Avrupa ve ABD'de durgunluk ikinci çeyrekte de sürdü: Resesyondan çıkamadılar

Cabir Turğut
04:0017/08/2024, Cumartesi
G: 17/08/2024, Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Majör merkez bankalarının faizlerde gevşemeye yanaşmaması; büyümeyi baskıladığı gibi dünyanın önde gelen ekonomilerini resesyonun kıyısında tutmaya devam ediyor. ABD, Avrupa Birliği, Çin, Japonya ve İngiltere gibi ülkelerde açıklanan son büyüme verileri, uygulanan sıkı para politikası sebebiyle zayıf kaldı.

Majör merkez bankalarının faizi indirmekte direnmesi, dünyanın önde gelen ülkelerinde düşük büyüme performanslarının görülmesine sebep oldu. Pandemi ve ardından patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkileriyle mücadele etmek amacıyla para politikasında uzun süredir uygulanan sıkı duruş; Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya ve İngiltere gibi ekonomileri resesyonun kıyısında tutmaya devam ediyor. Örneğin, nisan-haziran dönemini kapsayan ikinci çeyrekte Avro Bölgesi yüzde 0,3 büyüdü. Yıllık olarak incelendiğinde büyüme oranı yüzde 0,6 seviyesinde hesaplandı. Yine aynı dönemde Avrupa Birliği’nde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) çeyreklik bazda yüzde 0,3, yıllık yüzde 0,8 arttı. Avro Bölgesi ve Avrupa Birliği’nde büyüme verileri, beklentilere paralel olsa da küresel ekonomik toparlanmanın henüz rayına oturmadığı bir ortamda yetersiz kaldı.

ALMANYA’NIN YILDIZI SÖNDÜ

Hem çeyreklik hem yıllık bazda yüzde 0,1 küçülen AB ekonomisinin lokomotifi Almanya’nın ise yıldızının söndüğü yorumları yapılıyor. Almanya'dan gelen son veriler, yaşlı kıta Avrupa'nın ekonomik güç merkezi için yakın vadede kasvetli bir tablo çiziyor. İkinci çeyrekte yıllık GSHY’nin Fransa'da yüzde 1,1, İtalya'da yüzde 0,9 ve İspanya'da yüzde 2,9 ile sınırlı bir yükseliş sergilemesi de Avrupa Birliği yönetiminin uyguladığı para politikasını ve ekonomik modelini güncellenmesi gerektiğine dair değerlendirmeleri gündeme getiriyor.

ECB 5 YIL SONRA FAİZ İNDİRDİ

Öyle ki Avrupa Merkez Bankası (ECB), 6 Haziran’da büyüme üzerindeki baskıyı hafifletmek hedefiyle FED’den erken davranarak 5 yıl sonra ilk faiz indirimine gitti. ECB, Frankfurt'ta yaptığı toplantıda gösterge faiz oranını rekor seviye olan yüzde 4'ten yüzde 3,75'e çekti. Avrupa Merkez Bankası, 18 Temmuz’da ise mevduat faizini yüzde 3,75’te sabit bıraktı. Karar metninde faizleri gerektiği müddetçe kısıtlayıcı tutma taahhüdünü yineleyen ECB eleştiri oklarından nasibini aldı.

ÇİN TOPARLANMADA ZORLUK YAŞIYOR

Çin ekonomisi ise 2022'de düşük büyümenin ardından 2023'te yıllık GSYH hedefini aşsa da Covid-19 salgını sonrası toparlanmada kırılganlık yaşıyor. Devam eden emlak çöküşü ve iş güvenliğine ilişkin endişelerin ortasında, Çin'in ekonomik büyümesi 2024'ün ilk ve ikinci çeyreğinde yavaşladı. Asya devi nisan-haziran döneminde yıllık bazda 4,7'lik bir genişleme gösterirken, bu oran ilk çeyrekte gözlenen yüzde 5,3'lük büyümeye kıyasla zayıf bir performansı temsil etti.

