Toplumlar gelenekleriyle yaşar ve önemli insanların izlerini sürer. Bizler çok önemli medeniyet değerleri içerisinde büyümüş, izleri sürülecek insanlar yetiştirmiş bir toplumun parçasıyız. Gençlerimiz, kendi geleneksel kodları ve kültürel değerleriyle bağlarını ve irtibatlarını devam ettirsin istedik. Çünkü her ağaç kendi kökü üzerine büyür. Bu amaçla yola çıkarak, bu toplumun bütün hücrelerinde iz bırakmış, değer katmış birçok tarihi kişi veya kültür sanat insanına kültür sanat sezonumuzu atfedelim dedik. Çok da beğenildi. Bizden sonra birçok belediye bunu yaptı.
Bu sene Buhurizade Mustafa Efendi’ye atfediyoruz, namı diğer Itri. Salat-ı Ümmiye ve Salavat-ı Şerif gibi makamları bize hediye eden kişi. Esenler’de yaklaşık 120 bin öğrenci var. Okullarda, sokakta, salonlarda Itri ile ilgili etkinlikler yapılacak. Bizim etkinlik kapasitemiz çok yüksek. İstanbul’da kültürel etkinliklerde salon doluluk oranı en yüksek belediyeyiz. Aynı zamanda kültür etkinliklerimiz sadece salonlarda değil, Şehir Ekranı, Radyo Esenler gibi mecralarda da dijital olarak ulaşma şansımız var. Kültür bir taraftan kendi değerini inşa ederken, öbür taraftan da bir farkındalık oluşturuyoruz. Yarın akşam Meclis Başkanımız Numan Kurtulmuş’un katılımıyla Itri sezonunu açacağız. Esenler, bu kültür sezonunda müziğe doyacak diyebilirim.
Esenler bir zamanlar sokaklarında korkarak yürünen bir ilçeden, kültürel etkinliklerle anılan bir ilçeye dönüştü. Bu dönüşümü nasıl yorumlarsınız?
Bu tamamıyla sosyal ve kültürel bir dönüşüm. Belediyecilik eskiden fiziki belediyecilik olarak tarif ediliyordu. Sonra sosyal belediyecilik, daha sonra kültürel belediyeciliğe dönüştü. Fakat artık belediyeciliğin adı fıtrat belediyeciliğidir. Şehri yöneten bir belediye başkanı, eğer kendisini şehrin sadece yöneticisi olarak görüyorsa, başarılı olamaz. Ama kendisini şehrin lideri olarak görüp, şehrin bütün sorunlarını önüne alıp, bunu çözmesi gereken bir insan olarak görüyorsa, hayatın her bir alanıyla ilgilenir. Eskiden İstanbul’da suç işleme oranlarında ilk üçteydik. Şu anda en son ilçelerden
bir tanesiyiz.
Bu tamamıyla yaşanan kültürel değişimin sonucudur.
Önce mekânı değiştirdik, daha sonra insanı kültürel olarak ihya ettik. Ben göreve geldiğimde kültürel etkinlikler için 250 koltuk vardı, şimdi 10 bin koltuğu geçtik. Siz mekânı hazır hale getirdikten sonra sıra içeriğe geliyor. İçerikteki en kıymetli şey, yaşadığınız şehrin sosyolojisidir. Sosyolojiyi iyi bilirseniz, içeriği de ona göre belirlersiniz. Şehir, yaptığımız bu kültürel mekânlara aktı. Önüme gelen son araştırmaya göre Esenler halkının yüzde 85’i, bir şekilde bizim programlarımıza katılmış.
Tabii, kültür kart, genç kart gibi kartlarımız var. Yıl sonunda etkinliklerimize katılım oranlarına göre umre ziyaretinden tutun da, uluslararası seyahatlere, bir takım programlara kadar ödüller veriyoruz. Biz kültürü her şeyle teşvik etmek istiyoruz. Eline hat kalemi veya bağlama, ney alan insandan kolay kolay kötülük gelmez. Sanat merkezimizde resimden fotoğrafa, sinemadan tiyatroya 42 ana branşta kurs açtık. Binlerce mezun verdik.
Birçok şey hoşumuza gidiyor, gitmese zaten bütün bunları yapmazdık. Ama ben uzun süre hat çalıştım. Onun için el ve göz nuru sanata ayrıca çok ilgi duyarım. Bir de içinde hikâyesi olan müzik sunumlarından çok etkilenirim.