Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz gecesi İstanbul ve Ankara'da başlatmış olduğu darbe girişimi kısa süre içinde halkın ve polisin desteğiyle başarıyla püskürtülmüştü. 16 Temmuz sabahından itibarense hükümetin kararlılığı ve 15 Temmuz öncesi yaptığı yatırımlar, Türk ekonomisinde herhangi bir düşüş eğilimini önledi.
Geçen günler boyunca sürdürülen pozitif tabloya rağmen uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye'yi hedef alan kararlar almaktan kaçınmadı. Darbecilerini Türk ekonomisine de yapmak istediği darbeye katkıda bulunan Standard & Poor's ve Moody's gibi kuruluşlar manipülatif kararlar ile uluslararası yatırımcıları Türkiye'den geri tutmak istedi ve Türk ekonomisini çökertmeye kalkıştı.
İlk olarak 'Türkiye'nin üye dahi olmadığı' kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, FETÖ'cü darbe girişiminin ardından skandal bir karar aldı. Adeta darbe girişimine hizmet eden kurum, Türkiye'de denetim mekanizmalarının zayıfladığı yönünde açıklama yaparak, Türkiye'nin kredi notunu BB+'dan BB'ye indirdi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 23 Temmuz'da Türkiye'nin uzun vadeli yerel para cinsinden IDR notunu BBB'den BBB-'ye düşürdü. Görünüm “Durağan"da tutuldu. Kurum, not değerlendirme kriterlerinde değişikliğe gittiğini açıkladı. Fitch Rating's tarafından yapılan açıklamada, ülkelerin, uzun ve kısa dönem yabancı para birimi cinsinden kredi notları ile yerel para birimi cinsinden kredi notları arasındaki ilişkinin incelendiği, bazı kriterlerde değişiklik yapıldığı belirtildi.
Darbe girişiminin ardından Türkiye, ekonomide kazandığı ivmeyi sürdürmeye devam etti. Bunun üzerine bu kez uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's kozu sahaya sürüldü. Moody's, sadece iki gün arayla Türkiye'ye yönelik olarak iki zıt karara imza attı.
İlk olarak 15 Temmuz darbe girişimi ile yaşadığı ekonomik olumsuzlukları atlattığını bildirdi. Türkiye'yi 'Yatırım yapılabilir ülke' olarak notlayan Moody's'in Küresel Ülke Riskleri Birimi Kıdemli Müdürü Alastair Wilson, "Başarısız darbe girişiminin ekonomide yarattığı şok etkisi büyük ölçüde bertaraf edildi" dedi.
Moody's'den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunun, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından 18 Temmuz'da başlatılan negatif izleme sonucu "Baa3"ten "Ba1"e revize edildiği bildirildi. Açıklamada, not indirim kararına dış finansman yükümlülüklerine yönelik risklerin artması ile kurumsal güçler ve büyümenin zayıflaması öne sürüldü.
Başbakan Binali Yıldırım: "İşler tıkır tıkır yürüyor. Ekonomimiz sağlam temeller üzerine kurulu. Bu kuruluş 2 gün önce "Türkiye ekonomisi 15 Temmuz'un şokundan çıktı" demişti. 2 günde ne değişti? Anlamadık. Sormak gerekiyor."
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: "Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak/mali disiplini korumaktır. Durmak yok reformlara devam. Türkiye'nin temelleri sağlam. Birçok iç & dış şoka rağmen ekonomimiz küresel kriz sonrası dönemde %5.2 büyümüştür, şoklara karşı dirençlidir."
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli: "Bireysel kredilerdeki genişlemeyi sağlayacak alınan etkili tedbirleri moody's görmemiş ya da görmek istememiştir. Moody's bütün bu reform niteliğindeki düzenlemelere gözlerini kapattı. risklerin ortadan kalkmaya başladığı, Eylül ayından itibaren turizmdeki kayıpların telafi edilmeye .faizlerin düşmeye başladığı bir dönemde not indirimi RASYONEL ve EKONOMİK değildir. Objektif ve bilimsel bir altyapısı bulunmamaktadır. O zaman sorulması gereken soru şu: Moody's in not indirimi ekonomik, rasyonel ve objektif bir gerekçeye dayanmıyorsa gerçek sebebi nedir? Ancak bildiğimiz birşey var: Moody's in not indirimi Türkiye ekonomisine hiç bir zarar vermez."
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: "Moodys'in almış olduğu not indirme kararı Türkiye ekonomisinin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmemektedir. Dünya ekonomisinin yavaşladığı bir ortamda, yılın ilk yarısında Türk ekonomisi 2016 yılının yarısında %3,9 büyümüştür. Aynı dönemde Türk ekonomisi hem cari açığını düşürmüş hem de birçok dünya ekonomisi bütçe açığı verirken bütçe fazlası vermiştir. Moodys'in iddiasının aksine özel sektörümüz ve kamu kesiminin dış finansman koşullarında herhangi bozulma yaşanmamaktadır. Siyasi istikrarı koruyacak ve piyasa dostu uygulamalarımızdan tavz vermeden iş yapma ortamını iyileştirecek reformlarımıza devam edeceğiz."
New York'ta Bloomberg televizyon kanalına Türkiye ekonomisi hakkında dün değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Faiz oranlarını ne kadar yüksek tutarsanız yatırımı o denli ortadan kaldırırsınız. Yatırımın olmadığı bir ülkede kalkınmayı konuşamayız. Bizim bu kadar zorlamamıza rağmen şu anda yatırımlarda hâlen istediğimiz bir istikrar veyahut hız yok. Hâlbuki faiz düşük olmuş olsa ben inanıyorum ki yatırımcı hemen bu konuda kredisini çekecek ve yatırımını yapacaktır" demişti.