
İstanbul’da “Milli Sinema Günleri” kapsamında üç gün boyunca milli sinema konuşuldu. Yücel Çakmaklı’dan Osman Sınav’a, Salih Diriklik’ten Mesut Uçakan’a milli sinemaya gönül vermiş birçok yönetmen, yapımcı ve senarist anıldı, eserleri gösterildi.
3. Milli Sinema Günleri’nde, 3 gün boyunca milli sinema eserleri ve bugüne yansımaları konuşuldu. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliklerde, Yücel Çakmaklı’dan Osman Sınav’a, Salih Diriklik’ten Mesut Uçakan’a milli sinemaya gönül vermiş birçok yönetmen, yapımcı ve senarist anıldı, eserleri gösterildi. Bu yıl ilk kez verilen “Uluslararası Sinema Derneği Yılın Sinema Ödülü” de sahibini buldu. Ödül, İslam Ansiklopedisi’nin 33 yıllık hazırlık sürecini anlatan “Hep 33 Yaşında” filmi adına, yönetmen Murat Pay’a verildi.
İYİ İNSANLARI ROL MODEL GÖSTERİYORDU
Milli Sinema Günleri programının ilkinde “Osman Sınav Yönetmenliğinde Oyunculuk” konusu işlendi. Oyuncu Ali Nuri Türkoğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide, oyuncu İsmail Hakkı konuşma yaptı. Sınav’ın sinema dünyasındaki gidişatı çok beğenmediğini söyleyen Hakkı, “Rol modeller televizyonda hep şiddet içerikli işler yapıyor. Bunlar paylaşılıyor ve özendiriliyor. Osman Sınav’ın işlerinde de şiddet vardı. Savaşı, çatışmayı, şiddeti çok iyi kullanıyordu. Ama iyi insanların rolünü ön plana çıkarıyordu, onları rol model gösteriyordu. Bu konuda öyle çaba gösterdi ki, ömrünü buna adadı diyebilirim” ifadelerini kullandı.
SALİH DİRİKLİK’İN ESERLERİNİN İYİ KOPYASI YOK
“Yolumuzun İşaret Taşları” başlıklı açık oturumlarda, Osman Sınav ile Salih Diriklik’in Türk sineması içindeki yerleri ele alındı, sinemaya getirdikleri hikâye ve karakter temsilleri üzerinde konuşuldu. Salih Diriklik’in konuşulduğu programda, yönetmen, senarist ve yapımcı Mesut Uçakan, Yücel Çakmaklı ile birlikte Salih Diriklik’in milli sinemanın şekillenmesine çok büyük katkı sağladığını söyledi. Uluslararası Sinema Derneği Başkanı Nazif Tunç ise, Salih Diriklik’in yolumuzun işaret taşı olan filmlerinin hiçbirisinin iyi bir kopyası olmadığını söyledi. Tunç, “‘Gençlik Köprüsü’ ve ‘Danimarkalı Gelin’ şu anda YouTube’da çok izlenen filmler. Milli sinemanın işaret taşı sayılan yönetmenlerinin eserlerini, tekrardan cam gibi görüntülerle, teknolojinin getirdiği imkanlarla seyirciyle kavuşturmak istiyorum” dedi.
OTURUMLAR KİTAP OLARAK YAYIMLANACAK
“Milli Türk Talebe Birliğinden Dijitale Milli Sinema” ile “Film Çekmek Çile Çekmek mi?” başlıklı toplantılarda, son zamanlarda sinema, televizyon ve dijital platformlarda ortaya çıkan gelişmelere ilişkin farklı bakışlar işlendi, film yapımı konusunda karşılaşılan güçlükler ve çözüm yollarına dair fikirler paylaşıldı. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yılki söyleşiler ve açık oturumlar da Uluslararası Sinema Derneği tarafından kitap olarak yayımlanacak.
MÜMİN İLE KAFİR İLK KEZ SİNEMADA İZLENDİ
- Milli sinemadan bahsedip, örneklerini izlemeden olmaz. Program kapsamında Yücel Çakmaklı’nın yönetmenliğini yaptığı Necip Fazıl Kısakürek’in “Mümin ile Kafir” filmi ilk kez sinemada izlendi. Bunun yanı sıra; “Hünkarın Bir Günü”, “Yalancı”, “Uzak Hikâye”, “Memleketim”, “Gençlik Köprüsü”, “Danimarkalı Gelin”, “Hep Otuz Üç Yaşında”, “Çizgizar”, “Yıldız Tozu”, “Ölümsüz Karanfiller” ve “Rafadan Tayfa: Göbeklitepe” filmleri izleyiciyle buluştu.
EN GÜZELE ULAŞMANIN ARACI
- 3. Millî Sinema Günleri ve açık oturumlarını Yeni Şafak için değerlendiren Yönetmen Nazif Tunç, şunları söyledi: “Beyaz perdeyi hakikati bulma kapısı yapmaya çalışanların emekleri, çerçevelerini temiz tutma arayışları güçlenerek sürüyor. Makine dairelerinden perdeye doğru akan kuvvetli ışığın gönülleri de sinema ile temizleyeceğine inanıyoruz. Sinemanın ‘En Güzel’e ulaşmanın araçlarından biri olması sonsuza kadar mümkün. Millî sinema hareketinin etrafında toplananlar için sinema, ‘İnsanın ve insanlığın kemâle ulaşması için sarf edilen temiz çabalar’dır.”









