Murat Ülker'den dikkat çeken analiz: İslam hukuku iftira ve yalan konusunda bize ne söyler?

14:0127/11/2025, Perşembe
G: 27/11/2025, Perşembe
Yeni Şafak
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker.

Kişisel internet sitesinde Prof. Dr. Hasan Doğan’ın 'İslam ve İftira' kitabına dair bir inceleme kaleme alan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kitabın İslam hukukunda ispat yolları, şahitlik ve cezai yaptırımların nasıl uygulandığını detaylı bir şekilde anlattığını vurguladı.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Prof. Dr. Hasan Doğan beyin
“İslam ve İftira”
adlı eserini irdeledi.
Murat Ülker yazısında şu ifadelere yer verdi;
İftira, insanlık tarihinin en eski suçlarından biridir. Tek bir söz ile insanın hayatını karartabilen ve toplumun vicdanını zedeleyen derin bir olgu. Bu konunun tarihi kökeniyle İslam hukukundaki yerini ele alan Prof. Dr. Hasan Doğan beyin
“İslam ve İftira”
adlı eserini okudunuz mu?

Hasan Doğan bey, akademide ve kamu görevinde tanıdığımız saygın bir isim, Ankara İlahiyat ve Atılım Üniversitesi Hukuk mezunu; İslam hukuku ve özel hukukta yüksek lisansı ve iki ayrı doktorası var. Halen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde dersler veriyor. 2014’ten beri Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü olarak görev yapıyor.

Yazdığı İslam ve İftira kitabı iftiranın toplumda ne yaralar açtığını titizlikle ve oldukça kapsamlı bir şekilde anlatan bir çalışma; iftiranın, insanın hayatını nasıl gölgelediğini; güveni, onuru ve sosyal düzeni nasıl zedelediğini tarihi örneklerle gösteriyor. Antik Atina’da Sokrates’in gençleri yoldan çıkarması, Hz. Yusuf ve Hz. Meryem örneklerine kadar uzanan geniş bir çerçeve çiziyor.

İslam hukukunda iftira

Kazf, şetm, seb, bühtan gibi farklı iftira türlerinin birbirinden hangi yönleriyle ayrıldığını ele alıyor. Dört Sünnî mezhebin görüşleriyle birlikte Caferî, Zeydî ve İbâdî yaklaşımlarına da yer verilmiş olması çalışmayı zenginleştirmiş. İftiranın nasıl ispatlanması gerektiğine dair somut bir çerçeve çiziyor. İkrarın hangi şartlarda geçerli sayıldığı, şahitlerin taşıması gereken özellikler, yemin ve diğer ispat vasıtalarının sınırları gibi konular, detaylıca açıklanıyor. Özellikle hukuki sürecin pratikte nasıl işlediğini merak eden okura çok derin bilgiler sunuyor. İftira suçunun cezası, ağırlaştırıcı sebepler, hafifletici durumlar ve kazfa mahsus özel hükümler anlatılıyor.

İftiranın İslam hukukunda neden bu kadar hassas ve detaylı bir şekilde değerlendirildiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kazf ile diğer iftira türleri arasındaki farkların; şahitlik, ispat, cezai yaptırım ve Allah’ın hakkı, bireyinin hakkı dengesi üzerinden nasıl şekillendiğini açıklıyor. Zina isnadıyla ilgili ispat ve şahitlik hükümlerin katılığı, diğer iftiraların ise toplum düzeni ve bireysel şartlar dikkate alınarak daha geniş bir takdir alanına bırakılması, eserin en dikkat çekici tespitlerinden biridir. Yazar, bütün bu çerçeveyi bir araya getirerek İslam hukukunun iftirayı yalnızca bireyden de öte; topluma zarar veren bir suç olarak gördüğünü, bu nedenle de caydırıcı ve adalet merkezli bir yaklaşım benimsediğini aktarıyor.

İslam Hukuku’nda zina iddiasını ispatlayamayan kocanın yalancı şahit veya müfteri olarak cezalandırıldığını, zina suçu atmak için dört şahit gerektiğini biliyordunuz, değil mi?

Eserin daha çok okura ulaşmasını, konusu gereği önemini hiç kaybetmeyecek olan bu alanın daha iyi anlaşılmasına katkı sunmasını diliyorum.



#Murat Ülker
#Yıldız Holding
#İslam hukuku