“Filistin’i tanımayan diğer devletleri de tarihin doğru tarafında yer alarak, Filistin devletini tanımaya davet ediyorum.”
Gazze'de yaşanan katliamı tek tek rakamlar vererek sayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"BM kürsüsünden BM Şartını parçalayarak, bir de utanmadan tüm dünyaya, vicdan sahibi tüm insanlara işte buradan, bu kürsüden meydan okudular.”
Gazze dışındaki bölgedeki ve dünyadaki konulara değinen Erdoğan’ın konuşmasından bazı bölümler şöyle:
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecini destekliyor, çalışmaların en kısa sürede müjdeli haberlerle neticelenmesini temenni ediyoruz.
Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'i, ilgili tüm tarafların meşru menfaatlerine saygı duyulan bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz.
Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Türkiye’nin anahtar rolü yadsınamaz.
Tüm devletleri bu hassas dönemde, Libya’nın yanında samimi bir şekilde yer almaya, taraflar arasında güven tesisine katkı vermeye çağırıyoruz.
Yükselen ekonomileri bir araya getiren BRICS’le ilişkilerimizi geliştirme irademizi canlı tutuyoruz.
Lübnan’a yönelik gerçekleştirilen “siber terör saldırıları”, aynı zamanda bu teknolojilerin nasıl ölümcül bir silaha dönüşebildiğini de göstermiştir.
İsrail’in oyalama ve aldatma hamlelerine daha fazla prim verilmemesi gerektiğini ifade eden Erdoğan şunları söyledi:
Bir gerçeği söylemek istediğini belirten şöyle devam etti:
Erdoğan, şunları söyledi:
“1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin vücut bulması artık daha fazla ertelenemez. Tüm bunları söylerken, Tayyip Erdoğan olarak, bu kürsüde hamasetin diliyle konuşmuyorum. Burada tarihimden, ecdadımın vicdanlı, adaletli duruşundan aldığım cesaretle konuşuyorum. Bizim, ülke ve millet olarak, açık söylüyorum, İsrail halkına yönelik herhangi bir düşmanlığımız yoktur. Sorunumuz, İsrail hükümetinin katliam politikalarıyladır. Sorunumuz, tıpkı 5 asır önce olduğu gibi yine zalimle ve zulümledir.”