Amerika Suriye’den çekiliyor mu?

04:0025/04/2025, Friday
G: 25/04/2025, Friday
Kadir Üstün

Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Şam’da Ahmed Şara liderliğinde kurulan yeni yönetimle birlikte Suriye iç savaşındaki iç dengeler ve bölgesel dinamikler değişti. Bu değişim Suriye’nin yeniden inşası konusunda yeni bir dönemin habercisi olurken iç savaşta taraf olan bölge ülkelerinin de pozisyonlarını gözden geçirmesine neden oldu. Washington’ın da Suriye’deki varlığını ve stratejik hedeflerini yeniden gözden geçirmesine neden olan hızlı gelişmeler gerçekleşti. Amerikan ordusu bir yandan desteklediği

Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Şam’da Ahmed Şara liderliğinde kurulan yeni yönetimle birlikte Suriye iç savaşındaki iç dengeler ve bölgesel dinamikler değişti. Bu değişim Suriye’nin yeniden inşası konusunda yeni bir dönemin habercisi olurken iç savaşta taraf olan bölge ülkelerinin de pozisyonlarını gözden geçirmesine neden oldu. Washington’ın da Suriye’deki varlığını ve stratejik hedeflerini yeniden gözden geçirmesine neden olan hızlı gelişmeler gerçekleşti. Amerikan ordusu bir yandan desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Şam’la bir anlaşma imzalamasını sağlarken bir yandan da Trump’ın istediği tam çekilme planlarını oluşturmaya başladı. Geçen hafta 600 civarında Amerikan askerinin çekildiği ve Amerika’nın kontrol ettiği üslerin azaltılarak konsolide edildiği yönündeki haberler, Trump yönetiminin tam çekilme için düğmeye bastığı izlenimini uyandırdı.


NETANYAHU’NUN ZİYARETİ

Netanyahu’nun yaklaşık iki hafta önceki Washington ziyaretinde İran, Gazze, gümrük tarifeleri gibi öncelikleriyle birlikte Türkiye’nin Suriye’de artan nüfuzunu da gündeme getirdiği biliniyor. Trump’ın kameralar önünde Türkiye’yle ilgili olarak ‘makul’ olması gerektiğini söylemesi, Netanyahu’nun istediğini alamadığını gösteriyordu. İran’a askeri müdahale ve gümrük tarifelerinin uygulanmaması gibi talepleri karşısında Trump’ın İsrail’e verilen 4 milyar dolarlık yardımı gündeme getirerek bunun çok olduğunu söylemesi Netanyahu’nun kameralar önünde zorlu anlar yaşamasına neden olmuştu. Trump’ın Gazze ateşkesi konusunda baskı yapması ve İran’la anlaşma konusunda ısrar etmesi, Biden’ın aksine gerekirse Netanyahu’ya baskı yapmaktan çekinmeyeceğini gösteriyor.


Netanyahu’nun Suriye’de İran tehdidi azalırken Türkiye tehdidinin öne çıktığı şeklindeki argümanının da Trump nezdinde çalışmadığı ortada. Trump’ın Suriye’de Türkiye’nin kazandığı ve İsrail’le Türkiye arasında arabuluculuk yapabileceği yönündeki ifadeleri, ortaya çıkan yeni jeopolitik durumdan memnun olduğunu gösterdi. Trump açısından Şam’da yeni bir siyasi iradenin oluşması, lideriyle iyi geçindiği Türkiye’nin etkisinin artması, İran’ın ve Rusya’nın etkisinin azalması, İsrail’in de kendi çıkarlarını koruyacak kapasitede olması Amerika’nın geri çekilmesini kolaylaştıran dinamikler olarak öne çıkıyor. Trump ilk başkanlık döneminde gerçekleştiremediği Suriye’den çekilme adımını atmak için uygun koşullar oluşurken bu kararından sırf İsrail’in Türkiye’yi rakip veya tehdit görüyor diye vazgeçme niyetinde olmadığını gösterdi.


