Bağımlı kişilik otorite görmek ister

Semiha Kavak
04:002/03/2025, الأحد
G: 2/03/2025, الأحد
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Siyasal Davranışın Psikolojisi kitabında toplumların siyasi tercih ve tutumlarını psikolojik açıdan ele alan akademisyen Ferihan Polat, “Her topluma denk düşen lider tipi farklıdır” diyor. “Bazı toplumlar kendilerine bir siyasi liderden ziyade bir kamu görevlisi seçerler” diyen Polat, Türk toplumunda ise bağımlı kişilik yapısının öne çıktığını bundan dolayı da kendi adına söz söyleyen karizmatik lider profilini öne çıkarmayı öncelediğini söylüyor.

Siyasal davranışın psikolojisi, bireylerin ve toplumların siyasi tutumlarını, inançlarını ve davranışlarını psikolojik bir mercekten inceleyen bir disiplin dalı. Siyasetin sadece rasyonel kararlar ve ideolojik farklılıklarla değil, aynı zamanda duygular, motivasyonlar, kimlikler ve sosyal etkileşimler gibi psikolojik süreçlerle de şekillendiğini ileri sürer ve bu alanda çalışmalarını sürdürür. Seçmenlerin neden belirli adayları desteklediği, siyasi partilerin hangi stratejileri benimsediği, Siyasi mesajların nasıl daha etkili bir şekilde iletileceği, propaganda tekniklerinin psikolojik etkileri, insanların siyasi hayata daha fazla katılım göstermesini sağlamak için psikolojik engellerin aşılması ve motivasyonun artırılması, Siyasi farklılıkların neden olduğu çatışmaların anlaşılması ve çözülmesi gibi konular siyasal davranışların psikolojisiyle ilintili konular.


Pamukkale Üniversitesi öğretim görevlilerinden Ferihan Polat da bu alanda yaptığı çalışmaları “Siyasal Davranışın Psikolojisi” adlı kitabında okurla buluşturdu. Polat, bu çalışmasında sadece siyasi davranışların nedenlerini değil, aynı zamanda bu davranışların birey ve toplum üzerindeki etkilerini de derinlemesine incelediği çalışmasından yola çıkarak sorularımızı ilettik.


Kayıtsız şartsız bağlılık

Siyasal davranışın psikolojik temelleri, toplumda hangi düzeyde değişim yaratabilir?

Sosyal bilimlerde her araştırmacı her toplumun kültürel değerlerinin evrensel değerler kadar yerel yani kendine özgü değerlerden de oluştuğu her sosyal bilimci için bir ön kabul. Bu ön kabulü ortaya çıkaran faktörlerden biri de o toplumun bireysel ve toplumsal psikolojileri ile ilgili. Toplumu oluşturan bireylerin kişilik gelişimi, ruhsal bütünlükleri ya da yarılmaları toplumsal ruhun şekillenmesinde çok etkilidir. Örneğin bağımlı kişilik adını verdiğimiz, otoriteye tutkun, otorite simgelerini fazlaca idealleştiren, sorumluluk almak istemediği için bir başkasının kendi adına karar vermelerini isteyen kişilik tipinin yoğun olduğu bir toplumda siyasal düzeyde özgürlükçü, eşitlikçi, içinde yaşadığı toplumun sorunları ile ilgili sorumluluk alan etkin bir vatandaş tipinin ortaya çıkması mümkün değildir. Böyle bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplumun eşitlik, özgürlük ve hoşgörü erdemlerini içeren bir demokratik siyasal kültürü geliştirmesi mümkün değildir. Bu tür toplumların anayasalarında rejim tanımı ne olursa olsun siyasal rejim her daim otoriter bir rejime evrilme tehlikesi taşır. Gördüğünüz gibi siyasal davranışın nasıl şekillendiği insanın kişilik gelişimi ile ilgilidir. O toplumdaki bireylerin kişilik örüntüsü siyasal tutum ve davranışları, dolayısıyla da o ülkenin siyasal rejimini belirlemeye kadar gidebilir. Bu nedenle demokratik bir siyasal rejimin temeli her şeyden önce özerk kişilik geliştirmiş, sorumluluk alabilen, kendine saygısı yüksek ve içinde bulunduğu toplumun değerleri ile sahici bir özdeşim kurabilen insanlardan oluşan bir topluma dayanır. Dolayısıyla toplumdaki bireylerin kişilik gelişimine yönelik bilinçli bir farkındalık oluşturmak daha barışçıl ve daha güven temeline dayalı bir toplumsal yaşamı beraberinde getirebilir.


Bizde karizmatik liderlik önemli

Siyasal liderlerin ve liderlik tarzlarının toplumsal psikoloji üzerindeki etkileri nelerdir?

