
Uzun süredir Türkiye’de uygulanan kamu personel sistemi hakkında yazıyor ve öneriler sunuyoruz. Ancak gelinen noktada çok fazla mesafe alındığını söyleyemeyiz. Milyonlarca memur hakkında halen 1965 tarihinde hazırlanan ama maddelerinin büyük bir çoğunluğu daha hayata geçirilmeden 1970 yılında (86 maddesi) değiştirilen veya kaldırılan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uygulanmaktadır. Bu yazımızda kamu personel sistemindeki sorunları ve çözüm önerilerini açıklamaya çalışacağız.
Kamu personel sistemindeki sorunlara ve çözüm önerilerine dokuz başlıkta yer vermeye çalışacağız.
Kamu hizmetlerinin niteliği ve vatandaş beklentileri değişirken, mevzuat ve uygulamada bu değişime uyum sağlanamamış olması çok büyük bir handikaptır.
Sistemdeki adaletsizlik algısı, liyakat eksikliği, statü karmaşası ve performans sorunlarının rahatsızlık oluşturmasının altında bu sorun yatmaktadır. Mevzuat eksikliği giderilerek klasik kamu personel anlayışından modern insan kaynakları yönetimi yaklaşımına geçiş sağlanarak yapısal reform, insan odaklı yönetim ve kurumsal kapasite/dijitalleşme merkeze alınmalıdır.
Mevcut sınav sistemi ve sistemin açıkları liyakat sorununa çözüm için harekete geçilmesini zorunlu hale getiriyor. Alt düzey kadrolara atamaların üst düzey kadrolara atanmadan daha zor hale getirilmesi ciddi bir sistemsel açık olarak karşımıza çıkmaktadır. Halbuki yukarıda doğru çıkıldıkça atamanın zorlaşması gerekmektedir. Daha açık ifade etmemiz gerekirse şef kadrosuna atanmak genel müdür kadrosuna atanmaktan daha zor hale gelmiştir. Halbuki tam tersi bir durumun olması gerekmektedir.
Sendikalarla da görüştüğümde bu sorun gündemdeki ilk sırayı koruyor. Elbette kurumlar açılır, kapanır ve bunların açılıp kapanması ilahi buyruk gereği değildir. Ancak bir kurum kapatılırken daha iyisi kurulmazsa mevcuttaki sorunlar katlanarak büyür ve devam eder.
Şu ana kadar hiçbir kişi DPB’nin niçin kapatıldığını açıklamadı. Çünkü bu Kurumun kapatılmasının hiçbir rasyonel temeli yoktu. Bu nedenle de kurumlar arası farklı uygulamalar ve koordinasyonsuzluk her geçen gün artıyor ve kurumlar çözüm için muhatap bulmakta zorlanıyor.
Aynı işi farklı pozisyonlarla yapanlar arasındaki ücret farklılığı sistemin en büyük açığı haline geldi. Adeta personeller birbirlerinin maaşını sorgulamaya başladı ve keşkeler havada uçuşur oldu. Sendika başkanlarının işçi maaşlarını emsal göstererek yaşanan ücret adaletsizliğine çözüm ister hale gelmesi dahi bu durumu gözler önüne sermektedir.
Bir işi hem memur hem sözleşmeli hem geçici personel ve hem de işçiler yapıyor. Böyle olunca da ücret farklılığı kaçınılmaz hale geliyor. Çünkü her statünün maaşının belirlenme usulü ve sağladığı haklar farklıdır.
Kamudaki istihdam türlerinin sadeleştirilmesi sağlanarak yaşanan karmaşanın sonlandırılması gerekmektedir.
Norm kadro çalışmalarının yapılmamasının bu durumda etkisi çok büyüktür. Norm kadro çalışması olan kurumlarda ise farklı saikler sistemde azda olsa sorunlar oluşturmaktadır.
Mevzuat gereği becayiş uygulamasının sadece aynı kurumda uygulanması ve bu konuda mevzuat değişikliği yapılmaması sorunları çözme yerine daha da katmerleştirmektedir.
Daha önceki yazılarımızda toplamda 2 veya 3 bin kişilik daire başkanı ve üstü kadroların masaya yatırılması ve sonucun analiz edilmesi gerektiğini belirtmiştik. Sistemin bu sıkleti taşımadığı küçük bir araştırmada hemen görülecektir.
Henüz yol yakınken bu duruma çözüm üretilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.