Belgelerle Filistin’e bakış

R. Rüveyda Okumuş
04:0027/04/2025, Pazar
G: 27/04/2025, Pazar
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

“Kuşbakışı Filistin” sergisi, Filistin topraklarında yaşanan hakimiyet, kolonileştirme ve işgalin tarihsel boyutuyla sonuçlarını irdeliyor. Osmanlı’dan bugüne Filistin’in tarihini ve bu tarih içinde harita ve fotoğraf başta olmak üzere teknolojik materyallerin etkilerini gösteriyor.

Filistin topraklarının tarihsel, politik ve kültürel bağlamda nasıl gözlendiğini ele alan “Kuşbakışı Filistin” sergisi ANAMED’de sanatseverleri ağırlıyor. A.M. Qattan Vakfı ve ANAMED tarafından düzenlenen sergi Filistin coğrafyasında geçmişten günümüze süregelen ‘kuşbakışın’ detaylı enstantanelerini sunarak Filistin topraklarında yaşanan hakimiyet, kolonileştirme ve işgalin tarihsel boyutunu ve sonuçlarını irdeliyor.

2021’de ilk kez Ramallah’taki A.M. Qattan Vakfı’nda izleyiciyle buluşan “Kuşbakışı Filistin” sergisi yukarıdan bakış ile yeryüzünde yaşanan gerçeklikler arasındaki ilişkiyi araştırarak tarih yazımı, kolonyalizm ve egemenlik anlayışına etkilerini ortaya koyuyor. Ramallah’taki özgün tasarım diline sadık kalınarak İstanbul’a getirilen serginin güncellenmiş hâlinde Ortadoğu’daki şiddet ortamı, savaş teknolojilerindeki yükseliş ile Gazze’de devam eden yıkım ve soykırım ele alınıyor. Sergi, sömürgeci bakış açısı ve yerel direniş arasındaki mücadelenin izlerini sürerken, demiryolları ve kentsel altyapıdan askeri tesislere ve arazinin dönüşümüne kadar olan tarihi süreci tüm boyutlarıyla sorguluyor.

Yazid Anani, Zeinab Azarbadegan, Zeynep Çelik ve Salim Tamari’nin küratörlüğünü üstlendiği sergi arşiv belgeleri, fotoğraf albümleri, kitaplar, mektuplar, videolar ve sanat işlerinden oluşan bir seçki ile Filistin’in tarihsel ve çağdaş görünümünü inceliyor. Sergide “Gökyüzü Casusları”, “Mit ve Düzen”, “Kudüs’ün Temsili”, “Hafıza Limanları”, “Seyahatler ve Arzular”, “Coğrafi Görünüm ve İktidar” olmak üzere 6 bölüm aracılığıyla gökyüzünden yeryüzüne uzanarak Osmanlı’dan bugüne Filistin’in tarihini ve bu tarih içinde harita ve fotoğraf başta olmak üzere teknolojik materyallerin etkilerini gösteriyor.

Birinci Dünya Savaşı’ndan günümüze hava fotoğrafçılığının bir gözetim ve denetim aracı olarak ne şekilde kullanıldığı serginin “Gökyüzü Casusları” bölümünde inceleniyor. Filistin ilki 1903’de havalanan fotoğraf makinalarıyla donatılmış uçaklarla fotoğraflanmaya başlandı. Filistin’in Alman, İngiliz ve Avusturyalıların hava fotoğrafları sadece askeri keşif ve planlama değil arkeolojik yerleşimleri, şehir alt yapılarını ve dinî mekânları saptayıp haritalandırmayı amaçlıyordu. Osmanlılar da ilk uçaklarını Filistin üzerinden uçurdu ve müttefikleri Almanların hava fotoğraflarından hareketle kendi haritalarını çizdiler. İngiliz mandası döneminde (1920-1948) sınırlı olarak kullanılan hava fotoğrafçılığı 1936-1939’daki Arap İsyanı’nı bastırmak amacıyla hem kırsal hem de kentsel bölgelerde stratejik bilgi toplamakta etkili oldu. İngilizler İkinci Dünya Savaşı’nda Filistin’i belgelemek için hava fotoğrafçılığına sıklıkla başvurdular ve bu 1948’den sonra da devam etti.


Hava saldırıları altında bir Filistin

Günümüzde kuşbakışı teknolojileri, havadan gözetleme ve uzaktan kontrollü havadan saldırı araçlarına dönüşerek Gazze’nin canlısı ve cansızı ile tümden yıkımını gerçekleştiriyor. Sergi ile yeni uydu ve drone teknolojileri verilerinin Filistinliler ve insan hakları savunucuları tarafından katliam ve yıkımlara karşı nasıl direniş ve hak arama aracı olarak kullanıldığını görüyoruz.

