Nesai Hutbe Ve Hutbe İle İlgili Hususlar Hadisleri

- Sünen-i Nesai
Kitaplar
Nesai
Konu Başlıkları
Hutbe Ve Hutbe İle İlgili Hususlar
Hutbe Ve Hutbe İle İlgili Hususlar Hadisleri
2868-

Nesai'nin rivayetinde: "Resulullah (sav) ayakta iki hutbe verir, bunların arasını (kısa) bir oturuşla ayırırdı" denmiştir. 

Cuma 33;
(3;
109);
2869-

Ka'b, mescide girince Abdurrahman İbnu Ümmi'l Hakem'i oturarak hutbe verir görmüş ve derhal müdahele etmiştir: "Şu habise bakın hele! Oturarak hutbe veriyor. 

Halbuki Cenab-ı Hakk Kitab-ı Mübin'inde (mealen): "Onlar bir ticaret, yahud bir oyun, bir eğlence gördükleri zaman ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bıraktılar" (Cuma 11) buyurmuştur."
Cuma 39;
(864);
Cuma 18;
(3;
102);
2870-

Anlattığına göre, Bişr İbnu Mervan'ı, minberde ellerini kaldırarak hutbe verirken görmüş ve derhal müdahale etmiştir: "Allah şu iki kısa elin belasını versin. Ben Resulullah (sav)'ı gördüm, eliyle şundan fazla kaldırmazdı" dedi ve şehadet parmağıyla işaret etti. 

Cuma 53;
(874);
Salat 230;
(1104);
Salat 371;
(515);
Cuma 29;
(3;
108);
2871-

Resulullah (sav) hutbe verdi mi gözleri kızarır, sesi yükselir, öfkesi artardı. Sanki bir orduya "Düşmanınız akşama veya sabaha size baskın yapacak! 

" diye tehlikeyi haber veren komutan gibi (fevkalde ciddi bir eda ile): "Ben size, Kıyamet şu iki parmak kadar yakınlaşmış olduğu bir zamanda peygamber gönderildim" der ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yaklaştırarak gösterir, sözlerine şöyle devam ederdi: "Emmd bad! Bilesiniz, sözlerin en hayırlısı Kitabullah'tır. En güzel yol da Muhammed'in yoludur. İşlerin en şerlisi de sonradan ihdas edilenlerdir. Her bid'at dalalettir." Ayrıca, şunları da söylerdi: "Ben her mü'mine kendi nefsinden daha yakınım. Nitekim, kim bir mal bırakırsa bu ailesi içindir. Kim bir borç veya (bakıma muhtaç) horanta bırakırsa bu bana aittir ve benim uzerimedir."
Cuma 43;
(867);
İydeyn 22;
(3;
188;
189);
2873-

Resulullah (sav)'ın namazı vasattı, hutbesi de vasattı. 

Cuma 41;
(866);
Salat 229;
(1101);
Cuma 35;
(3;
110);
2878-

Resulullah (sav)'a geldim. Hutbe veriyordu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Yabancı ve dinini bilmeyen bir kimseyim, sizden dinimin ne olduğunu soruyorum!" dedim. Bunun üzerine bana yöneldi, hutbesini bırakarak yanıma kadar geldi. Kendisine bir sandalye getirildi. Zannedersem ayakları demirdendi. Üzerine oturdu. Hemen Allah'ın kendisine öğrettiklerinden bana öğretmeye başladı. Sonra tekrar hutbesine dönerek, sonunu tamamladı.

Cuma 60;
(876);
Zinet 123;
(8;
220);
2880-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cuma günü, imam hutbe okurken, sen (yanıbaşında konuşan) arkadaşına: "Sus!" desen boş laf etmiş olursun."

Cuma 36;
Cuma 11;
(851);
Cuma 6;
(1;
103);
Salat 235;
(1112);
Salat 368;
(512);
Cuma 22;
3;
(103;
104);