
Vergiden muaf gelirler, milyonlarca hektarlık araziler, binlerce mülk ve dev bağışlar... Vatikan'ın ekonomik gücü, birçok devletin bütçesini aşıyor. Peki bu zenginlik nasıl oluştu ve nasıl yönetiliyor?

Küresel bir ekonomik ağ
Katolik Kilisesi, sadece bir inanç merkezi değil, aynı zamanda küresel ölçekte işleyen bir ekonomik ağ. Her biri kendi bütçesini yöneten piskoposluklar, kiliseler, okullar ve yardım kuruluşlarıyla birlikte Katolik organizasyonların kontrolünde yüz milyarlarca dolarlık mal varlığı olduğu tahmin ediliyor.

Vatikan adımları
Vatikan 2021’den bu yana mali raporlarını kamuoyuyla paylaşıyor. Kilise’ye ait mülklerin bir kısmı kiraya veriliyor, geri kalanı dini amaçlarla kullanılıyor. 2023'te APSA (Apostolik Makam Mal Varlığı İdaresi) 52 milyon doları aşkın kâr açıkladı.

Yüz milyonlarca hektar arazi
Dünya genelinde Katolik Kilisesi’nin doğrudan veya dolaylı kontrolünde olduğu tahmin edilen arazi büyüklüğü 71 ile 81 milyon hektar arasında değişiyor. Bu topraklar arasında tarım arazileri, eğitim kurumları, kiliseler, manastırlar ve hatta hastaneler yer alıyor.

Vergi dışı avantajlar
Birçok ülkede kilise gelirleri vergiden muaf. Bu durum, servetin birikimini kolaylaştırıyor. Ayrıca bağışlar, miras yoluyla edinilen mülkler ve finansal yatırımlar da ciddi gelir kaynakları arasında.

Eleştiriler ve reform çağrıları
Kilise'nin serveti zaman zaman eleştirilere yol açıyor. Yoksullukla mücadele eden ülkelerde bu zenginliğin nasıl kullanıldığı sorgulanıyor. Papa Francis döneminde mali şeffaflık artırılsa da daha geniş kapsamlı reform talepleri sürüyor.