Divriği Ulu Camii

Yeni Şafak
Haber Merkezi
04:0028/06/2016, Salı
G: 28/06/2016, Salı
Yeni Şafak

Anadolu'nun ücra bir kasabasında, kendi sakinliği içerisinde yüzyıllarca gözden uzak kalmış bir mücevher. Döneminin tek ve benzersiz örneği olmasından dolayı Divriği Mucizesi olarak da adlandırıyor.

Evrensel bir başyapıt olan Selçuklu çağının bu en önemli anıtı, Anadolu'daki küçük bir beylik merkezinde inşa edilmiş. Divriği, Anadolu'daki ilk Türk beyliklerinden Mengücekoğulları'nın bir koluna merkezlik etmiş. 1080'de Mengücek Gazi tarafından fethedilmiş. Daha sonra beyliğin Divriği kolu hükümdarı Ahmet Şah ile eşi Turan Melek 1229 yılında bu külliyeyi inşa ettirmişler. Dıştan bakıldığında tek bir kütle olarak görülüyor ama birbirine bitişik cami ve darüşşifadan oluşuyor. Bey, camiyi; eşi de hastaneyi yaptırmış. Mimar Ahlatlı Hürrem Şah, yöre civarından topladığı yerli taş ustalarıyla, Anadolu'daki Türk taş oymacılığının şaheseri olarak kabul edilen bu külliyeyi inşa etmiş. Yapının mimarlık tarihinde öncesi ve sonrası yok. Sadece Divriği'de görülen bir uygulama. Mimarî özelliğinin yanı sıra dikkat çekici değişik bitkisel ve figürlü süslemeleriyle seyrine doyum olmayan bir eser. Sadece “Cennet kapıları” diye adlandırılan dört kapısı onlarca büyük esere bedel. Özellikle kuzeydeki taç kapısında taş sanki hamur gibi yoğrulup şekillendirilmiş. Dantel inceliğinde örülmüş yüzlerce irili ufaklı motiften hiç biri diğerine benzemiyor. Asimetrik ve doğaçlama yapılan bu motiflerin de hepsinin zahirî ve batınî anlamları var. Selçuklular'ın Anadolu'ya attığı bu en büyük imza, Batı dünyası karanlık ortaçağını yaşarken Türk ve İslâm medeniyetinin estetik seviye ve sanat ikliminde ulaştığı aşamayı göstermesi açısından önemli. Mimarisi ve dört taç kapısıyla Anadolu Selçuklu sanatının özgün yapısı olarak Anadolu'daki yapı taşları arasında ilk sırada yerini alan külliye, bugünlerde restorasyona alındı.



#Divriği Ulu Camii
#Selçuklu