Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Ticaret Odasında (İZTO) düzenlenen Özel Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ardından İZTO Meclisi Toplantısı'na katılan 3. cumhurbaşkanı olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
İZTO Başkanı Mahmut Özgener'i, büyük bir hamlenin öncülüğünü yapması dolayısıyla tebrik eden Erdoğan, Türkiye için çalışan, yatırım yapan, üreten, istihdam sağlayan, ihracat gerçekleştiren herkesin yanında olduklarını, olmaya da devam edeceklerini belirtti.
Erdoğan, İZTO'nun 80 bin üyesiyle büyük bir potansiyeli ifade eden başlı başına bir güç olduğunu vurguladı.
Böylesine bir gücün ülkeye ve ekonomiye çok daha fazla katkı sunmasını istediklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İzmir'in ticari hayatının serencamı, Türkiye'nin sanayi ve ticaret tarihinin çarpıcı bir özeti gibidir. Anadolu'nun işgali, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yaşanan kapsamlı mübadele, İzmir'in sosyal ve ekonomik görünümünü baştan sona değiştirmiştir. Yunan askerlerinin çekilirken İzmir'i yakmaları, bu güzel şehrin birikimine vurulmuş büyük bir darbe olmuştur. Siz bakmayın, Türkler'in adının çıktığına. Bu coğrafyaya en büyük darbeleri kendilerini medeni olarak tarif edenler vurmuştur.
Bizim ecdadımız asla yıkmak, yakmak, yok etmek değil, daima inşa etmek, yüceltmek, yükseltmek yanlısı olmuştur. Bunun için de imkanları sonuna kadar kullanmayı prensip edinmiştir."
Erdoğan, cumhuriyetin en önemli girişimlerinden biri olan İktisat Kongresi'nin İzmir'de toplanmasının rastgele bir karar olmadığını ifade etti.
İzmir'in sadece askeri zaferle gelen siyasi özgürlüğün değil, aynı zamanda ekonomik özgürlüğün de sembolü olarak görüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
Erdoğan, Türkiye'nin yaşadığı tüm ekonomik ve siyasi krizlerin sonuçlarının en çok hissedildiği yerlerden birinin de İzmir olduğunu dile getirdi.
İzmir'in, istikrar ve güvene her yerden daha fazla değer vermesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben, bu iki kelimeyi adeta kutlu kelimeler olarak anarım. Bunun üzerinde ısrarla durmamız lazım. Güven ve istikrar. İzmir ve genel olarak Ege Bölgesi, Demokrat Parti ve rahmetli Menderes'e verdiği büyük destekle demokrasiye olan bağlılığını da ispatlamıştır. Buna rağmen şehir, arzu ettiği ilerlemeyi kaydedemiyorsa bir yerlerde tıkanıklık var demektir. AK Parti hükümetleri döneminde diğer 80 vilayetimizle birlikte İzmir'in de her alanda gelişmesi için gereken altyapıyı kurduk. Açık konuşmak gerekirse normal şartlarda belediyelerin yapması gereken yatırımı da bakanlıklarımız eliyle gerçekleştirerek İzmir'e ekstra destek bile çıkardık.
Bakanlar Kurulumuzdaki en becerikli, en üretken, en pratik bakanımızı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı ve milletvekili olarak İzmir'e gönderdik. İzmir, kendisinin hizmetine talip olmayınca biz de Binali Bey'i başbakan olarak Türkiye'nin hizmetine verdik. Verdiğimiz tüm desteğe rağmen İzmir, hala patinaj yapıyorsa hep birlikte üzerinde durup düşünmemiz lazım. Tüm samimiyetimle ifade ediyorum, İzmir'in bir dünya kenti olması bizim projemizdir."
Erdoğan, dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan EXPO'yu İzmir'e kazandırmak için çok çalıştıklarını ama olmadığını dile getirdi.
İzmir'in öz eleştiri yapması gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar doğmasını beklemek pek akıl karı değildir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada sizlerin huzurunda İzmir'e diyoruz ki gelin, bir defa bu düzeni değiştirelim. Farklılıkları çekişme değil, zenginlik unsuru haline getirerek İzmir'i aritmetik bile değil, şöyle geometrik bir büyüme sürecine sokalım. Gelin, İzmir'i şaha kaldıralım." dedi.
Türkiye iki kat büyütülecekse İzmir'i çok daha fazla büyütmenin şart olduğunu belirten Erdoğan, her şehirde böyle bir imkan ve potansiyele sahip olunmadığını vurguladı.
