Yeni Şafak yazarı Nedret Ersanel, bugünkü yazısında Hindistan basınında Türkiye ile Pakistan arasında nükleer ilişki bulunduğuna ilişkin yayınlanan bir yazıyla ilgili olarak "S-400’ü hazmedemediler, bir de nükleer silah yapsanız" değerlendirmesinde bulundu.
Ersanel, Hindistan'da Türkiye ile ilgili yayınlanan bir analiz yazısında 'Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin Hindistan'ı rahatsız ettiğini' söyledi.
Ersanel, 'Daha S400’ü hazmedemediler, bir de nükleer silah yaparsanız' başlıklı bugünkü yazısında söz konusu yazısı 'ispiyon' olarak nitelendirdi ve "2 Ocak’ta Hindistan’ın Zee News Tv kanalının internet sitesinde yayınlanan haber-analiz, kabaca; Ankara ile İslamabad arasında sınırları aşan nükleer ilişkiler bulunduğunu, Türkiye’nin Pakistan’dan nükleer silah ve taşıyacak füze teknolojisi almak istediğini, TSK ve Pakistan ordusu, Türk ve Pakistanlı bilim insanları arasında sistematik çalışmaların yürütüldüğünü, bunun tüm bölge için tehlikeli olduğunu vurgulayan ve buram buram ‘ispiyon’ kokan uzun bir içerik barındırıyor" ifadelerini kullandı.
Ersanel'e göre Hindistan medyasında yer alan bu "ihbar" haberi İsrail medyası da tamamlıyor.
Ama tuhaf olan şu…
Sinsi olan, zımnen çizilen ince kırmızı çizgi…
Onlara göre, Pakistan-Türkiye arasında gelişen nükleer ilişkinin bir başka ana/beslenme noktası daha bulunuyor. Çin! Yani, nükleer işbirliği ve hatta “araç gereç”, Çin’den Pakistan’a oradan da Türkiye’ye geliyor. Ara durakları var, o da İran.
Çin-Pakistan ilişkisi Hindistan’ı son derece rahatsız ediyor. İki ülke tarafından paranteze alınmış hissediyor ve az gelişmiş süper güç olarak hem cinsleriyle ilişkisi de yerini bulmuş değil. Rusya hatta ABD ile yıldızı tam parlamıyor. Türkiye’ye yöneltilen CAATSA yaptırımlarını da anımsatıyor Hindistan makalesi. “Bunu da görün” gibisinden. Ancak kendisinin de Rusya’dan S400 alımı için sıraya girdiğini, ABD’nin Ankara’ya davranışına göre pozisyonunu ayarladığını unutuyor…
Yine ince kırmızı çizgiden yürüyelim; haber-analiz, S. Arabistan ile Katar’ın ara düzeltişinin ve çözülen ablukanın 48 saat öncesine geliyor. S. Arabistan da, Çin-Pakistan yakınlaşmasından mutlu değil. Hele Pakistan’ın borcunu Çin’in araya girerek ödemesi tuz-biber ekmiş durumda. Pakistan’ın bölgedeki kıymetli konumu, S. Arabistan üzerinden İsrail ve BAE’nin ağzını sulandırıyordu. Üzerine, Pakistan-İran arasında atılan son dönem adımlar da dosyaya eklenmeli. Yeni sınır kapıları ve limanlara bağlanan geçitler göz korkutuyor.
Bölgede kimin ağzından “nükleer” lafı çıkarsa muhatap alan ilk ülke İsrail’dir. Haliyle, İsrail-Hindistan ve İsrail-BAE ilişkisi de aynı çizginin huzursuzları haritasına dahil. Hindistan’la enerji yolları ve bizatihi petrol ilişkileri bu ülkeler için koz kıvamında.
Sonuçta, Çin-Pakistan-İran-Türkiye hattı zımnen çiziliyor ve bunun anlamı ‘ilgililere’ anımsatılıyor. Dikey hatta, Rusya-Türkiye-Azerbaycan-hatta Ermenistan çizgisi de İran’a yapıştırılıyor. Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin toparlanmaya çalışıldığını vazeden bir seri duyum içinde Bakü’nün arabuluculuk yaptığı fısıltılarını da anımsayalım.
Şimdi… Zee News haberiyle aynı gün yayınlanan Jerusalem Post-(İsrail) haberi, bu ‘ihbarın’ diğer yarısını tamamlıyor. “Türkiye’nin ABD’yi kandırma ihtimali”nden bahisle Biden yönetimine selam gönderiyor, mealen; “Ankara, ‘biz ABD’nin yanındayız, bölgede yaptığımız girişimler hep Amerika’nın yararına, Rusya’nın karşısında. İşte Suriye, Libya, Kafkaslar hatta Ukrayna’ diyor. Bunlar doğru değil. Türkiye ve Rusya bölgede beraberce ABD’yi dışlıyor” diye yazıyor.
Nihayetinde Hindistan haberi balon. Ama üfürenler ve attıkları pisliğin nev’i önemli. ‘Huzursuzlar’ ittifakının yeni propagandası böyle.
Nükleer silah meselesine gelince. Şahsi görüşüm; lazımdır! Zamanlama ister mi? İster. ‘Aman ne diyorsunuz’ diyenlere kulak asmayın. Kılkuyruklar zamanı değil bu günler…