
SETA’nın “Sosyal Panorama 2025: Nüfus ve Aile” kitabının tanıtımı kapsamında İstanbul’da düzenlenen toplantıda, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu demografik riskler ele alındı.
Toplantıya katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’de doğurganlık hızının kritik seviyenin altına indiğini vurgulayarak, “2001’de 2,38 olan toplam doğurganlık hızı 2024’te 1,48’e geriledi. Nüfusun kendini yenileme seviyesi olan 2,1’in altındayız” dedi.
EVLİLİĞİ KOLAYLAŞTIRMALIYIZ
Yılmaz, Türkiye’nin hızla yaşlanan bir nüfus yapısına doğru ilerlediğini belirterek, “2000’de 24,8 olan ortanca yaş bugün 34,4’e yükseldi. Genç nüfus oranı yüzde 21,5’ten yüzde 14,9’a düştü; eğilim devam ederse 20 yıl içinde yüzde 10 seviyelerine gerileyebilir” ifadelerini kullandı. Bu dönüşümün eğitimden iş gücü piyasasına, sosyal güvenlikten sağlık altyapısına kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratacağına dikkat çekti.
Evlilik yaşındaki yükselişin doğurganlığı doğrudan etkilediğini belirten Yılmaz, gençlerin ekonomik yüklerinin azaltılması ve aile kurmayı teşvik eden politikaların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. “Evliliği kolaylaştırmak demografik geleceğimiz açısından stratejik bir zorunluluktur” dedi.
3 ÇOCUK ÇAĞRISI ÇOK ANLAMLIYDI
SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş ise dünyada doğurganlığın düşüşe geçtiğini, yapay zekâ, iklim krizi ve göç hareketlerinin küresel demografiyi şekillendirdiğini belirtti. Yaşlanan nüfusun artık sadece sosyal güvenlik sistemlerini değil, ülkelerin uzun vadeli istikrarını etkileyen bir meseleye dönüştüğünü ifade eden Miş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce yaptığı “En az üç çocuk” çağrısının bugün çok daha net anlaşıldığını söyledi.