Samimi ve içten konuştuğunu, aynı karşılığı beklediğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin 24 Haziran'da bir seçim yapacağını hatırlattı.
Her seçimin önemli ve kritik olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"24 Haziran seçimlerinin diğerlerinden bambaşka bir farkı vardır. Türkiye, 24 Haziran seçimleriyle birlikte cumhuriyetimizin kuruluşundan sonraki en önemli değişimi hayata geçirecek ve yeni yönetim sistemine geçecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte artık yürütme, yasamadan tamamen farklı bir şekilde, doğrudan milletin yetki verdiği cumhurbaşkanı tarafından oluşturulacak. Buna karşılık cumhurbaşkanı, bütçe dışında Meclis çalışmalarıyla ilgili hiçbir yetkiye sahip bulunmayacaktır.
Böylece yasama ve yürütmenin karşılıklı denge ve gözetim içinde çalıştığı ama gerçek anlamda birbirinden ayrıldığı yeni bir döneme giriyoruz. Hem seçimlerin hem yeni yönetim sistemimizin hayırlı olmasını diliyorum."
Türkiye'nin bu noktaya durduk yere gelmediğine dikkati çeken Erdoğan, "Bu kararın gerisinde çok uzun, maliyetli, sancılı bir geçmiş var. Tek parti dönemini, açıkçası yönetim sistemimiz bakımından herhangi bir kategoriye yerleştirmiyorum. Atatürk dönemi ile İnönü döneminde tamamen farklı şekilde yönetildiğimiz tek parti devrinin muhasebesini tarihe ve milletimizin vicdanına bırakıyorum. Bu vesileyle Kurtuluş Şavaşımızın başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i rahmetle yad ediyorum." ifadelerini kullandı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emanet ettiği Cumhuriyet'i daha ileriye taşımak için geçen 15 yılda nasıl büyük bir gayretle çalışıldıysa bundan sonra da aynı şekilde devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, çok partili siyasi hayatı, her atılım döneminin darbeler ve krizlerle önünün kesildiği ibretlik bir dönem olarak değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi :
İstikrar ve güven iklimini korumak için ne kadar titiz olduklarının en yakın şahidinin iş dünyası olduğunu ifade eden Erdoğan, "Buna rağmen 15 yıllık iktidarımızda vesayetin oyunlarından, darbe girişimlerine kadar nelerle mücadele etmek zorunda kaldığımızı sizler çok iyi biliyorsunuz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, Türkiye'nin artık mevcut sistemle daha fazla yoluna devam edemeyeceğinin ilanı, 16 Nisan Halk Oylaması da yeni sistemin adının konması olarak tarihe geçmiştir." şeklinde konuştu.
2007'de başlayan sürecin, 24 Haziran'da Türkiye'yi bambaşka bir yönetim sistemine geçirmekle sonuçlanacağını kaydeden Erdoğan, "Böylece rahmetli Menderes ve Özal başta olmak üzere artık eski diyebileceğimiz sistemin arızalarının, krizlerinin, çarpıklıklarının mağduru ne kadar değerimiz varsa hepsinin de ruhunu şad ettiğimize inanıyorum." diye konuştu.
Yeni dönemin en büyük faydasının ekonomiye olacağını belirten Erdoğan, Türkiye'nin 15 yılda 3,5 kat büyüdüğünü ama bazı alanlarda arzu ettiği ivmeyi yakalayamadığını dile getirdi.
Bu sürecin küresel ve bölgesel boyutları kadar sistemden kaynaklanan sebeplerinin de olduğunu kaydeden Erdoğan, "İstikrar ve güven ortamını özellikle korumanın tek başına yetmediği, girişimciler, yatırımcılar, iş adamları için çok daha fazlasını sağlamamız gereken bir aşamaya geçtiğimizin farkındayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararları daha hızlı uygulamak ve hedeflere çok daha hızlı şekilde ilerlemek mecburiyetinde olduklarını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
Türkiye'ye vites yükseltecek, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak icraatları hep birlikte hayata geçireceğiz."
İzmir Ticaret Odasının yeni yönetimiyle yeni dönemde çok daha yakın çalışarak, iyi iş birliği yaparak, İzmir'in hak ettiği yere gelmesinin en önemli hedeflerden biri olacağını belirten Erdoğan, "Bugünkü birlikteliğimizi, işte bu sürecin ilanı olarak görüyorum." ifadelerini kullandı.
İzmir Ticaret Odası yönetimine başarılar dileyen Erdoğan, buluşmadan dolayı emeği geçenlere teşekkür etti.