|

Nesai Ölüye Ağlama Ve Matem Hadisleri

- Sünen-i Nesai
Kitaplar
Nesai
Konu Başlıkları
Ölüye Ağlama Ve Matem
Ölüye Ağlama Ve Matem Hadisleri
5424-

Hz. Osman İbnu Affan radıyallahu anh'ın Mekke'de bir kızı vefat etti. 

Cenazesinde bulunmak üzere geldik, İbnu Ömer ve İbnu Abbas (ra) da cenazede hazır oldular. Ben ikisinin arasında oturuyordum. Abdullah İbnu Ömer, tam karşısında bulunan Amr İbnu Osman'a: "Ağlamayı niye yasaklamıyorsun? Zira Resulullah (sav): "Ölü, ehlinin, kendisi üzerine ağlaması sebebiyle azab görür" buyurmuştur!" dedi. Bunun üzerine İbnu Abbas (ra): "Hz. Ömer (ra) bunun bir kısmını söylemişti" dedi ve sonra İbnu Abbas konuşmasına devam ederek anlattı: "Hz. Ömer'le Mekke'den çıktım. el-Beyda nam mevkie geldiğimizde, semüre ağacının gölgesinde bir yolcu gördü. Bana: "Git bak bakalım! Bu yolcu neyin nesi?" dedi. Gittim baktım, meğer Süheyb imiş, gelip haber verdim. "Onu bana çağır!" dedi. Tekrar Süheyb'e dönüp: "Haydi yürü, emr'ül-mü'minine uğra!" dedim. Hz. Ömer (ra) hançerlendiği zaman Hz. Süheyb (ra), ağlayarak girdi. Hem ağlıyor, hem de: "Vay kardeşim, vay arkadaşım!" diyordu. Hz. Ömer: "Ey Süheyb bana mı ağlıyorsun? Aleyhissalatu vesselam: "Ölü, ehlinin kendi üzerine ağlaması sebebiyle azab görür" buyurdu!" dedi. İbnu Abbas (ra) der ki: "Hz. Ömer (ra) öldüğü zaman bunu Hz. Aişe (ra)'ya hatırlatmıştım. Şöyle dedi: "Allah Ömer'e rahmet buyursun! Vallahi Resulullah (sav): "Allah, mü'mine, ehlinin üzerine ağlaması sebebiyle azab verir" demedi. Lakin Resulullah (sav): "Allah, kafirin azabını, ehlinin üzerine ağlamasıyla artırır" buyurdular." Hz. Aişe sözlerine şöyle devam etti: "(Bu meselede) size Kur'an yeter. Orada "Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez." (Fatır 18) buyrulmuştur." Bu söz üzerine İbnu Abbas (ra): "Gerçek şu ki, güldüren de, ağlatan da Allah'tır, (gülmek ve ağlamak fıtri bir şe'niyettir, kişinin bunda dahli yoktur)" dedi. İbnu Müleyke der ki: İbnu Ömer bu konuşmalar karşısında hiçbir şey söylemedi (serdedilen delilleri ikna edici buldu)."
Cenaiz 33;
Cenaiz 22;
(928);
Cenaiz 15;
(4;
18;
19);
5425-

Kendisine, İbnu Ömer (ra)'in "sağ kimsenin üzerine ağlamasıyla ölüye azab edileceğini söylemekte olduğu" haber verilmişti. Şu cevabı verdi: "Allah, Ebu Abdirrahman'ı (İbnu Ömer'i) mağrifet buyursun. 

Aslında o, yalan söylemiyor, ancak unutmuş veya yanılmış olmalı. Zira Resulullah (sav), (ölmüş) bir Yahudi kadın cenazesine uğramıştı, yakınları onun üzerine ağlıyorlardı. "Bunlar onun üzerine ağlıyorlar. Ona da bu yüzden kabrinde azab ediliyor!" buyurdu."
Cenaiz 33;
Cenaiz 25;
(931);
Cenaiz 37;
(1;
234);
Cenaiz 25;
(1004);
Cenaiz 15;
(4;
17);
5426-

Resulullah (sav)'ın alinden birisi vefat etmişti. Kadınlar, arkasından ağlamak üzere toplandılar. 

