CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yine sahnedeydi.
Muhalefet yine sokak eylemleri peşinde. 27 Mayıs tehdidi ve başörtülülere saldırıdan sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne “rektör ataması” bahane edilerek yeni Gezi provası başladı. MLKP gibi terör örgütü üyelerinin gösterilerine destek veren CHP’liler, eylemleri tüm üniversitelere yaymak istiyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde önceki günkü olayları provoke eden kişilere yapılan operasyon terör bağlantısını ortaya çıkardı. Polisin gözaltına aldığı 22 kişiden sadece 2’sinin Boğaziçi öğrencisi olduğu ortaya çıktı. MLKP ve DHKP-C bağlantılı grubun 2’si öğrenci bile değilken, 11’i başka üniversite öğrencisi, 2’si de lise öğrencisiydi.
CHP ve İYİ Parti yöneticileri ile Genelkurmay eski Başkanı
darbe tehditlerinden sonra Gezi olaylarını andıran bir provokasyon için düğmeye basıldı.
Tıpkı 27 Mayıs darbesinden önce olduğu gibi üniversiteler hareketlendi. Eylemlerin fitili ise Boğaziçi Üniversitesi’nden ateşlendi.
Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atamasını bahane eden marjinal sol gruplar önceki gün üniversiten kapısına dayandı.
Kampüse girerek izinsiz gösteri yapmak isteyen gruptakilerin çoğunun Boğaziçi öğrencisi olmadığını belirleyen polis, kalabalıktakilerden kimlik göstererek içeri almaya başladı.
Ancak kimlik göstermeyi reddeden provokatörler, ellerindeki polislere atarak olay çıkardı. Kalabalıktakilerin bazıları özel güvenlik görevlerini darp edince polis gruptakilere müdahale etti.
Dünya basınına servis edilen kelepçeli görüntü de bu sırada çıktı.
Provokatörlerin zorlaması üzerine kapı kilitlenerek kapatılmak istendi. Zincir ve kilit bulunamayınca kelepçeler birleştirilerek kapı kapatıldı.
PKK ve DHKP-C’nin sözde marşları eşliğinde halaylar slogan atan gruptakiler polisin müdahalesi ile dağıtıldı.
Olayları provoke dün sabaha karşı operasyon düzenlendi.
28 isim hakkında gözaltı kararı çıkarttıran İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 13 ilçede 24 farklı adrese eşzamanlı operasyon düzenlendi. Listedeki 22 kişi gözaltına alındı.
Arama yapılan adreslerde çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi.
Provokasyona sınırlı sayıda akademisyen de destek verdi. Önceki gün gerçekleştirilen devir teslim töreni sırasında rektörlük binası önüne gelen 20’yi aşkın akademisyen binaya sırtını dönerek protesto gösterisine destek verdi.
Cübbeleriyle burada bir süre bekleyen akademisyenler gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi. Akademisyenler bina önünde uluslar arası basın yayın organlarına de servis edilen görüntüleri verdikten sonra bölgeden ayrıldı.
Bir grup akademisyen adına sosyal medyadan yapılan 3 maddelik açıklamada da üniversiteler için özerlik istendi.
Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu, protesto gösterisinin marjinal gruplar tarafından provoke edilmesine tepki gösterdi. Kurul adına yapılan açıklamada protestonun amacı dışına çıkarıldığı ifade edildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bugün üniversitemizin akademik özgürlüğünü korumak için gerçekleştirdiğimiz protestoda kalabalık bir grup olarak bir aradaydık. Son yıllarda en fazla ses getiren protestolardan birine imza attık. Protestonun ilerleyen safhalarında eylemin kapsamının genişletildiğini ve basın açıklamamızda net bir şekilde belirttiğimiz odaklarımızdan saptığını gördük. Eylemimize zarar verecek davranışlara da tanık olduk. Bu odaktan sapma girişimlerinin protestomuza ve sürecin sürdürebilirliğine zarar verdiğini düşünüyoruz. Duruşumuz partiler ve ideolojiler üstüdür ve bunun medya organları tarafından manipüle edilmesini de doğru bulmuyoruz.”
Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır.
Bir üniversiteye rektör adayı olabilmek için, eski veya yeni hiç bir mevzuatımızda ilgili üniversitenin kadrolu profesörlerinden biri olma gibi bir koşul aranmamıştır.
Nitekim Boğaziçi Üniversitesi, geçmişte iki dönem, uzun yıllar farklı bir üniversite mezunu ve mensubu bir bilim insanı tarafından başarılı bir şekilde yönetilmiş ve bu durum hiçbir zaman eleştiri konusu yapılmamıştır" denildi.
Provokatörlerden sadece 2’sinin Boğaziçi üniversitesi öğrencisi olduğu öğrenildi. Gözaltındakilerin 2’sinin lise, 11’inin başka üniversitelerin öğrencisi olduğu, 2 kişinin ise öğrenci bile olmadığı ifade edildi.
Gözaltı listesinde bulunan isimlerin terör örgütleri MLKP, DHKP-C ve Dev Yol ile Kıvılcım, Kaldıraç ve LBGT-i gibi marjinal gruplarla bağlantılı olduğu vurgulandı. Ayrıca şüphelileri, terör örgütleri adına pankart asma, yazılama, korsan gösteri gibi illegal etkinliklerde yer aldıkları ve yine şüphelilerden bazılarının “terör örgütüne üye olmak” suçundan haklarında yargılamalarının devam ettiği tespit edildi.
