
Dr. Esra Aydınbaş’ın kaleme aldığı “Peygamber Çağının Mutlu Çocukları” serisinin ilk kitabı “Hazreti Hasan,” Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları etiketiyle minik okurlarla buluştu. Kitap, Peygamber Efendimizin (sav) torunu Hz. Hasan’ın gözünden sevgi dolu dede-torun ilişkisini anlatıyor. Aydınbaş “Çocuklar, Hz. Hasan’la tanışırken bir yandan onun çok sevdiği dedesi Peygamberimiz (sav) hakkında da fikir edinmeye başlıyor. Peygamberimizi (sav) sevmek, insanı sevmektir, Allah’a inanmak ve güvenmektir” diyor
Peygamberimizin (sav) yaşadığı zamana mutluluk çağı denir. Kalbinde Peygamber (sav) sevgisi olan herkes, yaşadığı zamanı güzelleştirebilir. Haydi gel, Sevgili Peygamberimizi (sav) o çağın çocuklarından dinleyelim! Peygamberimizin (sav) sevdiği ve Peygamberimizi (sav) seven mutlu çocuklardan, Mesela Hz. Hasan’dan. Dr. Esra Aydınbaş’ın kaleme aldığı, Ümran Aşkın Aydın’ın rengarenk çizimleriyle “Peygamber Çağının Mutlu Çocukları” serisinin ilk kitabı “Hazreti Hasan” Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları etiketiyle minik okurlarıyla buluştu. Kitap, Peygamberimizin (sav) sevgili torunu Hz. Hasan’ı bir çocuk olarak, tüm doğallığıyla tanıtıyor ve Peygamberimizin (sav) zamanını “mutluluk çağı” olarak tanımlıyor. Kitapta, Hz. Hasan’ın dedesiyle olan samimi ilişkisi ön plana çıkıyor; çocukların seveceği şekilde anlatılan bu ilişki, okurları Hz. Hasan’ı ve onun dedesi olan Peygamberimizi (sav) daha yakından tanımaya yönlendiriyor. Aydınbaş ile kitabını konuştuk.

Dede-torun ilişkisine şahit oluyoruz
Dr. Esra Aydınbaş, “Hz. Hasan bu kitapta tüm yalın haliyle bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın en özgün yanı ise Hasan’ın dedesini de aynı yalınlıkla anlatması. Kitapta bir dede- torun ilişkisine şahit oluyoruz. Kitabı okuyan ya da dinleyen çocuk Hz. Hasan’la tanışırken bir yandan onun çok sevdiği dedesi hakkında fikir edinmeye başlıyor” diyor ve ekliyor: “İsmi Harb yani Savaş olacakken dedesinin şefkatli dokunuşuyla o güne kadar hiç duyulmamış güzel bir isme sahip olan Hasan, dedesiyle ilişkisini anlatırken doğal olarak en çok sevgiye vurgu yapıyor. Öyle bir sevgi büyüyor ki içinde, göğsündeki kalbinin varlığını hissediyor. Okur arkadaşlarının da bir kalplerinin olduğunu hissetmeleri için onlara rehberlik ediyor. Sonra bütün hikâye zaten o kalbe bazı sevgileri nakşetmek için. Çünkü Peygamberimizi (sav) sevmek, insanı sevmektir. Kâinattaki her zerrenin varlığına hürmet etmektir. Haklara özen göstermektir. Adaletli olmaktır. Güçlü ve cesur olmaktır. Peygamberimizi (sav) sevmek Allah’a inanmak ve güvenmektir.” Aydınbaş, “Dünyanın en güzel lezzetlerinden biri de en saf sevgiye dayanan dede torun ilişkisidir. Bunu yaşayan birçok çocuğun yüzünde tebessüm çiçekleri açtıracak bu tanıdık hikâyede kahramanlar da hikâyenin sonuna kadar sıradanlığını koruyor aslında. Asıl hikâye kitap bitince başlıyor. Çünkü onunla tanışan, bu sevginin aynı zamanda ne kadar sıra dışı olduğunu da hikâyenin sonunda keşfetmeye başlıyor” ifadelerini kullanıyor.
Efendimizin hayatında çocukların yeri önemli
Sevgili Peygamberimizi (sav) anlayabilmemiz için onun çocuklara olan yaklaşımını bilmemiz gerektiğinin altını çizen Aydınbaş, “Zira çocukların onun hayatında önemli bir yeri var. Onun yakınında yaşamış olan çocukların ise Peygamberimize (sav) müthiş bir sevgisi var. Dolayısıyla çocuklara odaklanmamızın sebebi Peygamberimizi (sav) onların gönül aynasından seyretmek. Arı duru bir aynadan” sözleriyle dile getiriyor. Peygamber Efendimizin (sav) çocuklara karşı merhametini en iyi anlatan örneklerden birinin ise tam on yıl boyunca ona hizmet eden Enes Bin Malik’in hatıralarında saklı olduğunu söyleyen Aydınbaş, “Size hizmet eden bir çocuk düşünün… Verilen görevleri yerine getirirken hataları, eksikleri olacak elbette. Peki, bu hatalar işlerinizi aksatırken sesinizin tonu ona karşı hiç değişmez mi? Değişmiyor” diyen Aydınbaş, “Enes Bin Malik’ten öğreniyoruz Peygamberimizin (sav) şefkatini. Çocuklara karşı ne kadar özenli olduğunu, onun yanında büyüyen bir çocuktan dinliyoruz. Çocuk okurlarımız bir arkadaşını dinler gibi dinliyor Enes Bin Malik’i. Bu da anlatımı daha samimi ve gerçekçi kılıyor” diyor.