Ramazan'da en çok yaptığımız işlerden biri de bol bol Kur'an-ı Kerim okumaktır. Okudukça okuyası gelir insanın. Bir tarafta evlerde, camilerde mukabeleler, diğer tarafta günün belli zamanlarında ayetlerle iç içe geçen anlar.
Kur'an'la bereketlenmekte, Kur'an'la feyizlenmekte, Kur'an'la maneviyatımızı zenginleştirmekte, Kur'an'la dirilmekteyiz.
İnanır ve biliriz ki Kur’an'sız geçen günler ziyan içindedir. Kur’an'sız evler harabedir. Kur’an'sız gönüller yıkıktır. Kur’an'sız nesiller güdüktür. Kur’an'sız işyerleri bereketsizdir. Kur’an'sız fabrikalar üretim hatalıdır.
Bu sebeple mümin yürekler kuranla coşar.
Mümin evler kuranla huzur bulur.
Mümin çalışanlar kuranla dinlenir.
Mümin yöneticiler kuranla adalet ve hizmet üretir.
Fert, aile, toplum ve devlet Kur'an'la var olur, ihya olur, güç bulur.
***
Tilavet; okuma, güzel bir sesle, kurallarına, usulüne uygun bir şekilde okumaktır. Manasını kavrayarak, hükmüne uyma bilinci ile tecvid kurallarına uyarak, tertil üzere okumaktır.
Tertil, Kur’an’ı yavaş yavaş, tane tane, düşünerek okuma.
Tecvid, aşırılığa kaçmadan, eksik yapmadan, Kur’an harflerinin mahreç ve sıfatlarına tilâvet kurallarına uyarak güzel ve hatasız okuma.
Hadr, Kur’ân-ı Kerîm’i tecvid kaidelerine uymak kaydıyla en hızlı okuyuş biçimidir.
Tedvir ise tahkikle hadr arasında orta bir okuyuş biçimidir.
Tahkik, “bir şeyin hakkını tam vermeye özen göstererek okumak” anlamına gelip okumanın en yavaş şeklidir. Harflerin mahreç ve sıfatlarına tam riayet üzere okumak.
Tilavet, kıraatten daha özel bir anlam içerir. Tilavette, en güzel bir biçimde okuma, okuduğunu anlama, onunla amel etme, insanlara en güzel biçimde sunma, “Allah’ın indirdiği kitabı izlemek” vardır. Kıraat ise Kur’an’ı Kerim’i okuma demektir.
Bazı müfessirler tilavete “okunan ilâhî kitaba uymak, onunla hakkıyla amel etmek, helâlini helâl, haramını haram kabul etmek, muhkemiyle amel edip müteşâbihine iman etmek, inzâl edildiği gibi okumak, kastedilen mânanın dışında başka bir şekilde yorumlamamak, mânasını düşünerek tane tane, hakkını vererek, huşû içinde tefekkür ve tedebbürle okumak” diye mana vermişlerdir.
Peygamber Efendimiz Kur’an’ı yavaş yavaş, tane tane, tefekkür ve tedebbürle okurdu.
***
Âlimler Kur’an’ın tilâvet âdâbıyla ilgili şu hususları belirtmişlerdir:
“Kur’an okurken abdestli olmak, temiz bir yerde bulunmak, kıbleye yönelmek, okumaya istiâze ve Besmele ile başlamak, sadece Allah rızasını gözetmek, tecvid kurallarına riayet ederek tertîl ile ve huşû içinde okumak, mushafın tertibini gözetmek, meşhur kıraatlerden sadece biriyle okumak, rahmet âyetleri gelince Allah’ın rahmetini istemek, azap âyetlerinde O’na sığınmak, secde âyetlerinde secde etmek, her gün okumak, ezberlenen yerleri tekrar etmek, mümkünse hafif sesli okumak, okurken gülmemek, konuşmamak, lüzumsuz işler yapmamak, âyetler üzerinde düşünmek ve okuduklarıyla amel etmek, “Azîm olan Allah doğruyu söylemiştir” anlamındaki “sadakallahül azîm” ifadesi ile tamamlamak.”
Gazali’nin ifadesiyle “dil okumalı, akıl okunanları anlamalı, kalp de bunlardan gereken dersleri almalıdır.”