Her toplumun içinden çıkardığı siyasi lider tipi ve bu liderlerin özellikleri birbirinden farklıdır. Aynı şekilde bir başka ülke ve toplum için ideal görülen siyasi liderler diğer bir ülke ve halkı için çok başarılı bir lider grafiği çizmeyebilir ya da çok teveccüh görmeyebilir. Her topluma denk düşen lider tipi farklıdır. Bazı toplumlar kendilerine bir siyasi liderden ziyade bir kamu görevlisi seçerler, lider özellikleri gösteren siyaset adamlarına çok ilgi göstermezler. Örneğin İskandinav ülkeleri bu bahsettiğim toplumlara çok tipik örneklerdir. Ancak biz toplum olarak bu türden bir siyaset insanı anlayışına çok uzağız. Bizim için iyi bir siyasi lider karizmatik liderlik özellikleri taşımalı. Her şeyden önce güçlü bir görünüm sergilemeli ve çok iyi bir hatip olmalı. Peki neden biz özellikle bu tür bir siyasi lider tipine teveccüh gösteriyoruz? Ben bunu millet olarak savaşçı ve göçebe bir tarihe ve kültüre sahip olmamızla açıklıyorum. Böyle bir geçmişe sahip olmak bize kılavuzluk yapacak, bizim adımıza yeri geldiğinde inisiyatif alacak, yanılmaz, sarsılmaz kahraman bir lidere duyduğumuz psikolojik ihtiyacın sonucunda ortaya çıkar. Çünkü bizim gibi toplumlar çok travmatik bir tarihi mirasa ve bunun duygusal yüküne sahiptir. Bu durum o toplumların duygusal dünyalarını oldukça kırılgan yapar. Bu kırılganlığı güç imajı ile telafi edecek bir lider, toplumsal birliğin tesisinde hayati öneme sahiptir. Çünkü tek tek bireysel hayatlarında kendilerini güçsüz ve yalnız hisseden insanlar, bu türden bir liderin güç imajına yaşamsal bir ihtiyaç duyar. Bu tür toplumlarda toplumsal birliğin sağlanması ve toplumun bir amaca yönelik harekete geçirilmesinde karizmatik liderler hayati rol oynarlar.


Siyasal krizler, toplumsal ruh halini ve bireylerin karar alma süreçlerini nasıl etkiler? Toplumsal huzur ve barış üzerinde nasıl bir etki yapar?

Siyasi kriz anlarında toplumsal karmaşanın yarattığı kaos ortamı toplum üyelerine birlik olmanın verdiği güven hissini kaybettirmeye başlar. Güvenlik ihtiyacı insanın en temel ihtiyaçlarından biridir çünkü insanın bilinçaltı hayatta kalmaya programlıdır. Bu tür kriz anları insanın en temel korkusu olan ölüm korkusunu tetiklediğinden, toplumun en büyük motivasyonu kendilerini yeniden güven duygusu içinde tutacak yani ölüm korkusundan uzakta tutacak düzenin tesis edilmesi ihtiyacıdır. Bu güdü sebebiyle insanlar bir baskı ortamını sırf güvenliğin yeniden tesisi için bekler ve arzular hale gelebilirler.


Savaş mantık ve muhakeme yeteneğini körleştirir

Çevremizde savaşlar ve iç çatışmalar yaşanmakta ve olup bitenler medya aracılığıyla kamuoyuna yansımakta. Bu olaylar bireyler üzerinde nasıl bir etki bırakıyor?

Savaş; yıkım getirir, yoksulluk getirir, acı getirir. Ama tüm bunlara rağmen geçmişteki mağduru, kurban olmuşu aynı zamanda şanlı bir muzaffere dönüştürme vaadini de içinde barındırır. Savaşın tüm olumsuzluklara rağmen insanın kendini alamadığı bir çekiciliği de buradan gelir. Fakat savaş insanın bilinçaltındaki ölüm korkusunu harekete geçirdiğinden duygu dünyasını terörize eden bir özelliğe sahiptir. Bu durum bireyin bilişsel fonksiyonlarının zayıflamasına mantık ve muhakeme yeteneklerinin körleşmesine sebep olur. Bu çok tehlikeli bir durumdur çünkü böyle bir duygulanım hali kişiyi olan biteni gerçekçi bir şekilde değerlendirme yetisini kaybettirir.


Siyaset yapmak sosyal medyaya kaydı

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bireyler çeşitli mecralarda siyasal olarak varlıklarını öne çıkarmaya çalışıyorlar. Neden?

Hayatımızı sürdürmede gerekli olan finansal kaynağı sağlamak için hepimiz en büyük zaman dilimini artık çalışmaya ayırıyoruz. Dolayısıyla ortaya çıkan zaman kısıtı içinde siyasal bir varlık olan insanın içinde yaşadığı siyasal bütüne dair geleneksel siyasal katılma yollarını kullanmak artık çok maliyetli hale geldi. Yani kimsenin bir gösteriye, bir yürüyüşe, bir mitinge katılmaya ya da bir siyasal partiye üye olarak aktif çalışmaya hem vakti yok hem de siyasal sistemlerin özelliğine bağlı olarak her siyasal düzen bu kanalları kullanmaya izin vermeyebiliyor. Ama sosyal medyaya erişim ise çok kolay. Bir twitt atarak ya da bir gönderi yayınlayarak içinde yaşadığınız toplumun sorunlarına yönelik siyasal tercihlerinizi çok rahat dile getirebiliyorsunuz. Sosyal medya artık siyasetçiler için de çok pratik ve etkili. Yani siyasetin hem arz yönü hem de talep yönü için çok cazip

bir alan.


#psikoloji
#davranış
#bilinç
#kişilik