Vitir namazı, İslam dininde yatsı namazından sonra kılınan özel bir namazdır. Arapça'da "tek" anlamına gelen vitir, bu namazın tek sayıda rek'atla kılınmasından dolayı bu ismi almıştır. Hanefi mezhebine göre üç rek'at olarak kılınan vacip bir namazdır. Diğer mezheplere göre ise vitir namazı kılmak sünnettir. Vitir namazı, Müslümanların gece ibadetlerinin önemli bir parçasıdır ve Allah'a daha yakınlaşmak için bir fırsat sunar.
Vacib olan bu namaz yatsı namazı kılındıktan sonra sabah namazının vakti girinceye kadar herhangi bir zamanda kılınabilir.
Uyanabilecek olan kimsenin vitir namazını gecenin sonunda, yani imsak vaktinden bir müddet önce kılması daha faziletlidir (Müslim, Salâtü’l-müsafirîn 162; Tirmizî, Salât, 222). Ancak uyanamayacağına dair endişe taşıyan kimsenin, vitir namazını uyumadan önce kılması uygun olur. Vaktinde kılınamayan vitir namazının daha sonra kaza edilmesi vaciptir (İbnü’l-Hümâm, Feth, I, 426).
Vitir namazının dayanağı Hz. Peygamberin (s.a.s.) sözleri ve uygulamalarıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Vitir, her Müslüman üzerine bir vazifedir.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 2; Nesâî, Kıyamu’l-leyl, 40) buyurmuş, gecenin son namazının, tek sayılı rekâtlarla (vitr) olmasını tavsiye ve teşvik etmiştir (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 148).
Vitir namazının Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünnetiyle sabit olduğu konusunda fıkhî mezhepler arasında ihtilaf olmamasına rağmen; hükmü, rekât sayısı, kılınma şekli ve kunût dualarıyla ilgili bazı görüş ayrılıkları vardır. Bu ayrılıkların temel sebebi, konuyla ilgili rivayetlerin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Hanefî mezhebine göre vitir namazı, Hz. Peygamber sürekli kıldığı ve zannî olmakla birlikte kesin ifadeler taşıyan bir delille emredildiği için “vacip” kabul edilmiştir (Kâsânî, Bedâî’, I, 270; İbn Nüceym, el-Bahr, II, 40). Diğer mezheplere göre ise vitir, “sünnet” namazlardandır (İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 591-595).