2024 başkanlık seçimlerinde oynadığı kritik rolle öne çıkan Elon Musk’ın altı ay gibi kısa bir süre içinde Trump’la ayrı düşmesi, bu kadar büyük iki egonun uzun süre geçinemeyeceğini savunanları haklı çıkardı. Musk, federal devletin verimliliğini artırma iddiasındaki DOGE üzerinden Trump yönetiminin ilk aylarında büyük tartışmalar yarattı ancak devlet bürokrasisinin ve siyasetin gerçeklerine adeta tosladı. Cumhuriyetçilerin devleti küçültüp etkin kılma felsefesini gerçekten uygulamak istediklerini düşünen Musk, federal harcamaların aynı zamanda bu siyasetçiler için oy kazanma aracı olduğunu anlamamış göründü. Trump’ın ifade ettiği gibi mali disiplin önemli ancak seçim kazanmadan olmuyor. Musk, kısa sürede hüsrana uğradıktan sonra siyasetten uzak durarak Tesla ve SpaceX’e odaklanacağını söylemişti ancak en son Trump’ın Kongre’den geçirdiği ‘Büyük Güzel Yasa’ya karşı verdiği mücadelesi başarısız olunca yeni bir parti kuracağını açıkladı. Trump’ın verdiği tepkiye bakıldığında Musk’ın Cumhuriyetçilerin oylarına zarar vereceğinden kaygı duyduğu görülüyor.
Amerikan siyasetinde her dönem üçüncü parti çabaları olmakla birlikte modern zamanlarda ana akım siyaseti yönlendirmenin ötesinde başarılı olmaları pek mümkün olmadı. Aslında Cumhuriyetçi Parti’nin kendisi köleliğe karşı çıkan bir üçüncü parti olarak ortaya çıkan Free Soil Party’nin (Özgür Toprak Partisi) devamı olarak tek başarılı örnek kabul edilebilir. Abraham Lincoln liderliğinde iktidara ulaşmayı başaran Cumhuriyetçi Parti dışındaki örnekler siyaseti farklı açılardan etkilemeyi başardı ancak iktidar olamadı. 20. yüzyılın başında Theodore Roosevelt’in Cumhuriyetçi Parti’den koparak %27 gibi bir oy oranına ulaşmasına rağmen başkan seçilememesi, 1960’larda Amerikan Bağımsızlık Partisi’nin %13 oy alması, 1992’de bağımsız aday Ross Perot’nun %19’a ulaşması gibi örneklerin yanı sıra %1-3 civarında oy alan Yeşil Parti ve Liberteryen Parti gibi hareketler üçüncü parti çabalarının ne kadar zorlandığını gösteriyor.
Eyaletlerin hemen hepsinde kazananın bütün delegeleri topladığı (winner takes all), kampanya finansmanı ve organizasyonunun dev bütçeler gerektirdiği ve seçmenlerin de farklı opsiyon talep etmelerine rağmen bağımsız adaylara pek de iltifat göstermemeleri üçüncü parti çabaları açısından en büyük engeller olarak öne çıkıyor. Amerika’da parti disiplini dünyanın geri kalanına göre çok daha az olmasına rağmen finansman ve organizasyon konusunda kapasitelerinin yüksek olması partileri çekici kılıyor. Partinin bütün savunduklarını savunmak zorunda olmayışı birçok adaya geniş bir manevra alanı sağlıyor. Eyalet bazında en çok oyu kazananın bütün delegeleri toplaması da oyların farklı adaylara dağılmasını engelleyen bir etki yaratıyor zira seçmen kazanma şansını düşük gördüğü adaya oy vermekten kaçınıyor. Seçmen kitlesinin %40’tan fazlası kendini bağımsız olarak tanımlamakla birlikte seçim zamanı öne çıkan parti adaylarından kazanma şansını yüksek gördüklerine yönelmeyi tercih ediyor.