DEAŞ’LA MÜCADELE

Trump ilk başkanlık döneminde 2019 Aralık ayında Suriye’den çekilme emri verdiğinde hem Kongre hem de Amerikan basınından sert tepkiyle karşılaşmıştı. Dönemin Savunma Bakanı James Mattis ve DEAŞ’la mücadeleden sorumlu Başkan Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün istifalarına neden olan Trump’ın kararı, Pentagon’un sahadaki güçleri azaltmasını sağlamış ancak tam çekilmeyi gerçekleştirmeye yetmemişti. Amerika olmazsa DEAŞ’ın geri geleceği, sahada Rusya ve İran’ın boşluğu dolduracağı gibi argümanlarla birlikte İsrail’in güvenliği de Trump’ı kararını tam olarak uygulamaktan alıkoymuştu. CENTCOM DEAŞ’la mücadele bitmedi, Kongre ve basın ‘Kürtleri’ terk edemeyiz, İsrail de İran’ın etkisi artar tezlerini öne sürerek Trump’ın kararından dönmesini sağlamıştı.


Geri çekilme kararını Twitter’dan duyuran Trump’ın bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’la telefon görüşmesi sonrasında yapması, Türkiye’nin hedefe koyulmasına neden olmuştu. Türkiye’nin hem sahada DEAŞ’la mücadelenin devam edeceği hem DEAŞ militanlarının kaldığı hapishanelerin güvenliğinin sağlanacağı yönünde güvenceler verdiği basına yansımıştı. Bunlara rağmen CENTCOM’un DEAŞ’la mücadelenin devamı ve Kongre ve basının sahadaki Amerikan partnerlerinin (YPG) Türkiye karşısında ‘kaderlerine terkedilmemeleri’ yönündeki baskıları etkili olmuştu. Trump asker sayısının azaltılarak Suriye’de kalmaya devam etmeye razı olmuştu. Dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da meselenin sadece DEAŞ’la mücadele değil İran ve Rusya’ya alan açmamak olduğunu savunmuştu.


BU SEFER ÇEKİLECEK Mİ?

Trump’a yakın isimler bu sefer Suriye’den çekilmeye kararlı olduğunu söylüyor. Daha önceki yazılarda CENTCOM ve İsrail’in Trump’ı ikna etme ihtimalinin var olduğunu yazmıştım ve bu ihtimal zayıflamış olsa da hala geçerli görünüyor. CENTCOM SDG’nin Suriye’nin yeni milli ordusuna entegre edilmesi sürecinin tamamlanmadığını, DEAŞ aktivitelerinin arttığını ve hapishanelerin güvenliğinin sağlanması gerektiğini öne sürecektir ancak Trump bu konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavsiye ve güvencelerine itibar edebilir. İsrail de Suriye’nin Türkiye’ye bırakılmaması argümanını savunacaktır ancak Trump’ın bu konuda Netanyahu’ya söyledikleri ortada.


CENTCOM ve İsrail’in Amerikan güçlerinin kalmasını tercih etmelerine rağmen sahada değişen dengelerin bu argümanları destekleyecek nitelikte olmaması Trump’ın çekilme için bastırma ihtimalini artırıyor. Dahası, Amerikan Kongre’si ve basının Suriye’de kalma yönünde baskı yapacak gücü ve enerjisi de pek yok. Bu durumda bütün göstergeler Trump’ın Suriye’den tam olarak çekilmeyi sağlayacak durumda olduğuna işaret ediyor. Bütün bunlara rağmen, Trump’ın çok hızlı karar değiştirebilen ve Türkiye’yle ilgili pozitif söylemleri büyük avantaj olsa da farklı etkilere açık bir lider olduğunu unutmamak gerekiyor. Türkiye açısından bakıldığında ise, Suriye’de ne istediğini bilen ve Amerika çekilse de çekilmese de net hedefleri doğrultusunda ilerleyen Ankara’nın net bir Suriye politikası olması en büyük avantajı olarak öne çıkıyor.

#ABD
#Suriye
#Kadir Üstün