yönetimine bağlanması gerektiğini dile getiriyormuş!!! ABD ve Özel temsilci Barrack bu fikirlerinde asla samimi değil! Zira SDG’nin ABD’ye rağmen İsral’in stratejileri doğrultusunda uzatmaları oynayarak Entegrasyon için Mart 2026 tarihine işaret ediyor olmazdı sanırım!!!!
Al Majalla’ya göre, özellikle bölgede ABD-İsrail ekseni ile İran arasındaki gerilim artarken, ABD Suriye’de çatışma istemiyor. ABD’nin Barrack ve Cooper ile bir anda bölgeye çıkarma yapmasının nedeni de buna bağlanıyor. Şam, SDG ile yürütülen müzakerelerde garantör ülkeleri istememesine rağmen, Barrack emrivakiyle PYD/SDG heyetini Şam’a getirdi. Al Majalla’ya göre toplantıda ABD dışında Fransız gözlemciler de yer aldı. Dergiye göre Şam, Fırat’ın doğusunu “çözmek” için hem iç hem de bölgesel baskı altında. SDG üzerinde ekonomik ve güvenlik baskısı kuruyor. Ekim başında altı geçiş noktasını kapatarak sivil ve ticari hareketi felç etti ve Deyrezor’a takviye birlikler gönderdi. Bu hamle, müzakereler başarısız olursa tırmanmaya hazır olduklarının işareti olarak yorumlandı.
Şara, müzakereler başarısız olursa “tüm seçeneklerin masada olduğunu” yineledi. Şam, SDG cephelerinde savaş hazırlıklarını artırırken, SDG de asker alımını hızlandırıyor ve Al Majalla’ya göre eski rejim askerlerini kendi bünyesine katıyor.
ABD’nin düşünce kuruluşlarından Washington Institute, ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in değerlendirmelerine yer verdi. Jeffrey, olası çözümün “aşamalı güven inşası” üzerinden şekillenebileceğini belirterek, bazı Arap bölgelerinin Şam’a devredilmesi karşılığında Kürtlerin yerel özerkliklerinin korunabileceğini savundu.
Diğer değerlendirmelere göre ise Gazze’den Fırat’a uzanan hatta yaşanan gelişmeler “geçici istikrar” dönemine işaret ediyor. Ankara daha geniş bir nüfuz alanı ararken, Şam sembolik kazanımlarla yetinmeye çalışıyor. ABD ise krizi çözmek yerine “stratejik dondurma” politikasıyla dengeleri koruyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.