2 Nisan: Dünya ticareti için milat!

04:0021/02/2025, Friday
G: 21/02/2025, Friday
Mehmet Akif Soysal

Uzun zamandır Türkiye’deki ekopolitik yerine dünya ekopolitiği yazma gayreti içerisindeyim. Zira Türkiye’nin attığı adımları anlamanın ötesinde şu anda dünyada kurulmakta olan yeni dengeler var; ufkumuzu bu yeni Dünya’ya göre sil baştan yenilemek her şeyin başı. Bunu anlamak, anlamlandırmak ve Türk okuyucusuna, iş adamlarımıza ve dahi devlet bürokrasisine anlayabilecekleri cümlelerle vizyon ve ufuk turu yaptırmak öncelikli meselemiz haline dönüştü. Kısaca değinmezsek olmaz. Ne yazık ki Tüsiad, sadece

Uzun zamandır
Türkiye’deki ekopolitik yerine dünya ekopolitiği yazma gayreti içerisindeyim.
Zira Türkiye’nin attığı adımları anlamanın ötesinde şu anda dünyada kurulmakta olan yeni dengeler var; ufkumuzu bu yeni Dünya’ya göre sil baştan yenilemek her şeyin başı.
Bunu anlamak, anlamlandırmak ve Türk okuyucusuna, iş adamlarımıza ve dahi devlet bürokrasisine anlayabilecekleri cümlelerle vizyon ve ufuk turu yaptırmak öncelikli meselemiz haline dönüştü.

Kısaca değinmezsek olmaz. Ne yazık ki Tüsiad, sadece eski Türkiye’nin değil eski dünyanın anlayış ve ufkuyla ve yine eski Türkiye’nin kodlarıyla düşünce üretme gafletinin içinde. Kurdukları cümlelerin bırakın demokrasi savunuculuğu olmasını, dünyanın gelişmelerini okumaktan ne kadar aciz olduklarının alelade ifadesi şeklindedir.

Daha bundan birkaç yıl evvel kaybedilen seçim nedeniyle kongre baskını yapan şimdiki ABD Başkanı Trump’ın Başkan Yardımcısı JD Vance, Avrupa Birliği’nin en önemli birleşiminde Avrupa’ya demokrasi dersi verip had bildirirken, bizim ülkemizin sermayedarı, Avrupa’nın, -hasta yatağındaki Avrupa’nın- sözcülüğünü yapıyor.

Bu adımın suç unsuru olup olmadığını hukukçular bilir ancak ben bunun, vizyonsuzluğun, çapsızlığın önemli bir örneği olarak tarihte yer alacağı kanaatindeyim.

Şimdi gelelim esas meseleye ticaret savaşları diye başlanan I. Trump döneminden
II.Trump dönemine geçtiğimiz şu vakitlerde artık ticaret savaşı kavramı son bulmuştur.
Bunu ilk olarak ben ifade etmiş olayım artık bu bir savaş değil; “Yeni Ticaret Düzeni”dir.

Alışılmış bakış açılarını ve ezberleri kenara bırakın. ABD Başkanı Trump yeni açıklamasıyla bundan böyle “karşılıklık” “reciprocal” ilkesine dayalı ticaret sistemi yani gümrük düzeni alacağını ifade etti.

Bunu da 1 Nisan’a kadar ABD Hazine Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığından edinilecek veriler ile beraber iki Nisan’da tüm ülkeleri kapsayacak şekilde “karşılıklı ticaret” ilkelerinin somut şeklini açıklayacağını ifade etti.

İngilizce adı ile “Reciprocal” Türkçe’ye çevrimi ile “karşılıklı” şeklinde ifade edebileceğimiz yeni düzen nasıl?

Buna göre; ABD Başkanı Donald Trump Perşembe günü, Amerikan mallarının pazarlarına girmesine karşı daha yüksek gümrük tarifeleri ya da tarife dışı ticaret engelleri uygulayan ülkelere yönelik soruşturma talimatı vererek, ithalata karşılıklı gümrük tarifeleri getirilmesine zemin hazırlayan bir genelge imzaladı.

Trump kabineye gönderdiği memorandumda
“Plan kapsamında yönetimim, karşılıklı bir tarifenin eşdeğerini belirleyerek ticaret ortaklarıyla karşılıklı olmayan ticaret düzenlemelerine karşı koymak için yoğun bir şekilde çalışacaktır” dedi.
Karşılıklı tarifelerin temel amacı nedir?

Başta Almanya ve Hindistan (eş zamanlı tüm diğer ülkeler) gibi önemli ekonomik güce sahip olan ancak ABD ürünlerine daha yüksek tarifeler uygulayan ticaret ortakları arasında bu yükleri eşitlemektir.

