Tüm polikliniklere hastaların yüzde 3 ile yüzde 40'ının öksürük yakınması edeniyle başvurduğuna dikkati çeken Uzm. Dr. Alpar, öksürüğün aslında hastalık değil, bir savunma mekanizması olduğunu vurguladı.
Üç haftadan kısa ise olana ‘akut öksürük’, üç ile 8 hafta sürerse ‘subakut öksürük’, 8 haftadan daha fazla ise ‘kronik öksürük’ olarak adlandırıldığını ifade eden Uzm. Dr. Alpar, şunları kaydetti: ‘’Akut öksürüğün en sık nedeni soğuk algınlığı olmasına karşın zatürre, kalp yetmezliği ve pulmoner emboli gibi yaşamı tehdit eden pek çok nedene bağlı olabilir. Üç -sekiz hafta arasında süren subakut öksürüğün en sık nedeni infeksiyonlardır. Astım, sinüzit alerji ise diğer en sık nedenleridir. Sekiz haftadan daha uzun süren öksürük, kronik öksürük olarak tanımlamaktadır. En sık nedenleri sigara içimi, astım, sinüzit reflü ve bazı hipertansiyon ilaçlarıdır. Ancak akciğer kanseri, tüberküloz bronşektazi, yabacı cisim ve psikolojik gibi diğer önemli nedenlerde unutulmamalıdır. Tekrarlayan öksürük, çocukluk çağının en sık rastlanılan semptomlarından biridir. Bu dönem öksürükleri çoğunlukla viral kaynaklı olsa da \%10'unda soğuk algınlığı dışı nedenler mevcuttur. Ev içindeki maddelerde öksürüğe yol açabilir. Örneğin evde kömür, tüp gaz gibi yakıtlardan çıkan gazlar, sigara dumanı, evde kullanılan çamaşır suyu amonyak boya gibi kimyasal maddeler, halılar, toz, nem ya da alerjiye yol açan evcil hayvanlar öksürük nedeni olabilir. Öksürüğün nadir görülen nedenleri arasında doğumsal solunum yolu anomalileri, büyük bademcik, dış kulak hastalıkları sayılabilir.