4 yıl sonra Afganistan’da Taliban’dan imkansızın politikası

04:006/08/2025, Çarşamba
G: 6/08/2025, Çarşamba
Yasin Aktay

ABD’nin bütün NATO bileşenleriyle birlikte Afganistan batağından kurtulmak üzere çekip gidişlerinin üzerinden 4 yıl geçti. 15 Ağustos’u baz alacaksak 9 gün düşebiliriz bundan. Bir de “batak” diyorsak işgalciler için “ batak ” tabi. Yoksa Afganistan kapıdan yolunu yordamını takip ederek gelmek isteyenler için dünya cenneti bir yer; insanıyla, iklimiyle, tabiatıyla, Allah’ın bahşetmiş olduğu bütün nimetleriyle. Son çıkış müzakerelerinde bari elçilikte asker bırakalım teklifine Taliban temsilcilerinden

ABD’nin bütün NATO bileşenleriyle birlikte Afganistan batağından kurtulmak üzere çekip gidişlerinin üzerinden 4 yıl geçti. 15 Ağustos’u baz alacaksak 9 gün düşebiliriz bundan.

Bir de “batak” diyorsak işgalciler için “
batak
” tabi.
Yoksa Afganistan kapıdan yolunu yordamını takip ederek gelmek isteyenler için dünya cenneti bir yer; insanıyla, iklimiyle, tabiatıyla, Allah’ın bahşetmiş olduğu bütün nimetleriyle.
Son çıkış müzakerelerinde bari elçilikte asker bırakalım teklifine Taliban temsilcilerinden biri şöyle cevap veriyordu: “Bir tabanca bile bulundurmanıza müsaade etmeyiz, koruma derseniz bu ülkeye adımını atan herkesi koruyabilecek durumdayız, sizi de koruruz, misafir olarak baş üstünde tutarız, yeter ki işgal yoluyla, gasp yoluyla gelmeyiniz. Bu yolla her geldiğinizde, göreceğiniz tek muamele son neferimize kadar sizinle savaşmaktır.” Nitekim bugünlerde Afganistan, normal yollarla gelmek isteyen herkesi ülkeye yatırım yapmaya, gezmeye davet eden, son derece sevimli, esprili bir dille turizm tanıtım videoları yayınlıyor.
Afganistan’ın düşman işgalinden gerçek anlamda kurtuluşunun 4. yıldönümüne doğru, bir vesileyle en son ziyaretimizden tam bir buçuk yıl sonra yine Afganistan’dayız.
Kurtuluş sonrası (
Afganlar buna Fetih diyor tabi
) aradan geçen 4 yılda neler olduğu kadar son ziyaretimizden sonra neler değiştiğini, o günlerde gözlemlediğimiz istikametlerde nasıl bir yol alınmış olduğunu gözlemleme imkânı bulmayı umuyoruz.
İlk kaydedilmesi gereken gelişme
Türk Hava Yolları
’nın bu süre içinde uçuşlarını başlatmış olması. Her gün büyük bir uçakla Kabil’e sefer düzenleyen THY uçağı tamamen dolu olarak gidiyor. Daha önce tek seçenek olarak Afganistan’a ait KAM Air ile uçtuğumuzda uçak neredeyse ancak üçte bir oranında bir doluluğa sahipti. Afganistan’a hem seferler artmış hem de artan seferler yolcu talebini karşılamakta zorlanıyor.
Tabi Afganistan’a ticaret için, yatırım için veya turistik amaçla gitmekte olan Türkler olsa da yolcuların çoğu Afgan, bir miktar da Avrupa ve başka ülkelerden. Avrupa’nın birçok ülkesinden Afganistan’a ancak İstanbul üzerinden gitmek mümkün.
O yüzden Türk Hava Yolları dünyanın her yanından yolcuları İstanbul’da toplayıp Kabil’e ulaştırıyor.
Yolcular arasında 20-30 hatta 40 yıldır ülkesinden uzak olan, bu süre içinde ilk defa Afganistan’a gidecek olanlar var.
Taliban yönetimine dair fazla bir yorumda bulunmadan, şimdi ülkede bir istikrar ve güvenlik olduğuna, yöneticilerin ilk defa bütün Afganları kalkınma için ülkeye katkıda bulunmaya davet ettiklerine vurgu yapıyorlar.
Daha önceki ziyaretimizden sonra da yazmıştık.
Afganistan’da son 50 yıl içinde her yönetim değişikliği kanlı, intikamlı, devr-i sabıklı olmuş.
O yüzden her yeni yönetim ardında çok büyük göç dalgaları bırakmış. Oysa ilk defa Taliban’ın 2. Yönetimi, ilan ettiği affa gerçekten sadık kalarak ülkedeki bütün devr-i sabık icraatlarını, intikam veya geçmişle yüzleşme fasıllarını geride bırakmış.
Aslında Afganistan gibi kan davalarının çok güçlü bir kültürel ve geleneksel kökünün bulunduğu bir toplumda af ilan etmek de kolay değil, hadi ilan ettiniz bunu uygulamak normalde imkânsız. Taliban yönetimi neredeyse imkansıza yakın böyle bir olayı başarabilmiş durumda.