Japonya gibi tarife dışı ticaret engellerine sahip olduğu düşünülen ülkeler de hedef olarak görülmektedir.

Örneğin, ABD otomobillere %2.5 gümrük vergisi uygularken, Avrupa Birliği %10 gümrük vergisi uyguluyor. Trump bu farkı adaletsiz olarak görüyor ve ABD'nin gümrük vergilerini diğer ülkelerle eşleşecek şekilde yükseltmeyi mümkün kılacak.

Ayrıca vergi oranları haricinde mesela Japonya, ABD malları için görünmez el vasıtasıyla yapısal engeller ortaya koyarak ABD mallarının ülkelerine girmesine engel oluyor.

Japonya'nın endüstriyel ya da güvenlik standartları, ülkeyi karşılıklı tarifeler için ABD'nin incelemesine tabi tutabilir.

Japonya meselesi noktasında mesela, Trump memorandumu imzalarken,
otomobillerin karşılıklı vergiler için hedef alınabileceğini belirtti.
Bakınız, bu pandemi döneminin olağanüstülüklerinin üzerinde bir süreçtir. En az pandemi döneminin etkileri kadar önemli etkileri üretimde ve ülkeler arası mal ticaretinde olacaktır.
Ve bu etkiler artık kalıcı ve sistemik özellikler barındıracaktır. Yani artık yeni dünya düzeni için “
Ticari Milat
” olacaktır.
Türkiye ABD ile ticaret dengesinde ne kârda ne zararda, tam başa baş. Yani yeni dönemin etkilerin bize negatif olma ihtimali çok az.
Ancak büyüğünden küçüğüne ABD onlarca ülkeye açık veriyor. Bazı açıklar devasa.. Mesela Kanada’ya 100 milyar, Meksikaya 130 milyar, Çin’e 420, Japonya’ya 75, Kore’ye 50, İtalya’ya 45, Tayland’a 50, Malezya’ya 48, Bangladeşe 9, Avusturya’ya 13, Kamboçya’ya 12, Fransa’ya 12 milyar dolarlık açık veriyor! Daha bir sürü örnek var…

Yani işleri, üretim zincirleri, sosyolojik düzenleri etkilenecek ülkeler onlarca diyebiliriz.

Bizim TÜSİAD bunlara kafa yorup bu işten Türkiye’mizi nasıl kârlı çıkarabiliriz, diğer ülkelerin yaşayacakları zorlukları nasıl avantaja döndürebiliriz diye kafa yoracağına, gel güdük işler peşinde koş… Türkiye niye kalkınamıyor diyorsunuz ya, TÜSİAD’çılar? Al sana örnek! İşe kendinden başla!

Erdoğan en kolay anlaşılacak devlet başkanıdır.
Öyle olmazsa hem de Doğuyla hem Batıyla, hem Orta Doğu’yla, hem Uzakdoğu’yla, hem Putin’le hem Trump’la, hem kaybeden Sholz ile yani hepsi ile beraber çalışıp hem sahada hem masada ve ülkenin zorluklarına rağmen, mücadele edip bunca badire atlatabilir ve zaferler kazanabilir miydi?
Hepsi ile müzakere edebilen, yeri gelince anlaşan, olmadı restleşebilen, hep merkezde kalabilen Erdoğan ve Türkiye’si olmadı mı?
Erdoğan’ın bu işlerde tek kriteri vardır;
İster bir Türk sermayedarı ya da Türk düşünürü olun, Paris’ten mi İstanbul’a bakıyorsun, yoksa İstanbul’dan mı Paris’e bakıyorsun kriteridir.
Sen eğer gücünü Türkiye’den Türk milletinden alıp dünyaya bakıyorsan Erdoğan ile anlaşamayacağın hiçbir konu olmayacaktır.

Aksi istikamette de ne Türk milleti ne de Erdoğan hayatınızı kolaylaştırmayacaktır.

Yol yakınken, Dünya dönüyorken, var gelin bir tek Tüsiad değil, tüm iş insanları, bürokrasi, esnaf, bir daha, yeniden başlayalım.

Pergel misali bir ayağımız İstanbul’da hep sağlam dursun, diğer ayağımızı Erdoğan’ın açtığı dış politik alanda Avrupa’ya koyalım, Asya’ya koyalım, ABD’ye koyalım siz de kazanın, bu millet de kazansın!

Bana bedava para verin (nineme de bedava maliyet ile kredi verin kâr eder!), ihracatçıya özel kur ayarlayın diyeceğinize, daha fazla seyahat edin, yeni ülkelerde ilişkiler inşa edin, batmakta olan Avrupa’dan şirketler, fabrikalar satın alma gayretinde olun!

Göreceksiniz ki Erdoğan, Türk hükümeti en büyük yardımcınız olacaktır…


#Ekonomi
#ticaret
#Mehmet Akif Soysal