Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir'de toplu açılış töreninde konuştu. Gurbetçilere çağrıda bulunan "Buradan Avrupa'daki vatandaşlarıma sesleniyorum, yaşadığını yerler sizin sılanızdır, daha çok işyeri açın, en iyi arabalara binin, çocuklarınızı daha iyi okullarda okutun, 3 değil 5 çocuk yapın. Size yapılan terbiyesizliklere verilecek en güzel cevap bu olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir'de toplu açılış töreninde konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. Ne zaman bizi gömmeye çalışsalar milletimiz bizi her sefererinde bizi ayağa kaldırdı. 15 Temmuz'da milletimiz bize gövdesini siper etti. F-16'ları, tankları, topları, silahları durdurdu. 249 şehit verdik. 15 Temmuz destanını bu aziz millet yazdı. Ben bu milletin bir evladı olmaktan gurur duyuyorum. Bu millete hizmet etmekten gurur duyuyorum. Kandil'den haber gönderiyorlar, diyarlar ki 'Oyumuz hayır'. Pensilvanya ne diyor 'Hayır', anamuhalefet ne diyor 'Hayır'. Bakın kimler bir araya geldi. İşte şimdi ben de diyorum ki, AK Parti'ye gönül veren kardeşlerim evet diyorlar. MHP'ye gönül veren kardeşlerim evet diyorlar. Diyorum ki, BBP'ye gönül veren kardeşlerim evet diyorlar. Fakat CHP'ye gönül veren, HDP'ye gönül veren, Saadet Partisi'ne gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, gelin sizler de bir olun, beraber olun, iri olun, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.
Eğitim, sağlık, adalet, toplu konut, ulaşım, haberleşme, sosyal yardımlaşma ve diğer tüm alanlarda ülkemize çağ atlattık. Çıkmış anamuhalefetin başındaki zat diyor ki, huzur yok diyor. Mutluluk yok diyor. Refah yok diyor. Yazıklar olsun. Sen SSK'nın başındayken hastanelerin halini benim vatandaşlarım bilir. İlacımızı alamıyorduk ilacımızı. Kuyruklarda sıraya giriyor tedavi olamıyorduk. O zaman genel müdür kimdi? Sendin. Fakat bunda yalan dizboyu. Şimdi İnşallah Kasım'da 2 bin 100'ü aşkın yatak sayısıyla Eskişehir Şehir Hastanesi emrinize giriyor. Biz buyuz, farkımız bu. Biz bu millete Kanunu Sultan Süleyman gibi hedef koyduk.
- 16 Nisan'da milletimizin huzuruna gelecek Anayasa değişikliği halkoylamasından sonra inşallah Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz. Biz faniyiz, her an ölürüz. Hepimiz o musallaya geleceğiz. Türkiye bu sistemle 2023 hedeflerine, 2053, 2071 vizyonlarını hayata geçirecek. 16 Nisan'da bu sistemi oyluyoruz.
- Demokrasinin ve özgürlüklerin batı ülkelerin bile ötesinde yaşadığı bir yerdeyiz. Avrupa'nın tüm demokratlıkların, özgürlükçülüklerin işin ucu kendi çıkarlarına dokununcaya kadar olduğunu hep birlikte gördük mü? O ülkelerde ırkçılık, faşistlik, İslam karşıtlığı prim yapıyor, hepsi de demokrasi, hak, hukuk ve adaleti bir kenara bırakıp o tarafa yöneldiler. Girelim dediğimiz AB var ya. AB Adalet Divanı karar alıyor. Ne diyor; başörtüsünü yasaklıyor! Bıktık yahu bıktık! Hani din özgürlüğü vardı. Hani inanç özgürlüğü vardı? Sıkıysa Kipa'yı da yasaklasana. Yasaklayabilir mi, ah kardeşlerim ah! Türkiye başta olmak üzere kendilerinin dışındaki herkese kriter dayatanlar bunlar değil mi?