JAPONYA EKONOMİSİ TÜKETİMLE BÜYÜDÜ

2023’ün son çeyreğinde yıllık yüzde 0,4 daralarak, teknik resesyona giren Japonya’da da ekonomi şimdilik tüketimde sağlanan artışın katkısıyla toparlanma emaresi gösteriyor. Japon ekonomisi, bu yılın ocak-mart döneminde önceki üç aya göre özel sektör yatırımlarında ve stoklarda yukarı yönlü revizyonla yüzde 1,8 küçüldü. Japonya Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nı ikinci çeyrekte yıllık yüzde 3,1 artırmayı başarsa da dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi iken dördüncülüğe geriledi.

"BoE faizi düşürmezse temelli zayıflarız"

AB ile birlikteliğini 8 yıl önce sona erdiren İngiltere’de de büyüme henüz istenilen düzeyde değil. Ekonomi 2023’ün son çeyreğinde yüzde 0,3 ile beklentilerin üzerinde küçülmüş ve teknik resesyona girmişti. 2024’ün ocak-mart ve nisan-haziran döneminde ise İngiltere’de GSYH çeyreklik bazda sırasıyla yüzde 0,7 ve yüzde 0,6 arttı. HSBC'de Kıdemli Ekonomist olan Liz Martins’e göre; eğer faiz indirimleri yapılmazsa, İngiltere’de toparlanma temeli zayıflayabilir ve belki de ivmenin bir kısmı ortadan kalkabilir.

Türkiye'de sert iniş olmayacak

Yeni Orta Vadeli Program (OVP) için hazırlıklarını sürdüren Türkiye’de ise dezenflasyonist süreçte tüketimin yavaşlayacağı fakat ekonomide sert inişe dair bir tehlike görülmediği vurgulanıyor. Türkiye ekonomisi 2024 yılının ilk çeyreğinde, devam eden parasal sıkılaştırmaya rağmen yüzde 5,7 ile hızlı büyüdü. Türkiye birinci çeyrekteki büyüme performansıyla G20'de ikinci sırada yer aldı. Verileri değerlendiren uzmanlar, faiz artışları nedeniyle büyümede yavaşlama beklendiği ancak resesyon ihtimalinin olmadığı görüşünü paylaşıyor. Şimdi gözler 2 Eylül’de açıklanacak ikinci çeyrek büyüme verilerine çevrildi.

ABD’de Fed belirsizliği sürüyor

34 trilyon dolara ulaşan kamu borcu, 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri öncesi net ekonomik kararların alınamaması gibi riskler ABD için endişeleri de beraberinde getiriyor. Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 büyüyen ABD’de yüksek miktardaki hükümet harcamaları, Fed’in bilançosunu küçültme çabalarının yanı sıra Orta Doğu ve Ukrayna'da süren savaş, ekonominin gidişatını zora sokacak gelişmeler olarak dikkat çekiyor. ABD büyümesine ilişkin veriler çarkların döndüğüne işaret etse de uzmanlar; ekonomide sağlıklı bir işleyiş olmadığını savunuyor. Zira ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini sürekli öteliyor olması da ülke ekonomisinin kırılganlığı artıran önemli bir risk olarak göze çarpıyor.

EKONOMİDE 1970 ENDİŞESİ

FED, temmuz ayında politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutmuştu. FED'in eylül ayında alacağı faiz kararı merakla beklenirken, JP Morgan Chase CEO'su Jamie Dimon’ın geçtiğimiz aylarda ABD ekonomisinin 1970'lerde ülkeyi zora sokan sorunların tekrarı ile karşı karşıya kalacağından endişe ettiğini açıklaması bir hayli ses getirmişti. 70’lerde ABD ekonomisi, düşük büyüme ve yüksek enflasyonun birleşimi olan stagflasyonla mücadele ediyordu.



#Resesyon
#ABD
#Avrupa