Taliban’ın gücünü ve toplumdaki iktidarını, nüfuzunu sormak isteyenlerin başka bir yere bakmasına gerek yok.
Haddi zatında Taliban’a yapışmış bütün olumsuz algılara karşılık bu affı ilan edebilmek, uygulayabilmek ve neredeyse imkânsız bir toplumsal barış ihtimalini gerçekleştirebilmiş olmak dolayısıyla çok ciddi bir ilgiyi ve takdiri hak ediyor.
Bu ilgi aslında toplumsal barış ve kriz yönetimi çalışmalarının dikkatle incelemesi gereken ve dersler çıkarabilmesi gereken gerçek bir başarı öyküsü.
4 yıldır bu konuda en ufak bir ihlal olmamış, üstelik göreve gelen Taliban yönetiminin hapisten çıkan üyelerine, liderlerine işkenceler yapmış zulmetmiş belki de katletmiş insanlarla her gün karşılaşılıyor aynı caddelerde, aynı sokaklarda.
Bu af ilan edileceğinde Taliban’ın üst yönetiminden bazıları özellikle bazı kişilerle ilgili bazı istisnaların konulmasını ve onların özellikle cezalandırılmasını istemiş.
Emirlik imamı
Molla Heybetullah Ahundzade
hiçbir istisnanın olmayacağını söyleyerek bütün tartışmaları kapatmış ve onun dediği aynen kabul edilmiş.
Dünyanın ilgisini hala Taliban düzmece imaj çalışmalarıyla çekmeye devam ededursun, Afgan halkı arasında bu durum süratle yayılmış ve ülke dışından yüzbinlerce insan kendi ülkelerinin yolunu ilk defa tutmuş oluyor.
Aslında sadece bu konuda değil, aynı zamanda
uyuşturucuyla mücadelede kat edilmiş olan imkânsız yol da inanılması zor bir konu.
Afganistan gibi yıllarını savaşla geçirmiş, bunun maddi ve mali sorunlarıyla tam da bugünlerde yüzleştiği bir dönemde uyuşturucu ekimi ciddi bir ekonomik kaynak oluşturabilirdi.
Önceki ziyaretimizden sonra yazdığımız yazılar ve katıldığımız konferanslarda bu durumdan bahsettiğimizde insanların çoğunun buna inanmadıklarını hayret içinde gördük.
Birçok kişi, Taliban’ın asla bu paradan vazgeçemeyeceğini söylüyor, yani ya el altından sürdürüyordur diyor veya aslında hiç kimsenin bundan vazgeçemeyeceği noktasına geliyordu.
Çünkü Taliban’ın imkansızı gerçekleştirmiş olması inanılır gibi değildi.
Gerçekten de Taliban’ın bunu el altından yürüterek inanların çoğunun zaten su-i zanlarıyla yakıştırdıkları bu duruma uygun davranabilirdi. Devasa bir ekonomi.
Muhtemelen ABD ve eski rejimin mensupları bu ekonomiye bel bağlıyorlardı. Bu konuda da
Ahundzade
’nin iki cümlelik bir genelgesi meseleyi kökten çözmüş: “
Haşhaş ekimi, ticareti ve kullanılması yasaktır
”.
Yasak çünkü haram. Bir konunun haram olması ondan uzak durulması için yeterli bir sebep.
Bunun toplumsal ekonomiye şu veya bu hayati faydayı temin ediyor olması falan hiç umursanmıyor bile. 4 Yıldır uyuşturucuya kaynak oluşturan bütün bitkilerin ekimi yasak.
Eskiden bu bitkilerin ekildiği tarlalara şimdi safran ekiliyor ki o da aslında Afganistan’ın çok değerli bir bitkisi.
Tam olarak uyuşturucunun yerini ekonomik olarak tutmasa da fena olmayan bir geliri var.
Dahası Afganistan’da üç milyona yakın uyuşturucu bağımlısı tespit edilmiş ve bu bağımlıların tamamı kayıt altına alınarak tedavilerine başlanmış.
Hali hazırda büyük çoğunluğunun tedavi edilmiş olduğu bilgisini alıyoruz. Sadece tedavi edilmiyor, kendilerine belli konularda mesleki kurslar da verilerek meslek sahibi olmaları sağlanıyor. Bu konuda ortaya konulan performans dünyanın birçok yerindeki normal uyuşturucuyla mücadele programlarının asla erişemeyeceği bir performans. Az zamanda yine imkansızın başarıldığı bir alan da bu.
Afganistan’da sosyal hayat
öyle zannedildiği kadar görünür katı kuralların olduğu bir hayat değil. Hatta bir açıdan gereğinden fazla rahat bile görülebilir. İzlenimlerimizi aktarmaya devam edeceğiz.
#Afganistan
#Taliban
#Yasin Aktay