Onlar Türkiye'nin ekonomisiyle demokrasisiyle Türkiye'deki ve dünyadaki konumundan rahatsızlar. Çünkü onların hayalindeki Türkiye kendilerine bağımlı olan bir Türkiye.
- Gurbetçilere çağrı
- Buradan Avrupa'daki vatandaşlarıma sesleniyorum, yaşadığını yerler sizin sılanızdır, daha çok işyeri açın, en iyi arabalara binin, çocuklarınızı daha iyi okullarda okutun, 3 değil 5 çocuk yapın. Size yapılan terbiyesizliklere verilecek en güzel cevap bu olacaktır.
Yarın Çanakkale'de dünyanın 1 numaralı köprünün temelini atıyoruz.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı güya hukukçu...Orada teröristlerle ortak salon toplantıları yapıyor. Sen nasıl hukukçusun, nasıl baro başkanısın? Bir baro başkanı kalkıp da Avrupa'da, Türkiye'den böyle bir çalışmaya katılabilir mi? Üstelik sen hukukçusun. Hukuk tanımayan kişilerle nasıl bir arada olursun. Sen bu ülkede nasıl olacakta hukukçu kılığıyla dolaşacaksın.
Hadi Hollanda'yı anladık, peki içimizdeki Hollanda'lılara ne oluyor. Ana muhalefetin başındaki zat avanesi terör örgütleriyle bir olup, anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyor. Güya anayasa değişikliğini kötülemek için sağa dönüp gençlerimize hakaret ediyorlar, sola dönüyorlar parlamentoya ileriye bakıyorlar muhtarlara hakaret ediyorlar. Bunlarla da kalmıyor Suriyeli muhacirleri milletimize hedef göstermeye çalışıyorlar. Kılavuzu Avrupa'daki faşistler olan bir partinin varacağı yer tek parti dönemi CHP'dir başka bir şey değil.
- CHP'ye gönül veren kardeşlerim için üzülüyorum. Yeni yönetim sisteminde artık milletin yüzde 50+1 oyunu almadan yürütme gücünü temsil etmek mümkün değil. CHP'nin cumhurbaşkanlığını biz göremeyiz, çocuklarımız da göremez. Bugüne kadar 7 seçim kaybetmiş, istifa etmemiş. Sürekli bir tek adam lafı edip duruyor ya aslında kendisi öyle. Türkiye 16 Nisan'dan sonra inşallah bu sistemden kurtuluyor.
Birileri çıkıp yalan yanlış anayasa değişikliğini mecrasından saptırmaya çalışıyor. Ana muhalefetin başındaki zat meseleden öylesine uzak ki, neyi savunduğundan neye karşı çıktığından öylesine habersiz ki, herşeyi birbirine karıştırıyor. Geçen bir radyo programında diyor ki, Cumhurbaşkanı başka partiden, Başbakan başka partiden olursa kriz çıkar. Hay ağzına sağlık. Yanlışlıkla da olsa doğruyu söylemiş. Hani akrep yelkovanlı saat gibi, bir kere doğruyu söyleme durumu var. Yahu biz de işte böyle olmasın diye Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştiriyoruz.
Çok partili hayata geçtiğimizden beri yaşadıklarımıza bir bakın, inceleyin. Türkiye Cumhurbaşkanları ile başbakanların çekişmesi ve krizler yüzünden çok büyük bedeller ödedi. Bu iki başlı yapı yeri geldi darbelere gerekçe oldu. Yeri geldi ekonomik krizlere yol açtı. Yeri geldi hükümetin ve Meclis'in devre dışı bırakılmasına sebebiyet verdi. Sayın Sezer merhum Ecevit'in yüzüne anayasa kitapçığını fırlattı. Ertesi gün ekonomi altüst oldu. Milyarlarca dolara mal oldu. Bunlar aynı ekolden olmalarına rağmen böyle oldu.
