
Teoman Duralı ve Alev Alatlı’nın TRT2’deki programları kitaplaştı. Duralı’nın “Felsefe Söyleşileri” iki cilt, Alatlı’nın “İhmal Edilebilir Nasihatler”i tek cilt olarak yayımlandı.
TRT 2’nin ekranlarda iz bırakan kültür-sanat programlarını kalıcı birer esere dönüştürdüğü “TRT 2 Kitaplığı” projesi, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen etkinlikte tanıtıldı.
Projenin ilk etabında Prof. Dr. Teoman Duralı ve Alev Alatlı’nın TRT 2’deki söyleşilerinden yola çıkarak hazırlanan eserler yer alıyor. Etkinlikte, “Bilginin Peşinde Bir Ömür Teoman Duralı” ve “Suyu Arayan Bir Münevver Alev Alatlı” başlıklarıyla iki oturum düzenlendi. Oturumlarda Duralı ve Alatlı’yla birlikte çalışan, onu tanıyan isimler, onların düşünce dünyasını anlattı. Ayrıca, TRT 2’de yayınlanan Doğan Hızlan’ın “Karalama Defteri” ve Hülya Koçyiğit’in “Film Gibi Hayatlar” isimli programlarından derlenen eserler de ilerleyen günlerde okurla buluşacak.
Etkinliğin açılışında konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, TRT 2’nin yeniden yayın hayatına başladığı 2019’dan bu yana izleyicisine özgün ve nitelikli programlar sunduğunu söyleyerek, “Bu programlardan bazıları, yalnızca ekranlarla sınırlı kalmayıp daha kalıcı mecralara taşınmaya elverişli bir derinliğe ve zenginliğe sahiptir. Bu projeyle, işte bu yapımlarımızı kitaplaştırarak kültürel belleğimizde daha sağlam bir yer edinmelerini hedefledik” dedi.
ÖNCE KORKARDI SONRA MEMNUN OLURDU
Projenin ilk yayınları arasında yer alan “Felsefe Söyleşileri” başlıklı iki ciltlik Teoman Duralı kitabı, Duralı’nın TRT 2’de 2019-2022’de gerçekleşen programından derlenerek hazırlandı.
Bir diğer eser olan “İhmal Edilebilir Nasihatler” başlıklı Alev Alatlı kitabı ise Alatlı’nın 2019-2023’te TRT 2’de yayınlanan programının 150 bölümünden derlenerek hazırlandı. Duygu ve düşüncelerini Yeni Şafak için dile getiren Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, programların son dönemde annesi için çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Rahatsızlığının ilerlediği, yazmanın zorlaştığı dönemde programlara çok özen gösterdi. Çünkü fikrini, düşüncesini izah edebilmenin, anlatabilmenin çok önemli bir yolu olduğunu gördü. Kendisi yaşasaydı çok gurur duyardı. Annemin kitapları, üzerinde uzun uzun düşünülen eserler. Söz öyle olmuyor ama… Eminim ki, bu kitaplar hazırlanırken annem, ‘Acaba cümleler nasıl oldu, ne çıkacak?’ diye önce bir korkardı. Sonra çıkanı görünce memnun olurdu. Çünkü kitaplar edit edilirken, annemin özeni gösterilerek edit edildi.”

OKUYUP TEFEKKÜR EDECEKLER
Duralı’nın oğlu Deniz Duralı ise çok mutlu olduğunu ifade ederek şunları aktardı: “Bu program çok güzel ve etkili bir programdı. Bu kadar yaygın olacağını babam da tahmin etmiyordu. Ama pek tabii ki bu bir felsefe programı, dolayısıyla felsefeyi dinlemek güzel bir şey fakat üzerine düşünmek lazım. İnsanlar seyrettiklerini şimdi okuyacak ve okudukları üzerine tefekkür edecek. Zaten babam da bunların kitaplaşmasını istiyordu.”
KÜLTÜRDE DEVAMLILIĞA HİZMET EDİYOR
Alatlı’yla birlikte programda olan Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, “Devir turbo bir devir. Her şey çok hızlı akıyor ve çok şey unutuluyor. TRT’nin bu teşebbüs ve gayreti Alev Alatlı’nın en demlenmiş fikirlerini yeni nesillere aktarmayı hedefliyor. Kültürde devamlılığa hizmet ediyor. Büyük bir emek mahsulü. Bu işte karınca kararınca yer almış olmaktan dolayı çok bahtiyarım” diyerek programın kitaplaşmasıyla ilgili düşüncelerini aktardı.
ALATLI’YI STÜDYOYA GÖTÜRMEK EN ZOR KISIMDI
“İhmal Edilebilir Nasihatler” programının ortaya çıkmasında büyük emeği olan ve moderatörlüğünü yapan Ayşe Böhürler, şunları söyledi: “Televizyonda serbest sohbet ortamında bir yazarın dünyasını ve aslında onun gözünden çok iyi bildiği Batı’yı, Amerika’yı, düşünce tarihini, Hristiyanlığı ve Türkiye meselelerini konuştuk. Bunun izlenen bir şey olması kadar okunan bir şey olması çok önemli. Bir sohbet ortamında konunun farklı açılımları farklı kırılmalarıyla ele alınıyor. Bu nedenle bir yazarın tek başına bir konuya odaklanıp yazmasının dışında bir metin ortaya çıktı. Hocayı evden çıkartıp stüdyoya götürmek işin en zor kısmıydı. Kitap birebir bölümlerin deşifresi değil, aynı konuları konuştuğumuz çeşitli bölümlerin bir başlıkta toplanması şeklinde derlendi.”