E-devlet kapısı, soy ağacımızı öğrenmek için açıldı. Olanlar oldu. Her 10 kişiden biri sistemden sorgulama yaparken, hemen ardından gelen miras öğrenme uygulaması da 20 günde 1,6 milyon kişiye ulaştı. Yüzlerce yıllık bilgilere ulaşmamızı mümkün kılan şey, aslında dijital arşiv hizmetlerinin varlığı. Gelişen teknoloji sayesinde artık eski belgeler, taranıp sanal dünyada muhafaza edilebiliyor ve e-devlet örneğindeki gibi istenirse vatandaşların erişimine izin verilebiliyor. Bu haberde, Mısır’daki paşa dedenizi bile bulabilirsiniz.
Dijital ortama aktarılmak üzere bekleyen tarihi el yazmaları, kitaplar, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi belgeleri gibi milyonlarca sayfa aynı zamanda dev bir sektöre işaret ediyor. İşin kütüphanecilik boyutunu da hatırlatalım. Arşivcilik mesleği önem kazanırken, belgeleri bilgisayar ortamına aktaran ekipmanlar ve yazılımlar, bunu kullanan uzman personel derken piyasanın istihdam ve yan sanayi imkanları da son sürat gelişiyor.
Artık size özel dijital kütüphane kuran veya arşivinizi elektronik ortama aktaran şirketler mevcut. Bu firmalar, yetişmiş personeliyle belli bir maliyet ve süre içinde hizmet veriyor. Yeditepe ve Dijital Arşiv Firmaları Genel Müdürü Ali Mete, ülkemizde kamu ve özel sektörün son dönemde e-dönüşüm için büyük yatırımlar yaptığını paylaşıyor. Ali Mete, Osmanlı arşivleri, Cumhuriyet dönemi belgeleri, kamunun milyonlarca sayfalık evraklarının dijital ortama aktarılmak üzere beklediğini söylüyor.
Hemen belirtelim, ciddi büyüklüğe sahip üniversite kütüphaneleri, koleksiyoncular ve şirketler elektronik kütüphane kurmak için kolları sıvamış durumda.
Mete, ülkemizin dijital arşivcilik konusunda ne kadar zengin olduğunu şu sözlerle açıklıyor: “İlk akla gelen Başbakanlık Osmanlı Arşividir. Ayrıca, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Milli Kütüphaneler sayısız tarihi eseri bünyesinde barındırıyor. Vakıflar, Tapu (Defter-i Hakani), Şeriye sicilleri (İstanbul müftülüğü), gibi kurumların kökleri (adları değişmiş olsa bile) Osmanlı devletine kadar uzanıyor ve ciddi bir arşive sahipler. Bunlardan bazıları bütçe oluşturup elindeki malzemeyi tasnif etmeyi planlarken, bir kısmı yol almaya başlamış bile.”
Ali Mete’ye maliyetleri sorduğumuzda bunun işin büyüklüğüne göre değiştiğini belirterek, “Arşivin doğrudan hesaplanır bir maliyeti yoktur. Bunun yerine unsurlarının maliyeti vardır” diyor ve ekliyor: “1 yılda 10 milyon sayfa dijitalleştirecek bir belediye, 20-25 eleman ile istediği kalite ve seviyeye göre 800 bin ila 2.5 milyon TL arasında bir rakamla karşılaşabilir.” Konuya kendi firmalarından şöyle bir örnek veriyor: “İstanbul Fransız konsolosluğundaki Osmanlı zamanından kalma kitapları dijitalleştirip e-belge ve e-kütüphane hizmeti olarak sunduk. 3 ay süreliydi biz 30 günde tamamladık. Genel olarak işin niteliğine göre fiyatlar belirlense de temel girdi ve masraflar, 1 uzman eleman. Ayrıca 2 uzman makine, mesela A2 kitap tarayıcı 20 bin avro’dur.”
Dijital Arşiv hizmetleri ile Bilişim Vadisine kabul edilen ilk şirketlerden birinin Genel Müdürü olarak, dijital kütüphane kurulumu ve arşivcilik işlemlerinin titizlik, deneyim ve uzmanlık gerektirdiğini ve düşünüldüğü gibi basit bir tarama işlemi olmadığını vurguluyor. Ali Mete, konunun önemini bir örnekle açıklıyor: “Özel donanımlı makinelerle, aylar süren titiz işlemlere ve bu işte yetişmiş nitelikli insan sermayesi ile tamamlanan işlemler söz konusu. Her bir arşivcilik işi kendine özel zorlukları ve iş akışlarını gerektirebilir. Mesela, bir dönem İGDAŞ bütün eski görüntü ve seslerini dijital ortama aktartma yapmıştı. En son bu şekilde büyük bir proje olarak Diyanet Vakfı elindeki bütün medya arşiv malzemelerini dijitalleştirdi.”
Ülkemizde arşivciliğe yapılan yatırımlara her geçen gün bir yenisi de ekleniyor. Eyüpsultan’da mezarlıklarda ve türbelerde Osmanlı döneminden kalma yaklaşık 10 bin tarihi mezar taşının, 3 boyutlu çalışmayla koruma altına alındığını öğreniyoruz. Proje, dünyada da bir ilk olma özelliği taşıyor. Çıkarılan dijital arşiv sayesinde, çalınması ve hasar görmesi durumunda mezar taşı birebir yeniden yapılabilecek ya da onarılabilecek.