Bu sistem alternatifsiz değil. İşte dünyanın en gelişmiş 20 ülkenin sistemleri ortada. Hepsini iyi tanıyorum. Yarıya yakını başkanlık veya yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Sürekli tıkanan, aksayan, işlemeyen, bedel ödeten bir sistemi sürdürmekte niye inat edelim. Bizim bu değişim talebimiz yeni değil, yıllar öncesine dayanıyor. Şu anda büyükşehir belediyelerin sistemi bizim sistemden daha iyi. İşte şimdi bunun benzeri geliyor. Demirel'den Özal'a, Erbakan'dan Türkeş'e kadar herkes aynı talebi yapmıştır. Meclis'i asli görevi olan yasama konusunda çok daha etkin hale getiriyoruz. Ne diyor bu Kılıçdaroğlu? Artık Meclis kapatılıyor diyor. Ayıptır, Meclis'in kapatıldığı falan yok, dürüst ol dürüst. Meclis'in çıkardığı kanunlar Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden üstün olacak. Bak anayasanın tüm maddeleri herşeyin üstündedir. Parlamentonun çıkardığı kanunlar herşeyin üstündedir. Bir konuda parlamentonun çıkardığı kanun ile Cumhurbakaşkanı'nın çıkardığı kararname olamaz. Cumhurbaşkanı o konuda bir yasal düzenleme varsa zaten kararname çıkaramaz. Cumhurbaşkanı'nın yasamayı devre dışı bırakma ihtimali kesinlikle yoktur. Meclis'i Cumhurbaşkanına karşı güçlü denetim imkanlarıyla donatıyoruz.
Ana muhalefetin başındaki zat, Cumhurbaşkanı istediği zaman Meclis'i feshedebilir diyor. Yine yalan söylüyorsun. Belli şartlar altında Cumhurbaşkanı veya Meclis her ikisini kapsayacak şekilde erken seçime gidilebiliyor. Yani Cumhurbaşkanı Meclis'i seçime götürüp kendisi yerinde kalmıyor. Askeri mahkemeler kapatılıyor. Yargıdaki çift başlılık ortadan kalkıyor. Yani hem askeri mahkeme hem sivil olmayacak. Sadece sivil olacak. Yargının bağımsızlığına geçiyor, bağımsızlığın yanına bir de tarafsızlık ilkesi geliyor. Yargı hem bağımsız hem tarafsız oluyor. Üçüncüsü de Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısı değişiyor. Sadece 4 üyesini Cumhurbaşkanı atayabiliyor. 7 tanesini 5'te 3 çoğunlukla Meclis atıyor. İki üye bir tanesi Adalet Bakanı bir diğeri de müsteşardan oluşuyor. Bu sistemin ülkenin, milletin, devletin çıkarlarına aykırı hiçbir tarafı yok.
Gençler en büyük gayreti sizlerden bekliyorum. Sizlerle birileri dalgasını geçiyor. Onlara haddini bildirmeniz lazım. Gençlerimiz şimdi seçilme hakkını elde ediyor. Şimdi seçilme yaşını 18'e indiriyoruz. Bunlar çoluğa çocuğa mı bırakacağız diyor. Seçmek zordur, seçilmek değil. 18-19-20-21-22-23-24 yaşındaki gençler bu parlamentoya girecek. Ankara'daki çocuklarını parlamentoya sokacak diyor. Senin o yaşta varsa çocukların onlar da seçilsin. 19-25 yaş arasındaki gençlerimizin seçilme hakkından niye rahatsız oluyorsun? Meseleyi askerliğe bağlayarak genç kızlarımızı niye yok sayıyor? Kızlarımız milletvekili olamaz mı? Biz delikanlılarıyla kızlarıyla tüm gençlerimize güveniyoruz. İlk seçimde Meclisimizde bu gençleri görmek istiyoruz. 16 Nisan'a kadar çok sıkı çalışacağız.
Toplam yatırım bedeli 436 trilyon olan 49 ayrı projenin resmi açılış törenini yapıyoruz. Eğitimde, sporda turizmde yapılanlar var. En önemlisi 33 bin kişilik Eskişehir'e kazandırılan stadyum.