Bayram tatilleri, yalnızca ziyaret ya da dinlenme fırsatı olmanın ötesinde, vatandaş-devlet ilişkisinin en çıplak hâliyle gözlemlendiği özel zaman dilimlerini temsil ediyor. Bu dönemde trafikte yapılan uygulamalar ise adeta bu ilişkinin duygusal turnusol kâğıdı gibi işliyor. Kurban Bayramı’nda yapay zekâ destekli radarlarla yapılan denetimlerde kesilen cezalar, hem teknolojik kabiliyet açısından göz kamaştırdı, hem de toplumsal etkisiyle göz yaşarttı. Bayramın ilk günü, radarlarla tanışma süreci âdeta bir “ilkokul heyecanı” gibi yaşandı. Kimimiz için hayat kurtaran bir güvenlik adımıydı, kimimiz içinse cebimize uzanan soğuk, robotik bir el...
Her ne kadar yapay zekâ destekli radar sistemleri milyonlarca aracı çok kısa sürede tarayarak, plakadan hız ihlaline, araç tipinden sürat sınırına kadar tüm verileri etkileyici bir doğrulukla tespit edebiliyorsa da, vatandaşın yüreğinde bıraktığı iz çoğu zaman göz yaşına dönüşüyor. Açıklanan verilere göre ilk gün ceza oranı yalnızca %0,56 olsa da, halkın hissettiği oran çok daha yüksek: %56’ları buluyor. Yüksek enflasyonun ve derinleşen hayat pahalılığının gölgesinde, radarların artık bir güvenlik aracı değil, tahsilat ve gelir üretme makinesi olarak algılanması, kamuoyunda büyüyen huzursuzluğu tetikliyor. Toplumun genel ruh hali zaten bir enflasyon slalomuna dönmüşken, bu düzleme bir de radar sekansı eklenince, sabır sınırları da doğal olarak zorlanıyor.
Yeni sistemin temel hedefi geçmiş bayramlara kıyasla trafik kazalarını ve can kayıplarını azaltmak olsa da, uygulamanın yöntemi, sınırları ve kamuya yansıtılış biçimi, tıpkı diğer tüm kamusal müdahalelerde olduğu gibi meşruiyet zeminini zedeleyebiliyor. Alım gücünün toparlanmayı umut ettiği bir dönemde, ceza sisteminin giderek tırnak içerisinde bir “gelir yaratma” aracına dönüşmesi, kamu vicdanında kazaları önlemekten çok ceza kesmeye odaklanan bir düzen algısını besliyor. Özellikle radarların yerleştirildiği yolların fiziksel koşulları, uygulamanın adil olup olmadığı yönündeki soru işaretlerini daha da derinleştiriyor. Soru işaretlerinin farkına varılması ve ünleme dönüşecek olması iyi bir gelişme olarak öne çıkıyor. Radarların çok akıllı olduğu günümüzde toplumun beklentisi yalnızca zekâ değil, vicdanla dengelenmiş bir zekada buluşuyor. Zira günümüz toplumunda en hızlı artan şey ne trafik hızı ne teknoloji… En çok hissedilen hız, daralan yaşam alanı ve azalan sabır. Yapay zekâ hızla ilerleyebilir, ama toplum aynı hızda bir duyarlılık ve adalet duygusu bekliyor. Aksi takdirde, teknolojik gelişmişlik değil, “Ra-Dardayım” duygusu hâkim oluyor.
Darıca denince çoğumuzun aklına ilk olarak deniz kenarı ve tarihi yapılar geliyor olabilir. Yalan yok benim aklıma ilk cağ kebapçılar geliyor. Ancak artık yalnızca damak tadının değil yönetişim tadının da temsilci olmaya aday bir Darıca geliyor.
*Cebinizdeki nakiti değil, fikri yakalıyor.
*Hızınızı değil, katkınızı ölçüyor.
*Sadece şikâyetinizi değil, çözüm önerinizi bekliyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.