Kudüslü olamayan Kudüs’le olur

04:0028/06/2025, Cumartesi
G: 28/06/2025, Cumartesi
Ömer Lekesiz

Kudüs’te doğup Kitâbü Ahseni’t-tekâsîm fî ma’rifeti’l-ekâlîm (İslam Coğrafyası, trc.: D. Ahsen Batur, Selenge, İstanbul 2015) adlı kitabıyla tanınan coğrafya alimi Muhammed b. Ahmed , hicri 390 yılı civarında vefat ettiğine göre, el-Makdisî veya el-Mukaddesî nisbesine sahip ilk kişilerden biri olmalıdır. Onun Kudüs’ü -adını zikrettiğimiz kitabında- önce temiz dayanıklı yapılarıyla, ahlaklı halkı ve bereketli mahalliyle; sonra ilgili övgülerine yapılan itirazı cevaplandırırken kozmolojisi, kudsiyeti

Kudüs’te doğup
Kitâbü Ahseni’t-tekâsîm fî ma’rifeti’l-ekâlîm
(İslam Coğrafyası, trc.: D. Ahsen Batur, Selenge, İstanbul 2015) adlı kitabıyla tanınan coğrafya alimi
Muhammed b. Ahmed
, hicri 390 yılı civarında vefat ettiğine göre,
el-Makdisî
veya
el-Mukaddesî
nisbesine sahip ilk kişilerden biri olmalıdır. Onun Kudüs’ü -adını zikrettiğimiz kitabında- önce temiz dayanıklı yapılarıyla, ahlaklı halkı ve bereketli mahalliyle; sonra ilgili övgülerine yapılan itirazı cevaplandırırken kozmolojisi, kudsiyeti ve Peygamberler diyarı olmasıyla sahiplenmesinden ve hatta bunda biraz abartılı davranmasından da anlaşılan budur.
Zira Makdisî / Mukaddesî / Kudüslü olmak bir seçkinliktir; a priori (evvelî) olarak şehirlilik (medinelilik) ve dolayısıyla medeniliktir. Nitekim bugünün Kudüs’ünde de yerli olanları halen
medineli
vasfıyla sonradan gelenlerden ayrı tutulmaktadır.
Bu manada Muhammed b. Ahmed el-Mukaddesî kendi medeniliğini, şehrin mukaddes (Beytülmukaddes / Beytülmakdis) oluşuyla çifte katlamaktadır. Zira o, kudsiyeti ve maddi değeriyle Kudüslü olmayı nefsinde toplamakla birlikte, Kudüslü olmayıp da Kudüs’le iman, nebevi tarih ve İslami siyaset planında kopmaz bir bağ / aidiyet kurabilenlere de bir kapı aralamaktadır. Üstelik bunlar onun gibi eser telif ederek
Küdüs’le olmayı
kuvveden fiile çıkarmışlarsa…
Halen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde akademik hayatını sürdüren
Mustafa Özel
Hocamızın, yakın zamanda yayımlanan
Kudüs – İlk Kıble Sonsuz Direniş
adlı kitabını (Muhit, İstanbul 2025) gördüğümde el-Mukaddesî’den mülhem ilk düşüncelerimdi yukarıda zikrettiklerim.
2017 Ekim’inin son haftasında
İnsan ve Medeniyet Hareketi İzmir Şubesi’
nce düzenlenen bir Kudüs ziyareti vesilesiyle tanışmıştım Özel Hocamızla. Mütecessis, haremde meçhul alemlere dalıp dalıp giden hüzünlü ama mütevekkil portresiyle yer etmişti hafızamda.

Kudüs’ten döndükten sonra Kudüs temalı etkinliklerde adının sıkça yer almasından da anlaşılıyordu ki, Kudüslü olamayışını Kudüs’le olmakla telafi edenler listesine eklenmişti Özel Hocamız.

Kudüs ziyaretine denk gelen bir zamanda İstanbul’da mukim olmasıyla Kudüs’le olan bağı daha pekişmiş; Kudüs’ü gençlerle konuşmada, dergilerde yazmada daha bereketli bir sürece girmişti. Gerek genel yayın yönetmenliğini üstlendiği
İnsicam
dergisinde gerekse
Muhit
ve sair dergilerde peş peşe Kudüs hakkında yazıları yayımlandı.
Bunların ilk hasılası olan
Filistin Mektupları
(Muhit, İstanbul 2024) Kudüs’le olmasının ilk kitabi belgesiydi. Filistin Meselesi’nin doğru anlaşılmasını ve anlatılmasını -samimiyetteki samimiyeti en görünür kılan bir tür olarak- mektuplar aracılığıyla sağlamaya çalıştı.

Mezkur sürecin ikinci hasılası ise -yukarıda da zikrettiğim gibi- Kudüs – İlk Kıble Sonsuz Direniş adlı kitabıdır. Bir soruşturmaya verdiği cevapla iki söyleşisinin de yer aldığı Kudüs kitabında on altı yazısı bulunuyor Özel Hocamızın. Bu yazılarında -yazıların adlarından da görüleceği üzere- Özel Hocamız kozmolojik ve fiziki imgelerini hatırlatıp, Kudüs’le ilgili ilk çalışmalarını ve ziyaretini naklederek, Kudüs için bir seferberlik talebiyle, bu talebi zorunlu kılan son hadiseleri işlemiş.

Kudüs kitabını “Ömer b. Hattâb›tan Salahaddin Eyyübi’ye, II. Abdülhamid’den Yahya Sinvâra kadar Kudüs’e sahip çıkan, Kudüs’e hizmet eden, Kudüs için bir şey yapan, Kudüs için şehid olan herkese, Ve Kudüs’ün özgür olacağı o kutlu güne...” ithaf eden Özel Hocamızın, yukarıdan beri vurguladığım üzere Kudüs’le oluşunun bir teyidini şu cümlelerinden de görebiliriz:

“Zeytin Ağaçları 

Kudüs deyince aklıma gelen şeylerden biri, zeytindir, zeytin ağacıdır. Cehennem Vadisi’ndeki Gestamani Bahçesi’nde bulunan zeytin ağaçları büyük bir ilgi odağı.

Zeytinle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak bu ağaçları görmek için sabırsızlanıyordum. Daha önce bu ağaçlarla ilgili bazı şeyler okumuştum. Zeytin ağaçlarını görünce, merakla, dikkatle uzaktan baktım. Ziyaretçilerden uzak tutmak için bahçenin çevresi tel örgülerle kaplanmıştı. Bu ağaçların sayısı, yirmi beş. Kudüs’e sadece bunları görmek için bile gidilir. 

Her ziyaret, insanda tatlı, hoş anılar bırakır. Kudüs ve diğer şehirler, bizim aklımızı, gönlümüzü orada bıraktı. En yakın zamanda özgür Kudüs’ü ziyaret etmek, en büyük muradımdır.” 

Kudüs’ün zalim ve soykırımcı SiyoNazilerin işgalinden tez zamanda kurtulmasını ve Özel Hocamızın bu muradının tekrar tekrar gerçekleşmesini niyaz ediyorum.

Kudüs’le olmayı gönüllerine, dillerine, kalemlerine yerleştiren ve bunu Kudüs’le ilgili bir çalışmayla teyit eden herkesi Özel Hocamızın şahsında tebrik ediyorum.

#Kudüs
#Aktüel
#Ömer Lekesiz