
CHP’nin yerli ve milli ürünlere yönelik başlattığı boykot çağrısı tepki toplamaya devam ediyor. Osmanlı’dan bugüne ülkemizde yapılan boykot çağrıları ithal ürünlere karşı olurken Yerli Malı Haftası’nda ise yerli ve milli malların tercih edilmesi için yıllarca çaba harcandı. Bir süre önce İsrail mallarına karşı başlatılan boykota sessiz kalan CHP’nin yerli sermayeyi hedef alması şaşkınlık yaratıyor
Yolsuzluk soruşturmasından rahatsız olan CHP bu dosyanın kapanması için hepinizin hatırlayacağı gibi geçtiğimiz haftalar ilginç bir eylem çağrısında bulundu ve yerli malların boykot edilmesini istedi. Oysa nesiller boyu yerli malları kullanmaya ithal ürünleri ise boykot etmeye teşvik edildik. Hatta ilk kez İsmet İnönü tarafından 1939 yılında İzmir İktisat Kongresi’nde alınan bir kararla birlikte yerli malların kullanımı için önemli adımlar atıldı. Öyle ki halka ithal malları değil yerli malları kullanmasını hatırlatan Yerli Malı Haftası her yıl okullarda kutlanmaya başlandı. Nesiller boyu yerli malını öven ve bu malların kullanılması için çeşitli oyun, şiir, kompozisyonlar yazılan bir nesil olarak yetiştik.
Demir kaşık boykot edilmiş
Boykot tarihimize baktığımızda ise Türk halkının boykotlarında milli ve yerli duruşunu bozmadığına şahit oluyoruz. Hatta bu konuda İsmet Özel’in yıllar önce kaleme aldığı bir yazısı vardır. Üç Zor Mesele kitabındaki “Demür Gaşuk” yazısında Özel, özetle 19. Yüzyılda Türk halkının yurt dışından gelen demir kaşık, çatal, bıçaklar yüzünden zor durumda kalan yerli tahta kaşık üreticilerinin özel bir fetvayla korunduğunu anlatır. Fetvada demir kaşıkla yemenin günah sayıldığı söylenir amaç ise yerli üreticiyi korumaktır. Bunun en güzel örneğini ise Türk resmin öncülerinden olan Hoca Ali Rıza’nin meşhur İftar Sofrası adlı tablosunda görürüz. Sıcak bir tas çorbanın yanında tablodaki sofrada tahta kaşıklar dikkat çeker. Anlaşılan o ki tahta kaşıkların korunması için yapılan bu boykot o yıllarda epey işe yaramış tablolara bile yansımıştır.
Fes yerine Türk kalpağı çağrısı
Peki Türkiye tarihindeki ilk boykot çağrısı demir kaşığa mı yapılmış? Başka neler boykot edilmiş ve nasıl sonuçları olmuş? Bu sorular eşliğinde tarihin tozlu sayfalarını aralıyoruz. Osmanlı’da ilk boykot ürünü aslında o yıllarda ithal edilen fes olmuş. Hikayesi ise şöyle: 2. Meşrutiyet döneminde Türkiye tarihinde bilinen ilk ekonomik boykot hareketlerinden biri Bosna Hersek’i topraklarına katan Avusturya’ya karşı yapılmış. Boykot, 8 Ekim 1908 tarihinde başta medrese öğrencileri ve İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri olmak üzere binlerce Türk, Rum, Ermeni’nin Harbiye Nezareti önünde toplanmasıyla başlamış. Kısa sürede boykot eylemi halk tabanında güzel bir karşılık bulmuş. O günlerde İstanbul ve Selanik’teki liman işçileri ve mavnacıların Avusturya Lloyd firmasına ait gemilerden yük taşımayı reddetmesiyle boykot yaygınlaşmış. Avusturya’ya karşı yapılan boykotta fes ise sembolik olarak boykot ürünü olarak öne çıksa da o yıllarda fes ile birlikte ithal edilen ecza ürünleri, petrol, pirinç gibi ürünler de boykottan nasibini almış. Hatta Türk halkı o yıllarda ithal olan fes yerine Türk işi kalpakların takılmasını gündeme getirmiş. Avusturya’ya karşı uygulanan boykot yüzünden ekonomik olarak zarara uğradığını gören Avusturya ise Osmanlı Devleti ile 26 Şubat 1909 tarihinde bir anlaşma yapmış ve boykot son bulmuş. Bu anlaşma gereğince Avusturya, ilhak karşılığında Osmanlı Devleti’ne 2,5 milyon altın tazminat ödemeyi kabul etmiş. 2. Meşrutiyet dönemindeki diğer boykot hareketi ise 1909-1911 yıllarında Yunanistan’a karşı yapılmış. Yunanistan’ın Girit adası üzerindeki isteklerinden vazgeçmemesi ve Osmanlı vatandaşı olan Rumları, kendi siyasal amaçlarına yönlendirmek için Osmanlı ülkesinde gizli faaliyetlerde bulunması, Yunanistan’a karşı yapılan boykotun temel gerekçesini oluşturmuş. 1909 yılının Ağustos ayında başlayan boykot hareketi, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasındaki gerginliğin azalmasına bağlı olarak sona ermiş.
Azınlıkların malları boykot edilmiş
Yine Balkan Savaşları sonrası gündeme gelen 1913 ve 1914 yıllarında uygulanan boykot hareketi ise bu defa Osmanlı vatandaşı olan Rumlar başta olmak üzere azınlıklara karşı yapılmış. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı vatandaşı olan özellikle Rumların Türk topraklarını işgal eden düşmanlara destek vermesi üzerine Müslüman halk da azınlıklara karşı boykot hareketi başlatmış. Böylece Osmanlı iktisat hayatında etkili olan azınlıklara karşı uygulanan bu boykot da yine yerli sermayeyi güçlendirmek adına etkili olmuş.
İsrail malı değil yerli mal hedef alındı
Cumhuriyet sonrasında hatta yakın tarihte de pek çok boykot çağrısı yapıldı ancak bunlar da ithal ürünlere karşı oldu. Nitekim 1990’larda PKK terör örgütü sempatizanlığı yapan İtalya’ya karşı İtalyan ürünleri boykot edildi. Yine son 30 yıldır İsrail’in Filistin’e karşı yürüttüğü katliamlara karşı boykot çağrısı yapılıyor ve İsrail ürünleri kullanılmıyor. İsrail zulmüne ve boykot çağrısına sessiz kalan CHP’nin yerli sermayeye karşı başlattığı son boykot ise tarih sayfalarında ibretlik bir boykot çağrısı olarak yerini alacağı hiç şüphesiz.