Filistin’in demiryolları, limanları, havaalanları ve karayollarıyla Osmanlı döneminden bugüne uzanan ulaşım tarihi serginin “Hafıza Limanları” bölümünde anlatılıyor. Bu bağlamda Osmanlı’nın Filistin’de inşa ettiği 1922’de İngilizler tarafından yıktırılan saat kulesinin bir maketi ile Hicaz demiryoluna dair fotoğraf albümü ile demiryolunun güncel fotoğrafları sergileniyor. 19. yüzyıl sonundan itibaren Filistin, demiryolları, limanlar, karayolları ve havaalanlarının yapılmasıyla gittikçe ulaşılabilir hâle gelmişti. Altyapı projeleri bölgenin Osmanlı İmparatorluğu’yla bütünleşmesini sağladı. Demiryolları ve buharlı gemilerin yardımıyla Osmanlı Filistin’i hac ziyaretinin önemli bir istikameti oldu. Ancak bu altyapı İngiliz mandası ve İsrail işgali boyunca yıkılarak veya el konularak hafıza ve arşivden ibaret kaldı. 1943’de İngilizlerin Lydda’da inşa ettikleri havalimanını 1948’de ele geçiren Siyonistler burayı yeniden adlandırdı. Uzun süre havalimanına sahip olmayan Filistin’in İkinci Oslo Antlaşması (1995) uyarınca 1998’de Gazze’de açılan Yaser Arafat Havalimanı faaliyete geçti. Ancak burası 2000 yılında İkinci İntifada’nın başlamasıyla birlikte İsrail tarafından yıkıldı. O günden beri Filistinliler, İsrail, Ürdün ve Mısır’daki uluslararası havalimanlarına başvurmak zorunda kalıyor.


Kudüs’ün kutsal mekanlarının minyatürleri

Sergi bir diğer bölümünde Filistin’in özellikle de Kudüs’ün tarihi ve kutsal mekânlarının minyatürlerden modern haritalara kadar nasıl temsil edildiğine odaklanıyor. Asırlar boyunca tüccarlar, hacılar, gezginler, askerler, haçlılar, hükümdarlar ve bilim insanları tarafından ziyaret edilen Filistin toprakları 19. yüzyıl ile dikkatleri üzerine çekmeye başladı ve yoğun bir araştırma konusu haline geldi. Osmanlı bürokratları ve yazarları, Avrupalı gezginler, sömürge yetkilileri ve araştırmacıların Filistin’e bakışının incelendiği serginin “Seyahatler ve Arzular” bölümünde sömürgeci yerleşim politikaları, kolonyalizm, arkeoloji ve turizm tarihi çeşitli harita, belge ve fotoğraflarla ele alınıyor. Aralık 1917’de Filistin’in kaybedilişinin dramı da çeşitli vesikalarla gözler önüne seriliyor. Kudüs’ün teslim oluşu sırasında Osmanlı komutanı Hüseyin Hüsnü Emir ile öğretmen Halil Sakakini’nin tuttuğu günlükten parçalar ve devre ait bazı tarihi malzemeler ziyaretçilere sunuluyor.


Arkeolojik kazılarla pek çok eser kaçırıldı

Filistin’in Osmanlı hâkimiyetinden çıkmasıyla birlikte başlayan İngiliz mandası döneminde (1920-1948) yapılan arkeolojik kazılarda pek çok tarihi eser Orta Doğu’dan Batı’ya taşındı ve Filistin mirası sistematik olarak yok edildi. Sergide İngilizlerin gerçekleştirdiği arkeolojik faaliyetlerinin yanı sıra 1967 Savaşı’nda İsrail Savunma Bakanı olan Moşe Dayan’ın otuz sene boyunca yaptığı gayrimeşru kazılar fotoğraflarla ortaya koyuluyor. Moşe Dayan bu kaçak kazılarla arkeolojik alanlardan antik eser çalıp ticaretini yaptığı gibi 1981’de ölümünden sonra eşi koleksiyonunu İsrail Müzesi’ne sattı ve çalınmış eserler burada sergilendi.


Kuşbakışı Filistin sergisi

Filistin’in değişimine ve dönüşümüne bakış

Filistin topraklarının son yüzyıldaki dönüşümünü odağına alan serginin “Coğrafi Görünüm ve İktidar” başlıklı bölümde ise Filistin’in doğal ve kentsel dokusunun siyasi, ekonomik ve askeri amaçlarla nasıl şekillendirildiği anlatılarak yerleşimler, tarım projeleri ve çevresel dönüşümler üzerinden İsrail’in hegemonya inşası ve yerel halkın direniş örnekleri belgeleniyor. Katmanlı haritalar, arşiv fotoğrafları ve güncel uydu verilerle toprak kullanımındaki değişimler, nüfusun yerinden edilmesi ve kentsel yayılma belgeleniyor. Yasadışı Siyonist yerleşimlerle Filistinlilerin evlerinden ve toprakların edildiğine, dış dünya ile irtibatı kesilen Gazze şeridinin karadan şiddetli müdahale ve havadan dronlarla gözetim altında tutulmasına dikkat çekiyor. Tarihsel ve çağdaş dinamiklerin Filistin mücadelesiyle kesiştiği bir dünyada güncelliğiyle koruyan Kuşbakışı Filistin sergisi 25 Ocak 2026’ya kadar ANAMED’de ziyaret edilebilir.


#Filistin
#sergi
#Kuşbakışı Filistin