Türkiye ekonomisi uzun süredir fena halde hissedilen bir kuşatmanın altında, sabah akşam derin nefes egzersizi yaparak hayatta kalmaya çalışıyor. Oksijen maskesi takan yok, ama herkes daralmış durumda. Üç ayaklı bir şer ittifakı tarafından etrafı sarılan ekonomi, döviz–enflasyon–faiz sarmalında dönüp duruyor. Kurtulmanın yollarını arayanlar da var, mış gibi yapanlar da. Kimi yapısal reform diye fısıldıyor, kimi sadece Allah sonumuzu hayretsin diyor. Ve maalesef ikincisi daha kalabalık görünüyor.
Bu şer ittifakının kalbinde görünmez bir elin yönlendirdiği, etkisini sokaktaki simitçiden büyük sanayiciye kadar herkesin hissettiği spekülatif döviz kazançları oturuyor. Bu, öyle masum bir yatırım davranışını da temsil etmiyor, “güvenli liman” değil, “vurgun limanı” arayanların rotasını belirliyor. Üretmeyen, yatırım yapmayan, istihdam yaratmayan; ama dövizini alıp kuytuya çekilen bir kesimin sessiz ama etkili iştahı yine yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Çaycı Mehmet bile “abi bugün dolar ne yaptı?” diye sormaya başladıysa, meselenin sadece finansal değil, artık toplumsal bir hal aldığı bir kez daha kendisini gösteriyor.
Reel sektör ihracat yapıyor, fabrika kuruyor, binlerce insana iş sağlıyor, ama kur farkı gelirinden dolayı %25’e kadar vergi ödüyor. Aynı anda, döviz al-sat yaparak hiçbir üretim yapmadan birkaç yılda servetini katlayan bireysel sermaye grupları gayet rahat, gayet sessiz bu sistemin vergi dışı alanlarında “bal tutan” olmaya devam ediyor. Bu tablo, vergi sistemindeki adalet krizini değilse bile, kur farkından elde edilen bireysel kazançların kamuya hiçbir katkı sunmadığı gerçeğini gözler önüne seriyor. Hal böyle olunca vergiler değil ekonomik vicdanlar açık veriyor. Geldiğimiz bu aşamada dövize dokunamayan bir sistemin, faize mahkûm kalması kader değil; tercihe doğru ilerliyor. Ve bu tercihin bedelini hâlâ üretici, çalışan , tüketici ödüyor. Kazanan mı? Onlar zaten “beklemede.”
Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için kur farkından elde edilen bireysel kazançlara makul bir katkı payı uygulanması döviz-enflasyon-faiz şerrinin defi için bir fırsat sunuyor. Belirli bir seviyenin üzerinde manipülatif derecedeki kur kazançlarına uygulanacak %25’lik bir katkı payı dövizi bekleyerek kazanılan bir araç olmaktan, spekülatif kazanç kapısı olmaktan çıkarma potansiyeli taşıyor. Elde edilen katkı paylarının sosyal yardımlar, üretim destekleri ve afet fonları gibi alanlara aktarılması da reel ekonomik faaliyetin canlanmasına katkı sunma imkanı veriyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.