Elon Musk’ın ‘konu ülkemizi israf ve rüşvetle iflas ettirmeye gelince, demokraside değil tek partili bir sistemde yaşıyoruz’ şeklindeki ifadeleriyle açıkladığı üçüncü parti kurma girişimi, Amerikan seçmeninde uzun süredir artan her iki partiye karşı hayal kırıklığının yansımalarından biri olarak görülebilir. Siyaset kurumunun Amerikan halkının ihtiyaçlarını karşılamadığı ve zenginlerle büyük şirketlerin çıkarlarını öncelediği algısı hiç de yeni değil. Buna karşı bir mücadele verme adına çıkan birçok aday geçici başarılar kazansa da ulusal düzeyde kalıcı bir iz bırakmakta zorlandılar. Kendini demokrat sosyalist olarak tanımlayan bağımsız senatör Bernie Sanders’ın bile Demokrat Parti’yle hareket ederek o partinin ön seçimlerine katılıyor. Bu bağlamda Musk’ın önündeki en büyük pratik engellerden biri her iki partiyi yerel düzeyde zorlayacak bağımsız adaylar bulması ve bu adayların parti adaylarına karşı başarılı olmasını sağlamak olacak. Musk’ın finansman gücü olmakla birlikte siyasi organizasyon oluşturması için Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti’nin yaptığı gibi geniş bir gönüllü ordusu kurması gerekecek ki bu hiç de kolay değil.
Musk’ın ideolojik platformunun mali muhafazakarlık ve özgürlükler üzerine inşa edilmesi ve bunun liberteryen çizgide bir parti yaratması beklenebilir. Giderek kutuplaşan Amerikan siyasetinde sağ ve sol popülizmin yükseldiğini görüyoruz. Seçmenin merkez siyasete karşı tepkili olması Trump ve Sanders gibi kurulu düzen karşıtı siyaset yapan isimleri öne çıkarıyor. Musk’ın da düzen karşıtı söylemden yararlanması mümkün olacaktır ancak bunun ötesinde nasıl bir ideolojik alternatif yaratabileceğini görmek gerekiyor. Federal harcamalardan rahatsız liberteryen teknoloji aktivistlerinin bir girişimi olarak kalırsa Amerikan siyasetine pek de etki edemeyebilir. Daha geniş kitleleri kapsayan bir harekete dönüşemezse, Cumhuriyetçi Parti’yi sıkıntıya sokan ve belki de 2026 ara seçimlerinde Kongre çoğunluğunu kaybetmelerine neden olan bir harekete dönüşebilir. Musk’ın istediği de belki de yalnızca budur: ‘mali disiplinden bahsedip ülkeyi daha fazla borca sokan Cumhuriyetçileri’ cezalandırmak.
Musk’ın kalıcı bir siyasi hareket başlatıp Amerikan sistemini değiştirmek adına iz bırakması, Trump kampanyasına verdiği destek kadar kolay olmayacak elbette. Musk’ın kişisel gel-gitleri de seçmenin zihninde birçok soru işareti uyandırmaya devam edecektir. Amerikan seçmeninde üçüncü parti arayışlarını başarılı kılacak seviyede bir sistem karşıtlığı oluşup oluşmadığı tartışılabilir ancak her iki partiden oy koparabilecek bir siyasi platform oluşturmanın kolay olmayacağı kesin. Bununla birlikte Musk hedefini ilk aşamada sınırlı tutarak 2026 seçimlerinde birkaç sembolik başarıyla yetinmeyi tercih ederse, ‘kazanan formülü’ bulabilir ve bu da orta ve uzun vadede Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti adaylığına zorlanan bağımsız adaylara bir alternatif sunabilir. Musk’ın siyasete girişimci bir iş insanı zihniyetiyle yaklaşmasının siyasetin gerçekleriyle yüzleşmeyi reddetme anlamında ciddi bir handikap yarattığını da unutmamak gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.