Gazze’deki insani yardımsızlık

İsrail, Gazze’de sadece batı ülkelerinden aldığı silahlarla ve teknolojiyle değil, aynı zaman bölgeye insani yardımların geçişini engelleyerek Gazze’de soykırım yapmaya devam ediyor. Gazze’de altyapıyı imha eden, okul, camii ve hastaneleri bombalayan, bulaşıcı hastalıkları yayan ve bu şekilde sistematik bir soykırım yürüten İsrail, bölgeye gönderilen yardımları engellemeye çalışarak insanlık tarihinde örneğine az görülen bir vahşete imza atmaktadır.

Normal şartlarda, Gazze’ye insani yardımlar, limanlar, Ürdün-Batı Şeria üzerinden ve Refah sınır kapısından gönderilmekte, devletler ve sivil toplum kuruluşlarının sağladığı yardımlar bu kanallardan Gazze’ye ulaştırılmaktadır. Ayrıca, bölgede faaliyet gösteren Birleşmiş Milletlerin sunduğu imkanlar da insani yardımların önemli bir parçasını oluşturmaktadır. BM adına gerçekleştirilen yardımların büyük kısmı, UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) tarafından sağlanmaktadır. UNRWA, Filistinli mültecilerin temel ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşam standartlarını iyileştirmek amacıyla çeşitli yardımlar sunuyor.

7 Ekim’den sonra Gazze’deki saldırıların artması ve insani durumun daha da kötüleşmesi üzerine Ürdün hava yoluyla Gazze’ye bazı yardımlar ulaştırdı. Bu sınırlı yardım dahi birçok ülkenin girişimleri neticesinde gerçekleşti. İnsani Yardımlar konusunda en büyük destek sağlayan ülkelerin başında ise Türkiye geliyor. Yerel STK’lar AFAD ve Kızılay ile koordinasyon sağlayarak Filistin’e 54 bin ton yardım gönderdi.

YARDIMLARI YAĞMALIYORLAR

İsrail savaşın başladığı dönemde Gazze halkına sağlanan insani yardımları engellemek amacıyla Refah sınır kapısının Gazze tarafını işgal etti ve yardımların geçişini engelledi. Bununla birlikte Batı medyasının desteğini alarak Gazze’ye en çok insani yardım desteği veren BM ajansı UNRWA’yı Aksa Tufan’ı operasyonuna karışmakla suçladı. Bu suçlama Batı medyasında önemli yer edindi. İsrail medyadan aldığı destekle bu iddiasını yaygınlaştırdı ve Gazze halkının sığındığı UNRWA’ya ait okulları bombaladı ve bu okulların üçte birini yok etti. Birçok sivil hayatını kaybetti.

Gazze’ye ulaşacak insani yardımları engellemek amacıyla İsrail, ikinci bir strateji olarak yerleşimci teröristleri silahlandırmıştır. Özellikle Refah sınır kapısından gelen yardımlar, bu teröristler tarafından yağmalanmıştır. Bu durum, yardımların Gazze’ye ulaşmasını engellemiş ve bölgedeki insani krizi derinleştirmiştir. Yerleşimci terörün etkisiyle, insani yardımların etkin bir şekilde Gazze’ye ulaşması ciddi şekilde zorlaşmış ve bu durum, sivil halkın yaşam koşullarını daha da ağırlaştırmıştır.

YENİ YAHUDİ GÖÇÜNE AÇILAN YOL

İsrail’in bu soykırımının temel amacı sadece Filistinlileri yok etmek değil, aynı zamanda yeni Yahudi göçmenlere alan açmaktır. Bu nedenle İnsani yardımları engelleyerek yaşanan insani trajedinin boyutunu bilinçli olarak arttırmıştır. İsrail Gazze’de yeni doğan her çocuğu kendi varlığı için tehlike olarak görmektedir. İnsani yardımların engellemesi neticesinde yakın dönemde Gazze’de birçok çocuk açlıktan öldü. Ukrayna-Rusya savaşı İsrail’e daha fazla Yahudi göçü gerçekleşmesine yol açmıştır. Sadece 2022 yılında İsrail’e 70 bin Yahudi göçü gerçekleşmiştir. Bu göçlerin çoğunu Ukrayna ve Rusya’dan gelen Yahudiler oluşturuyor.

BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ Mİ?

İsrail insani yardımları engellemesinde kendi desteklediği bazı “insani yardım kuruluşları”na alan açmak ve bu kuruluşlara yerleştirdiği yerleşimcileri kullanarak bölgede istihbarat toplama amacı olması da muhtemeldir. Bu konu medyada neredeyse hiç ele alınmamaktadır. Filistin’de Batı menşeli birçok “yardım kuruluşu” açıldı. Bu kuruluşlarının bir kısmının gerçekten insani yardım amacının olup olmadığı büyük şaibeler taşımaktadır. Görünürde insani yardım sağlayan bazı kuruluş üyelerinin İşgal Ordusu ile yakın çalıştığı bilinmektedir. Yardım kuruluşlarının istihbarat aracı olarak kullanılması İsrail için yeni bir durum değildir. Kendi uyguladıkları bir stratejiyi Hamas’a mal ederek, UNRWA’yı suçlaması da bu bakımdan pek inandırıcı değil.

UNRWA’YA DESTEĞİ KESTİLER

İsrail’in insani yardım görevlilerine ve merkezlerine gerçekleştirdiği saldırılar uluslararası düzeyde bir tepki görmedi. Saldırıların gerçekleştiği ilk zamanlarda Refah Sınır kapısını ziyaret eden BM Genel Sekreteri António Guterres, göreve geldiği günden beri insani yardım kuruluşlarına yapılan en büyük saldırıların Gazze’de gerçekleştiğini ve nüfuzlu devletlerin Refah sınır kapısına yönelik saldırıları engellemesi gerektiğini ifade etti.

Batılı devletler Gutteres’in çağrısına yanıt olarak, İsrail’i her koşulda savunacaklarını ifade ederek UNRWA’ya sağladıkları fonu kestiler. Filistinlileri destekleyen insani yardım kuruluşlarına yönelik saldırıları durdurmak yerine, İsrail’e sağladıkları destekle katliamların daha da büyümesine yol açtı. UNRWA’ya sağlanan fonu geçici olarak durduran ülkeler ABD, AB, Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya, Japonya, Estonya, Romanya, İzlanda, Finlandiya, Avustralya, Kanada ve Estonya oldu. Norveç, İrlanda, Belçika, Lüksemburg, Belçika, İspanya, Danimarka ve Brezilya UNRWA’ya desteklerini sürdüreceklerini açıkladılar. İsveç ve AB daha sonra kararlarından vazgeçerek destek olmaya devam edeceklerini açıkladılarsa da pratikte yardımların ulaşması ve UNRWA’ya yönelik saldırıların durması noktasında bir ilerleme kaydedilemedi.

BATI’NIN İŞİNE GELİYOR

Ayrıca, Filistin’de Filistinlerin yok edilmesi ve onların yerine Yahudi işgalinin sağlanması Batı devletlerini rahatsız etmediği gibi, memnun eden bir gelişme olmuştur. Zira Batı siyasetçileri, medya, sermaye grubu ve siyaset üzerindeki etkisi nedeniyle ülkelerine Yahudi göçünü istemiyor. Zaten Filistin’de yaşanan insani trajediler Avrupa’nın Yahudilere yer arayışı neticesinde başlamıştır. Bu nedenle şu anda devam eden soykırım ve insani yardımların ulaştırılmasındaki sıkıntılar AB içindeki nüfuzlu ülkeler için büyük bir sorun olarak görülmemiştir.

Halihazırda insani yardımların Gazze’ye erişimi konusundaki sorunlar devam etmektedir. Gazze’ye Refah kapısından ve Ürdün-Batı Şeria üzerinden sınırlı bir şekilde yardım sağlanıyor ancak İsrail mümkün olduğunca bu yardımları engelleyerek daha fazla Filistinliyi katletmeyi amaçlıyor.