Yakalanan şüphelilerden bazılarının MLKP, THKPC, Kıvılcım, Dev yol gibi örgütlerden poliste kayıtları olduğu öğrenildi.
Eylem dosyaları kabarık çıkan provokatörlerin geçmiş yıllarda sol sosyalist terör örgütlerinin kırsal yapılanmalarında faaliyet yürütmekteyken ölen şahısların cenaze ve anmalarına katıldıkları ve terör örgütlerinin organize ettiği toplumsal olaylarda yer aldıkları belirlendi.
Bazı şahısların ise terör örgütü adına pankart asma, yazılama, korsan gösteri gibi suçlardan emniyet kaydı var. Bazı isimlerin terör örgütüne üye olma suçundan yargılaması devam ediyor.
Gezi olaylarında olduğu gibi CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yine baş aktörlerden biri oldu. Öylemin ilk günü ekibiyle birlikte kampüse çıkarma yaptı. Kaftancıoğlu,
“Boğaziçi Üniversitesi ve destek veren diğer üniversite öğrencilerine bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum her şeyden önce.. Örgütlü dayanışmayla; üniversitelere intihal ya da kayyumla değil zekayla girilebileceğini bir kez daha gösterdikleri için”
açıklamasında bulundu.
Kaftancıoğlu dün de terör bağlantılı öğrencilerin gözaltına alınmasını eleştirdi. HDP resmi sosyal medya hesabından, İYİ Parti ise İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun mesajıyla olaylara desteğini açıkladı. CHP’li çok sayıda isim de sosyal medya hesabından desteğini açıklarken CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, terör bağlantısı ortaya çıkan öğrencilere destek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabından
“Partizanlığı her yerden söküp attığımızda çok güçlü bir ülke olacağız. Ülkenin en güzel beyinleri yurtdışına gitmeyecek. Her görüşten gençler geleceğimiz için birlikte çalışacaklar o zaman. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin haklı mücadelesinin yanındayım”
ifadelerini kullandı.
Üniversiteleri karıştırma çabası
Olayların başlangıcı Boğaziçi olsa da, diğer üniversitelerde de paralel hareketlenmeler gözlendi.
Marijinal sol gruplar Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelere ve sokaklara afişler asarak ayaklanma çağrısı yaptı.
Ankara, Samsun, Hatay ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde çekilen fotoğraflar sosyal medyadan paylaşıldı. Önceki gün gerçekleşen gösterilerde diğer illerden gelen grupların da bulunduğu ifade edildi.
Gezi olaylarında olduğu gibi hem yabancı hem de Türkiye’deki basın yayın kuruluşları yayınları ile olayları büyütmeye çalıştı.
Eylemlerdeki gerginlik seviyesinin yükselmesi üzerine İngiliz gazeteciler de sosyal medyadan aynı anda paylaşımlar yapmaya başladı. Gezi Parkı olaylarının çıktığı dönemde Taksim Meydanı’ndan, CHP’nin Adalet Yürüyüşü sırasında farklı noktalardan canlı yayınlar yapan BBC muhabiri Mark Lowen, bu isimlerden biri oldu.
Mark Lowen’in ardından yine İngiltere merkezli The Economist’in muhabirlerinden Piotr Zalewski de Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden eylemlerden görüntüler paylaştı. Halk TV, KRT, Tele1 gibi kanallar canlı yayınlar yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanmasını protesto gerekçesiyle toplanan bir grubun terör örgütü marşı söyleyip “katil polis” sloganları atması tepki çekti.
Gösteri sırasında atılan bu sloganlara tepki gösterenlerin sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden açtıkları “#Polisiminyanındayım” yazılı hashtag, Trend Topic (TT) oldu. Twitter’da “#Polisiminyanındayım” etiketiyle şu ana kadar yaklaşık 330 bin paylaşım yapıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ise olayların arkasındaki gerçek planı ortaya koydu. Gökçen katıldığı programda şunları kaydetti: “Er ya da geç kesinlikle geri adım atılacak. Bu düzenin böyle devam etmesi söz konusu değil. Bırakın ekonomiyi, bırakın Türkiye’nin sorunlarını çözmeyi, artık toplumun her kesiminden bu işin böyle gitmeyeceğine yönelik o kadar fazla söz duyuyoruz ki, üniversiteler de bundan dışarda değil elbette.
Boğaziçi’nde bugün gördüğümüz dayanışma, bugün gördüğümüz birliktelik, geçtiğimiz yıllarda yerel seçimlerde oluşan birliktelik, referandum öncesinde oluşan birliktelik ve sokaklarda Gezi’de gördüğümüz birliktelik yarın da artarak devam edecek. Türkiye’nin demokrasiye inanan tüm kesimlerinin bir arada söz söylemesiyle bu düzen elbette ki değişecek. Öğrencilerin tek yaptığı, anayasal haklarını kullanmak, ifade özgürlüklerini kullanmak, barışçıl bir protesto..
Barışçıl protesto anayasal haktır. Karşılaştıkları muameleyi hep birlikte görüyoruz. Bu kayyum rektörün ilk icraatı okula polis sokmaktı. Öğrenciler okula polis girmesini istemiyoruz, okulda demokrasi ve bilimin konuşulmasını istiyoruz diyorlardı. İkinci icraatı de o polislerin öğrencilere gösterdiği şiddet oldu bugün.”
#Boğaziçi Üniversitesi
#CHP
#Gezi
#MLKP
#DHKP-C
#Polis