Hz. Ömer (ra) onları bundan men etmek ve geri çevirmek üzere kalktı. Aleyhissalatu vesselam müdahele edip: "Ey Ömer! Bırak onları, çünkü göz ağlayıcıdır, kalp izdıraba maruzdur, (izdırabın yaşandığı) zaman yakındır!" buyurdular.
Cenaiz 16;
(4;
19);
5430-

Resulullah (sav)'a Zeyd İbnu Harise, Ca'fer İbnu Ebi Talib ve Abdullah İbnu Ravaha (ra)'nın ölüm haberi gelince oturdu. (Halinden) üzüntülü olduğu belliydi. 

Ben kapı aralığından bakıyordum. Yanına bir adam geldi ve: "Ca'fer'in kadınları!" dedi ve onların ağladıklarını haber verdi. Aleyhissalatu vesselam derhal onları men etmesini emretti. Adam gitti ve sonra geri gelip: "Ben onları yasakladım, fakat onlar sözüme kulak asmadılar" dedi. Aleyhissalatu vesselam ikinci sefer emrederek kadınları bundan nehyetmesini söyledi. Ama o, kadınların yine kulak asmadıklarını haber verdi. Aleyhissalatu vesselam yine: "Yasakla onları!" buyurdu. Adam üçüncü sefer geri geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'a yemin olsun kadınlar bana -veya bize- galebe çaldılar" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ağızlanna toprak saç!" emretti.
Cenaiz 41;
46;
Megazi 44;
Cenaiz 30;
(935);
Cenaiz 25;
(3122);
Cenaiz 14;
(4;
15);
5431-

Resulullah (sav) Abdullah İbnu Sabit'e geçmiş olsun ziyaretine gelmişti. Onu, (Allah'ın emri) galebe çalmış buldu. 

Ona seslendi. Fakat cevap alamadı. Bunun üzerine Resulullah (sav) istircada bulundu "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" dedi ve: "(Biz yaşamanı isteriz ama, Allah'ın emri) bize galebe çaldı ey Ebu'r-Rebi!" dedi. Bunun üzerine kadınlar feryad edip ağlamaya başladılar. İbnu Atik (ra) kadınları susturmaya başladı. Ancak Aleyhissalatu vesselam: "Bırak onları ağlasınlar! Vacib olduğu zaman tek ağlayan ağlamayacak" buyurdu. "Vacib olan da ne?" dediler. "Öldüğü zaman (demektir)" dedi. Bunun üzerine kızı: "Allah'a yemin olsun, elimden gelse şehid olmanı isterim. Çünkü sen (cihad için gerekli teçhizatı) hazırladın" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah onun ecrini niyetine göre verdi. Siz aranızda şehid olmayı ne zannedersiniz?" buyurdular. "Allah yolunda ölmek!" dediler. Aleyhissalatu vesselam açıkladı: "Öyleyse ümmetimin şehidleri cidden azdır. Bilesiniz: Taundan ölen şehittir, boğularak ölen şehittir, yeter ki seferi taatte olsun. Zatulcenb'ten ölen şehittir. İshalden ölen şehittir, yanarak ölen şehittir, yıkık altında ölen şehittir, çocuk karnında ölen kadın şehittir."
Cenaiz 36;
(1;
233;
234);
Cenaiz 15;
(3111);
Cenaiz 14;
(4;
13;
14);
5433-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Izdırab ve matemi sebebiyle) yanakları yolan, üst başını yırtıp dövün)en, cahiliye duasıyla dua eden bizden değildir."

Cenaiz 36;
39;
40;
Menakıb 8;
İman 165;
(103);
Cenaiz 22;
(999);
Cenaiz 19;
(4;
20);